24 00 tradutor Inglês
347 parallel translation
ah, bunu konuşmak için gerçekten iyi bir zaman. 24 00 : 01 : 35,230 - - 00 : 01 : 37,063 ve ben kendine güvenen bir adamla evlenmeyi seçtim.
Ah, that's a fine way to talk.
BU GECE 24 : 00'TE
TONIGHT AT 2400 HRS
Haydi gidelim. 587 00 : 47 : 21,989 - - 00 : 47 : 24,184 Eller havaya aynasızlar!
Come on, let's go.
"Reich Koruyucusuna karşı korkakça işlenen cinayete misilleme olarak... verilen emre göre şayet katil teslim olmazsa... bugün saat 2 : 00'den itibaren her 24 saat yerine... her 2 saatte bir infaz yapılacaktır."
"In retaliation for the cowardly murder of the Reich Protector... it is ordered that commencing at 2 : 00 today... executions will be carried out every 2 hrs instead of 24... unless the assassin is surrendered."
Sen de 24 : 00 nöbetini al ben de 02 : 00 nöbetini.
You take over at 2400, and I'll relieve you at 0200.
- Bob 24 : 00'te nöbeti devralacak.
- Bob will relieve you at 2400.
Saat 24 : 00'a kadar herkes saç ve sakal traşını bitirmiş olacak.
I want the men to have their hair cut and their faces shaven by 24 : 00.
O kadın beni saat 24 : 00'ü gösterene kadar bekletti.
She kept me waiting... until I remembered the clock striking 12 : 00.
172 00 : 18 : 24,222 - - 00 : 18 : 28,268 Tabii ki, ne zaman isterseniz bakabilirsiniz.
Huh?
"saat 24.01 ile 2.00 arasında..."
"between the hours of 1 2 : 01 a.m. and 2 : 00 a.m..."
Yoldaş Frunze tarafından hazırlanan.. ve Başkomutan tarafından onaylanmış.. saldırıyı bugün en geç saat 24 : 00'te başlatıyoruz.
According to the order prepared by Comrade Frunze and approved by the Chief Commander, we start the offensive today, no later than 24 : 00.
"24 Ağustos'ta saat 16 : 00 sularında..."
"At 16 : 00 on Sunday 24th of August..."
Saat 24 : 00.
It's 12 : 00 a. m.
Aferin.
I'll be there00 : 32 : 13 : 24,00 :
Kiler ağzına kadar dolu. Sizi ayın 24'ünde, saat 5 : 00'te almaya geleceğim.
I'll call back for you at 5 : 00 on the 24th.
Şu andan itibaren 24 saat içinde parayı getir.
Bring it to me two days from now at 10 : 00 p.m.
Şu andan itibaren 24 saat içinde, Mozart caddesi, üstgeçidin altı.
Two days from now at 10 : 00 p.m. Via Mozart, under the overpass.
İnsanların tek yaptığı bana bağırmak 361 00 : 29 : 22,241 - - 00 : 29 : 24,209 ve beni incitmeye çalışmak.
All people ever do is scream at me and try to hurt me.
Ben güvendeyim. Tabi Cumaya kadar.
I'm safe.I've got till Friday 01 : 24 : 01,001 - - 00 : 54 : 01,999
Sadece bir süre. Geri döneceğim.
Just for a little bit.I'll come back, 01 : 24 : 01,001 - - 00 : 54 : 01,999
16 : 00 ile 24 : 00 kadar olan bölge raporunu gözden geçirdim.
I just reviewed the area report for 1600 hours through 2400.
Victor'a 16 : 00 ile 24 : 00 arasındaki hava raporunu gözden geçirdiğimi söylüyordum.
I was telling Victor I reviewed the area report for 1600 hours through 2400.
Atalarımız 6 00 : 02 : 24,532 - - 00 : 02 : 26,523
- Arrgh!
22 00 : 06 : 24 : 18 Bir-iki yeri doldurmanız yeterli, 19 00 : 06 : 27 : 23 Pasaportunuzu bırakırsanız, 24 00 : 06 : 31 : 06
A couple of questions...
16 00 : 07 : 06 : 24 Bu işi bana bırakın. Şey... 12 00 : 06 : 57 : 05
If possible...
24 00 : 07 : 15 : 03 Bir saniye lütfen.
At your service. Excuse me... I'll be there in five minutes.
12 00 : 07 : 22 : 02 Beş dakika içinde yukarıda, 03 00 : 07 : 24 : 01 Tabi ki!
Let's see. Nationality?
02 00 : 07 : 43 : 12 Union Square... 13 00 : 07 : 44 : 21 Çin Mahallesi... 22 00 : 07 : 46 : 22 Fisherman Wahrf, 23 00 : 07 : 48 : 24
China Town...
02 00 : 07 : 59 : 00 Evet, San Francisco. 05 00 : 08 : 01 : 24 Yokuş yukarı caddeleri, 00 00 : 08 : 03 : 19 tarihi tramvayı ile... 20 00 : 08 : 05 : 06 eşsiz bir şehir. 00 00 : 08 : 08 : 18
With its high hills... the cable cars...
04 00 : 12 : 13 : 24 Aman tanrım, sensin.
My God, it's you... I think we were the first ones to do these things.
06 00 : 12 : 23 : 06 Bu tür şeyleri ilk yapanın 07 00 : 12 : 24 : 11 En azından burada. 12 00 : 12 : 26 : 24 00 00 : 12 : 29 : 11
Here, at least.
00 00 : 13 : 26 : 10 Aynı zamanda, yüzyılın en 11 00 : 13 : 30 : 24 Ay, yıldızlar... 00 00 : 13 : 35 : 05 Hepimiz smokinle
There was no moon, no stars, nothing at all. We could have worn tuxedos for all we could see.
13 00 : 14 : 24 : 08 O sırada... 04 00 : 14 : 26 : 10 sen bana seslendin.
Just then... you called me. Helena. You were right behind me.
20 00 : 16 : 25 : 06 orkestraya koştum, 24 00 : 16 : 26 : 20 Gijon'lu çocuk. 00 00 : 16 : 29 : 06 Avelino. Sıradaki 13 00 : 16 : 20 : 19 ve cevabını beklemeden..
I ran to the orchestra.
07 00 : 16 : 31 : 24 Ondan, yavaş bir şeyler... 00 00 : 16 : 34 : 21 çalmasını rica ettim.
I knew one of them. A musician. Avelino.
24 00 : 16 : 53 : 06 Parçayı çalmaya başladıklarında, 11 00 : 16 : 57 : 09 Yaklaştım.
I came towards you. You stood up.
19 00 : 17 : 20 : 14 Her akşamüstü çok utangaç 15 00 : 17 : 24 : 16 "Merhaba" demekten başka
Every afternoon I saw this very shy boy. That boy never said anything but "hello, hello, hello".
24 00 : 17 : 51 : 03 Dediğin şeyler çok güzel.
That's all very nice. But why he doesn't speak to me? He never asks me to dance.
24 00 : 18 : 17 : 23 Sonuçta ona rüşvet 24 00 : 18 : 21 : 07 " Eğer bana teklifte
"I'll give you five pesetas if he asks me." "It's a deal!"
22 00 : 20 : 24 : 00 Hotel Asturias, buyurun!
Hotel Asturias. From where did you say?
24 00 : 20 : 53 : 12 Kral arıyor!
It's the King. What king?
20 00 : 22 : 24 : 01 Ödül aldığınızda, Kraliyet hakkında 02 00 : 22 : 27 : 08 sözlerinizden dolayı size teşekkür etmek... 09 00 : 22 : 31 : 16 ve aldığınız Nobel ödülünden dolayı
And to congratulate you for the Nobel prize.
05 00 : 23 : 04 : 15 Her istediğimi okumaya vaktim 16 00 : 23 : 05 : 24 Doğal olarak, majesteleri.
Yes, Your Majesty. If you're planning to spend some time in Madrid, let me know.
13 00 : 24 : 03 : 24 Aramanız, benim için hayatımdaki 21 00 : 24 : 10 : 05 Sözleriniz ve ülkemde eski
Your words, to be here in my country with my old friends.
Seni tekrar 05 00 : 24 : 20 : 12 İyi geceler, majesteleri.
Goodbye, Your Majesty.
18 00 : 24 : 34 : 23 Kral size ne dedi Bay Llosada?
What did the King say to you? Well...
13 00 : 24 : 38 : 06 Şey... 08 00 : 24 : 42 : 12 Bana dedi ki... 19 00 : 24 : 45 : 21 Çok teşekkür ederim.
He told me... That he thanked me. But not a usual thank you...
22 00 : 24 : 49 : 08 Ama sıradan bir teşekkür değil... 09 00 : 24 : 51 : 04 gerçekten teşekkür etti.
He really meant it. Thanks a lot. Notice the "a lot".
05 00 : 24 : 52 : 24 Çok teşekkür ederim. 03 00 : 24 : 54 : 22 Kral!
Well, back to work!
20 00 : 24 : 58 : 18 Hadi, herkes işinin başına.
Answer that phone.
24 00 : 25 : 31 : 08 Bay Albajara'nın odasına 18 00 : 25 : 38 : 22 Birkaç şişe viski ve
And a couple of bottles of whisky and some sherry. They usually like typical things.