Aşağıya bak tradutor Inglês
393 parallel translation
"Aşağıya bak!"
"Look below!"
Ann, bu seferkinde aşağıya bakıyorsun.
Ann, in this one you're looking down.
Aşağıya bakın.
Take a look.
Aşağıya bakın!
Look! Look down there!
Orada, öyle, aşağıya bakıyordum.
There I was, like that, looking down.
Aşağıya bakın!
Here we are!
Az daha aşağıya bak, Müdür.
- Try to concentrate.
Az daha aşağıya bak, Müdür.
Look a little lower, Postmaster.
Buldozere çıktığında, aşağıya bakıp, dermisin ki, "seni anlamıyorum"?
When you step on a caterpillar, do you look down and say, "I don't understand you"?
Aşağıya bak.
Look down.
Sen aşağıya bak ben de yukarı.
You look downstairs and I'll look up here.
Kamaralarında değilseler daha aşağıya bak.
If they aren't in their cabins, look below.
Hey, aşağıya bakın!
Ahoy, below!
Aşağıya bakın!
Look, look down there!
Aşağıya bak, evladım.
No. Look down there, my boy.
Aşağıya bakıp, yeni bir rota belirleyemedim.
I could not force my eyes to look down and set a new course.
- Oraya aşağıya bak.?
- See down there?
Aşağıya bakın.
Look down there.
Şu merdivenlerde durmuş aşağıya bakıyordum sonra fark ettim ki, ceketimin kol düğmesi tırabzan dördüncü parmağımın tırnağı göreceğim son şeyler olacaktı kesinlikle.
I stood on those stairs looking down... and realizing that my-my coat sleeve button, the bannister, the nail on my fourth finger... were absolutely the last things I was gonna see... ever.
Tam burada aşağıya bak.
Now, right here you look down.
Aşağıya bak!
Look out below!
Aşağıya bak godoş...
Metemela to the bottom...
Büyük salonda ayak altında yükseğe bak, aşağıya bak böylece sona erer sadece bir ifade.
Under foot in the great hall look high look low scavo so end just the statement.
... tamamen, güneş yamaçtan görünüp aşağıya bakınca, sıcak ve kuru düşmanın gözü gibi yutan bir pırıltıyla.
- fullness, with a swift retreat of the great shadow when the sun, clearing the ridge looked down, hot and dry with a devouring glare like the eye of an enemy.
Aşağıya bak.
Look.
Aşağıya bakın.
Look out below.
Sinirli Kunduz, aşağıya bak.
Anxious Beaver, look down there.
Şimdi kendinizi milyarlarca ve milyarlarca yıl önce uzaydan aşağıya, .boş bir yokluk denizinde dönüp duran, .. bu yalnız, çilekeş küçük gezegene bakıyor olarak hayal edin.
So now, imagine yourselves out in space billions and billions of years ago, looking down on this lonely, tormented little planet, spinning through an empty sea of nothingness.
Şuradan aşağıya bir bak.
Take a look down there.
McClure, aşağıya bir bak.
McClure, take a look down there.
Bak tatlım, aşağıya inmeliyim.
Look, honey, I've gotta go downstairs.
Bill, aşağıya git bak.
Bill, go downstairs.
Aşağıya bak!
But here is a mat I'll throw the light on it
Oh, bak, seni görsün diye hemşireyi içeri alacağım, sen de asansöre bin ve aşağıya in.
Oh, look, I'll get the nurse in so she can see you, and you take the elevator down.
Aşağıya doğru bakıp "Küçük hanım" deyişin.
The way you looked down and said "Young lady".
Aşağıya sizlere bakıyoruz.
You are looked down upon
Evlat, aşağıya bakın.
son.
Max, yakın bakış için seni aşağıya alıyorum.
Max, I'm taking you down for a closer look :
Sen aşağıya bak.
Look down near the bottom.
Bak... Kusuruma bakmazsan aşağıya inip Danny ile görüşmem gerekiyor.
Look... if you'll excuse me, I've got to go downstairs and see Danny.
- Bakın, aşağıya inip,
You go down there and tell...
Aşağıya, şatonun alt tarafına bak.
Take a look down there, at the foot of the castle.
- Aşağıya yol bulabilir misin bir bak.
Scotty, see if you can find a way down. - Aye, sir.
Bakın dilerseniz kesinleştirmek için aşağıya inip kendim bakacağım ve endişeye gerek yok eminim.
Look, if you like, I'll pop down myself and make certain, but I'm sure there's nothing to worry about.
Bakın kişisel ayrıntılardan sonra, sağdan sola yukarıdan aşağıya ve ortadaki her şeyi inceleyeceğiz.
Listen... after the personal details, we'll do from right to left... and from top to bottom and then everything in between.
Sadece aşağıya in ve çantama bak.
Just go downstairs and check my bag.
Aşağıya inip bir bakın. Onlara dikkat edin.
You go downstairs and have a look.
Aşağıya istasyona in ve etrafa bak.
Go down to the station and look around.
Parfümünü koklamak, kalp atışını duymak yumuşak, kıvrımlı göğüslerini yanağında hissetmek ve yukarı baktığı zaman, onun bakışıyla karşılaşmak ve sonra gözlerini kapatıp onun sıcak, derin bakışını hissedecekti ve narin, şehvetli gülüşünü ve sonra kadın saçlarını hafifçe okşayacaktı, aşağıya doğru aşağıya doğru...
"smell her perfume, hear her heartbeat, " Feel her soft curved breasts to his cheek, " And, when he looked up, meet her look above him
Aşağıya bak!
Look down!
Dinle kızkardeşin aşağıda Grace'e bakıyor Bayan Pinza'ya.
Look, your sister is downstairs baby-sitting Grace...
aşağıya bakma 20
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bakın kim gelmiş 88
bak ne buldum 97
bakalım ne olacak 31
bakayım 533
bak baba 73
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakmadım 27
bakın kim gelmiş 88
bak ne buldum 97
bakalım ne olacak 31
bakayım 533
bak baba 73
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40