Affedin tradutor Inglês
2,492 parallel translation
Beni affedin. Ben sadece...
Forgive me, I'm just...
Şimdi, eğer bu destekten çok köstek gibi gelirse beni affedin.
Now, forgive me if that sounds more like torture than a blessing.
Meşhur Demosthenes'i tanıyamadığım için beni affedin.
pray forgive me for not recognizing the worthy Demosthenes.
Affedin beni.
Forgive me.
Üzgünüm, beni affedin kızlar. Buna bakmam gerek.
Forgive me, girls I have to take this call.
Affedin!
Forgive me!
Beni affedin, ama... birisi azıcık huysuz.
Excuse me, but... someone's a bit snippy.
Bunu söylediğim için beni affedin bayım ama oldukça tanıdık gözüküyorsunuz.
Excuse me for saying, sir... but you look awfully familiar.
- Ağam bizi affedin. - Yalancı.
- Please forgive us lord.
Bu ayarlamanın biraz kusurlu olduğunu düşündüğüm için beni affedin.
You will forgive me for observing that the arrangement seems to have a flaw.
Beni affedin ama biz tanıştırılmadık.
You must forgive my accosting you thus but we have not been presented.
Affedin beni. Sen yeter ki anla, gerisi sorun değil.
then that's fine.
Beni affedin.
Forgive me.
- Affedin...
- Forgive me...
Bay Clennam, lütfen, lütfen, lütfen bizi affedin.
Mr Clennam, please, - please forgive us.
Natasha, lütfen bizi affedin.
Natasha, please forgive me.
Beni affedin Hocam.
Forgive me, Hodja.
Bunu söylediğim için beni affedin.
Pardon me for saying so,
Lütfen affedin beni.
Please excuse me
Lütfen bu seferlik affedin beni.
Please forgive me just this once.
Ne olur affedin.
Please forgive me.
Beni affedin, efendim.
Forgive me, master.
Affedin beni.
Forgive me masters.
Gecenin bu saatinde sizi rahatsız ettiğim için affedin beni, ama güzelliğinizin hatırasıyla aklıma bazı dizeler geldi ve onları size okumak için sabırsızlandım.
Sorry to bother you at this late hour but... whilst thinking of your beauty, a poem came to me. I couldn't wait.
Eğlencenizi bozduğum için affedin ama ben çocuk yapmayacağım.
Sorry to ruin your fun but I'm not having kids.
Beni affedin Peder... günah işledim.
Forgive me, Father... for I have sinned.
- Affedin.
- Pardon me.
Bu sıradışı uyandırmayı affedin, ama seslenmem işe yaramadı.
Sorry that you buzhu so informally, but you remained deaf to all attempts to raise you
Beni Affedin.
Forgive me.
Davetsiz geldim affedin, başka bir şey düşünemedim.
Forgive the intrusion, I couldn't think how else to manage it.
- Beni affedin.
- Forgive me.
Beni affedin.
You will excuse me.
Beni affedin...
Forgive...
Eyvah, sözlerimi affedin lütfen, Bayan Cushing.
Jeez, please forgive me, Miss Cushing.
Fazla kalamayacağım için affedin. Oğlumun mezuniyet törenine yetişmeliyim.
Well, I'm sorry I can't stay longer, but I have to swing by my son's graduation.
Hanımlar beni affedin, gitmek zorundayım.
If you ladies will excuse me, I've gotta go.
Lordum, izinsiz girdiğim için affedin.
My lord, forgive the intrusion.
Çok üzgünüm lütfen affedin. Hepimiz öleceğiz.
I'm sorry Gwizdo, we are all going to die!
Lütfen affedin.
Please forgive me.
Affedin beni hanımım ama Yüzbaşı bana Bayan Susan'a dikkat etmemi söyledi. Şayet bu kimseyi rahatsız etmeyecekse tabii.
Beg pardon, ma'am, but the captain likes me to keep a close eye on Miss Susan, if that's no bother to anyone.
Affedin beni ama sorunumuz için birkaç çözüm yolu buldum.
Well, forgive me, but I have a couple of solutions to your problem.
Uygunsuz geldiğim için affedin.
All right, sorry for the inconvenience.
Affedin beni peder, İşlediğim günahlar için.
Forgive me father, for I have sinned.
Sadece dalga geçtiğinizi biliyorum ekşi krema Sanchez şeyiyle ama üstüme alındım o yüzden affedin beni.
I know you guys were only kidding with the sour cream Sanchez thing, and I took it personally, so put a quarter in my ass'cause I played myself.
- Kaynaşma faslını böldüğümüz için affedin.
- Sorry to interrupt the bonding sesh.
Affedin bizi çocuklarınız için çok üzgünüz.
Sorry for the kids.
Lütfen onu affedin.
Forgive him.
Böyle seslenmemi affedin.
Sorry for accosting you.
- Affedin lütfen.
- Forgive me.
Bayim, affedin beni!
Sir, forgive me!
Affedin.
Forgive me.