Ревную tradutor Turco
427 parallel translation
Я люблю тебя и ревную к твоему мужу, потому что ты любишь его.
Seni seviyorum ve kıskanıyorum çünkü sen kocanı seviyorsun.
Я не ревную, потому что доверяю тебе.
Kıskanç değilim çünkü sana güveniyorum.
Я ревную?
Kıskanıyor muyum?
Да, я ревную.
Evet, sanırım öyle.
Во-первых, я не ревную. Ты меня оскорбил. Что нужно этому Полишинелю?
Şapşal herif, Marsilya'da insanlar elleriyle şarkı söylemez mi?
"Я так ревную к госпоже!"
- "O benim sevgilim, onu alamazsın."
И еще я тебя ревную к той соседской девке
Ve komşu kızını kıskanıyorum.
Я ревную.
- Pekala, ben kıskanıyorum. - Ohhh...!
Я уже привыкла и не ревную, но наш сосед злится.
Artık kıskanmıyorum bile ama komşu çok kızgın.
Нет, не ревную.
Hayır, kıskanmadım.
Я немножко ревную. - Тогда женись на мне. - Это не то.
- O zaman evlen benimle.
Ты, наверное, думаешь, что я ревную.
Kıskanç olduğumu sanma.
Я ревную. С меня довольно Сицилии и сицилийцев!
Sicilya ve Sicilyalılardan bıktım artık!
Я же не ревную тебя к твоей работе?
Senin yaptıklarını ben kıskanıyor muyum?
Знай я вас меньше, то подумала бы, что вы ревнуете. Ревную?
Sizi tanımasam kıskandığınızı söyleyeceğim.
Я хотела сказать, что не сержусь и не ревную.
Kızgınlık ya da kıskançlık duymadığımı bilmeni isterim.
Аугуста, я не ревную.
Augusta, seni kıskanmıyorum.
Ревную?
Kıskanmak mı?
- Нет, это не... - Я ревную.
Hayır, önemli değil.
Да.Ревную?
Evet, kıskançlık.
Ревнуешь? Ревную?
Kıskanacak nesi var ki?
Я хотел сказать, что не ревную, несмотря на то, что ты думаешь.
Kıskanç olduğumu sanmanı istemedim o kadar.
А твое присутствие? Для не очень соблазнительного малого, это уже кое-что, я даже ревную немного.
Pek cazibeli olmayan biri için varlığın bile bir şeydir.
Ревную? !
Ben mi kıskanacağım?
Я ревную. - Ты ревнуешь?
- Kıskanıyor musun?
- И я не ревную.
- Ve kıskanç değilim.
- Нет, я не ревную.
- Hayır, kıskanmıyorum. - Kıskanıyorsun.
- Я не ревную, Тереза.
- Kıskanmıyorum Tereza.
- Я не ревную.
- Kıskanmıyorum.
Я её не ревную.
Onu kıskanmıyorum.
Не подумай, что я ревную.
Seni sorguya çektiğimi sanma.
- Я не ревную. - Что ты...?
- Kıskanmıyorum.
Я ревную, как черт знает что.
Seni delicesine kıskandım.
Я так ревную.
Delicesine kıskanıyorum.
Не нравится мне признавать это, но я ревную
Kıskandığımı itiraf etmekden nefret ediyorum.
- Ты собираешься сказать мне, что я ревную?
- Kıskandığımı mı söyleyeceksin?
- Я не ревную!
- Kıskanmadım.
Найлс, ты действительно опустился до ревности к нему? Я не ревную, просто немного...
Niles, onu kıskanacak kadar düştün mü?
Не то, чтобы я ревную, Джон.
Tıp okulundaki sınıfımızın birincisi.
- Это, видно, папаша. - А может и ревную. Отец чувствует себя ущемлённым, когда мать занята ребёнком.
Belki de haklısın, bak kitapta doğru yazıyormuş, babalar doğumdan sonra anne ile bebek arasındaki ilişkiyi oldukça zor kabullenirler.
Я всё ещё тебя ревную.
Hâlâ kıskanıyorum.
Я ревную.
Kıskandım.
- Нет, я не ревную.
- Hayır, kıskanmıyorum.
Ревную?
Kıskanıyor muyum?
Наверное, я ревную.
Herhalde kıskandığımdandır.
Я ревную. - Тихо.
Kapa çeneni.
- Конечно, ревную.
Elbette.
Может я ревную.
Kıskanıyorum galiba.
Да, я ревную.
Evet, kıskanıyorum.
Я не ревную.
Kıskanmıyorum.
Я не ревную.
Kıskanç değilim.