Ревнуешь tradutor Turco
656 parallel translation
- Ты же не ревнуешь?
- Kıskanıyor musun yoksa?
Ты ревнуешь.
Kıskandın sen.
Ты не ревнуешь, ты канючишь.
Kıskanmıyor ama başımın etini yiyorsun.
Ты ревнуешь.
Kıskançtın.
Ты влюблен и ревнуешь.
Beni çok seviyorsun ve kıskanıyorsun.
Ревнуешь меня.
Biri beni kıskanıyor.
Ревнуешь, Джо?
Kıskandın mı, Joe?
Ты ревнуешь к госпоже, потому что она сбежала вместе с Мохеем.
- Mohei ile kaçtığı için Hanımefendi'yi kıskanıyorsun galiba.
- Ты ревнуешь?
- O kadar kıskandın mı?
Мне нравится думать, что ты ревнуешь.
Senin beni kıskanman hoşuma gidiyor.
" ы ревнуешь?
Kıskandın mı?
Ты ревнуешь. Мне кажется, я тронут.
Cidden bu halin bana çok dokundu.
Что ты чувствуешь, когда ревнуешь?
- Sence kıskançlık nasıl bir duygudur?
Ревнуешь?
Kıskandın mı?
Может, и неосознанно, но ты ревнуешь ее к Ямадзаке.
Bilinçsizce olabilir ama Yamazaki'yi kıskanmıyorsun değil mi?
Ты ревнуешь.
Kıskanıyorsun.
Ревнуешь?
Ve şimdi gurur duyuyorsundur.
- Ты ревнуешь.
- Kıskandın. - Bu tür şeyleri aştım ben.
Ты ревнуешь?
- Kıskandın mı?
Ты что, ревнуешь его к тому, что меня похоронит он, а не ты?
Beni gömecek olanın sen değil de o olmasını mı kıskanıyorsun?
Ты ревнуешь?
Kıskandın mı?
- Ты ревнуешь.
- Onu kıskanıyorsun.
Я знаю причину. Ты ревнуешь, потому что он - настоящий мужчина.
O gerçek bir erkek olduğu için onu kıskanıyorsun!
Если ты действительно ревнуешь, это прекрасно.
Eğer gerçekten kıskanıyorsan bu benim için harika.
Только не говори что ты ревнуешь.
Bana kıskandığını söyleme sakın!
Ревнуешь? Ревную?
Kıskanacak nesi var ki?
Ты ревнуешь? Конечно, нет.
- Elbette hayır.
Жалко, я думала, что ревнуешь.
Yazık, kıskanıyorsun sanmıştım.
Не знаю, всякая ерунда. Ну, знаешь, то, что приходит в голову, когда грустно, или когда ревнуешь, если хочешь знать.
Mutsuz ve kıskanç olduğunda aklına gelen türden düşünceler.
Думаю, ты ревнуешь.
Biliyorum, kıskanıyorsun.
- Ревнуешь?
Kıskandın mı?
Я ревную. - Ты ревнуешь?
- Kıskanıyor musun?
Ты ревнуешь!
Kıskanıyorsun!
Что, возможно, ты немного ревнуешь.
Biraz kıskanç olduğunu.
- Мне кажется, ты все-таки ревнуешь.
- Kıskanmadığını düşünüyordum.
- Ты ревнуешь.
- Kıskanıyorsun.
Клянусь, Джек, да ты ревнуешь?
Yemin ederim, Jake, kıskanıyor musun? Emin ol.
Ты не хочешь, чтобы я встречалась с Лео, потому что ревнуешь.
Leo'yla görüşmemi istemiyorsun çünkü kıskanıyorsun.
Ты просто ревнуешь, что есть другой мужчина, который может дать мне всю ту душевность и понимание, которых у тебя не было и в-помине...
Ona Savage adındaki kiralık serseriyi sor. Kes artık! Beni, senin hiç anlamadığın kadar anladığı için kıskanıyorsun.
Ты ревнуешь к Марше?
Marcia'yı mı kıskanıyorsun?
Ты ревнуешь потому что он ей заинтересовался?
Onunla ilgilenmesini mi kıskanıyorsun?
- Ревнуешь?
- Kıskandın mı?
ты ревнуешь?
Kıskandınız mı yoksa?
Ты просто ревнуешь к человеческим волосам.
Doğal insan saçını kıskanıyorsun.
Милый, ты ревнуешь к Паоло?
Tatlım, Paolo'yu kıskanıyor musun?
- Я, наконец, встретил кого-то, и ты ревнуешь.
- Biriyle tanıştım ve sen kıskanıyorsun.
Да. Ты ревнуешь, вот что.
Kıskançsın. işte sen busun.
В чем дело, Отелло? Ревнуешь?
Ne oldu, Otello?
Ты ревнуешь, Исида?
Kıskandın mı Isis?
Ты ревнуешь
kıskanıyorsun.
Ты что, ревнуешь?
Kıskanıyor musun?