Baban tradutor Inglês
69,969 parallel translation
Baban yaşıyor mu?
Is--is your father a-alive?
Baban sana çok kızacak.
Your daddy's gonna be mad at you.
Baban da seni seviyor, John.
Your daddy loves you, John.
Baban mı?
Your dad?
Babanı seks kokarak karşılasam iyi bir izlenim bırakamazdım.
It would've been a bad first impression to meet your dad with me, like, reeking of sex.
İyi bir baban var.
You got yourself a good daddy.
Toplantılara gidip babanı mı şikâyet ediyorsun?
All right, let me guess. You go to the meetings and you complain about your dad?
Baban benden hoşlansın istiyorsun.
You want me... your dad to like me.
Kızısın diye baban seni kurtaracak mı sanıyorsun?
You think your daddy's gonna save you just'cause you're his little girl?
Baban senden başka bir yemin etmeni istemişti, değil mi?
Your father asked you to take a different vow, did he not?
Baban, annen maça gelemeyeceği için hayal kırıklığına uğradı sadece.
Daddy's just disappointed that mommy's not coming with us to the game.
Baban şerefli bir adamdı.
Your father was an honorable man.
- Babanı öldürdüğümü mü?
That I killed your father?
Babanın anısını alet ederek bir dizi cinayet işlemeye başladın.
You used your father's memory to justify a killing spree.
O şey... Quentin, Quentin Lance. Babanın bir arkadaşı.
Uh, that's, um, Quentin, Quentin Lance, daddy's friend, but I call him Hoss.
Yakında bu gidişle babanı da geçersin.
I- - pretty soon, you're gonna be driving pops to the games.
Tıpkı baban gibi.
Just like your pops.
Babanın tanıdığı bir avukat var ve onunla konuşup ayarlayacağım sonra da benimle eve döneceksin.
There's a lawyer friend daddy's friend knows, and daddy's decided he's gonna talk to him and you're gonna come home with me.
- Aslında babanı tanıyordum. O da beni tanırdı. Çeviri :
Actually, I knew your father, and he knew mine.
- Baban.
It's your father.
Fakat babanız bu şehir için önemli şeyler yaptı.
But your father did some remarkable things for this city.
Babanız haricinde bir şüpheli bulma arayışınızı kesinlikle anlayışla karşılıyorum ama...
I'm sympathetic to your desire to identify a suspect who isn't your father, but...
Babanın aslında nasıl biri olduğunu kanıtladığını söyledi.
He said it proves the kind of man your father truly was.
Sen babanın günahlarını ödüyorsun.
You are paying for your father's.
Fakat Malcolm Merlyn'in biyolojik baban olduğunu öğrendikten sonra pek çok şeyin üstesinden gelebiliyorsun.
No. But once you find out Malcolm Merlyn's your biological father, you can pretty much handle anything.
- Babanın sana bıraktığı video mu bu?
Is this the video you said your father left for you? Yeah.
Baban sana bu şehri kurtarman için ilham verdi.
Your father inspired you to save this city.
- Evet. Belki de baban için yaşamayı bırakıp kendin için yaşamanın zamanı gelmiştir.
Maybe it's time to stop living for your father and start living for yourself.
- Babanın mirası.
Your father's legacy.
Babanı temsil etmişti.
He represented your father.
Babanın ondan ne istediğini bilmiyorsun.
You don't know what your father asked him to do.
Hastasın sen ve baban da bunu biliyordu.
You're sick, and your father knew it.
Dönmezsen baban ve kız kardeşim bir hiç uğruna ölmüş olacak.
If you don't, then your father and my sister would have died for nothing.
Baban iyi olacak.
Daddy's gonna be all right.
Evet. Baban iyi olacak.
Daddy's gonna be all right.
Baban onaylamayacak... ama ölümünüzün gerekli bir fedakarlık olduğunu anlayacaktır.
Your father won't approve... but he'll understand your deaths were a necessary sacrifice.
Babanın ölümünü araştıran soruşturmanın başındayım.
I'm leading the investigation into your father's death.
Annen baban evde mi?
Is your mum or dad in, please?
Baban bu bilgiyi teyit eder değil mi?
And he would corroborate that, would he?
- Babanız da dahil mi?
- Including your dad?
Babanız ne zaman öldü?
When did your dad pass away?
Baban asla böyle şeyler...
Your father would never have done the things - -
Annenle baban?
- Your parents?
- Babanı mı öldürdün yoksa?
You killed your father? Yes.
Aslında babanı suçluyorum.
Well, actually, I blame your father.
Robert babanızın yanında önemli bir gelişimdi, orası kesin.
Robert was an improvement on your father, to be sure.
Baban hükmederken barış olduğunu mu sanıyorsun?
Do you think that's what we had under your father?
Babanı tanırdım.
I knew your father.
Baban keşfetti bunu.
Your dear old dad found that. Come on.
Babanın gemisinin gelmesini mi bekliyorsun?
You waiting for your Pa's ship to come in, hmm?
- Evet, babanız geldi.
Yes, your daddy's home.
babana 27
baban geldi 26
baban ne iş yapıyor 27
babanız 58
baban nasıl 84
babana gel 41
babanı 20
baban nerede 88
baban burada 26
baban öldü 26
baban geldi 26
baban ne iş yapıyor 27
babanız 58
baban nasıl 84
babana gel 41
babanı 20
baban nerede 88
baban burada 26
baban öldü 26