English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bak ne yaptım

Bak ne yaptım tradutor Inglês

490 parallel translation
David, bak ne yaptım.
David, look what I've done.
Bak ne yaptım!
Now look what I did! Oh.
Bak ne yaptım, ağlattım seni.
There, now. Look, I've made you cry.
Bak ne yaptım!
Look what I've done now!
Tanrı onu kahretsin. O... çocuğu. Bak ne yaptım.
That goddamn son of a bastard!
Bak ne yaptım sana.
Look what I've done to you.
Bak ne yaptım İki erkekle birden çıktım
Look what I've done Mess around with two men
Seni aptal budala, bak ne yaptım, meşru müdafaanın ilk kuralını unuttun.
You stupid fool, you see what you did? You forgot the first rule of self-defence.
- Bak ne yaptım.
- Look what I've done.
- Bak ne yaptım...
- See what I've done...
- Bak ne yaptım.
Hi! Look what I made.
Bak ne yaptım?
Look what I got made.
"Bak ne yaptım Yüzbaşı Patron."
"Well, look whatl done, Captain-boss."
- Bak, sen ne dediysen yaptım George.
I done just like you told me, George. That's fine.
Bana bak kare parmaklı, sivilce kafalı casus ne yaptığının farkında mısın?
Listen, you square-toed, pimple-headed spy do you realize what you're doing?
- Ne yaptığımı biliyorum, bak şimdi.
- I know what I'm doing. Watch me.
- Ne yaptığına bak. - Ne yapmışım?
- Now look what you've done.
Kendi kocamı tanımalıyım. Ne yaptığınıza bakın.
- I ought to know my own husband!
Bak, Harry zaten ölecek, bizim ne yaptığımızın önemi yok.
Look, Harry's going to die no matter what we do.
Bak, bunca yıl sana hizmet ettik.. ve her şeyi yaptık, yaptıklarımızı sana sorduk, ama orada sevindirici bir şey yok, şölen ne ailemizene de dostlarımıza!
Lo, these many years I've served you and have done everything that you've asked me to do, but there's been no rejoicing, no feasting for family or friend.
Ben iyiyim ama bakın ceketime ne yaptılar.
I'm all right, but look what they've done to my coat.
Bak, Mona, ne yaptığımı biliyorum.
Look, Mona, I know what I'm doing.
Bak ben ne yaptığımı sana hep söylüyorum, sense hiç söylemiyorsun, baba.
I always tell you what I'm doing but you never tell me what you're doing.
Yukarı çık ve o takımın ne yaptığına bak.
Get upstairs and see what that squad is doing.
Bak, ne yaptığımı biliyorum.
Look, I know what I'm doing.
Bakın ne yaptım.
Look what I made.
Bak senin yüzünden ne yaptım.
Now, look what you've made me do.
Bundan önce yaptığı girişlere bakılırsa, ne kadar zamanımız olduğunu anlıyorum.
Based on the entries he made before that, I know how much time we have.
Bak, ne yaptığımı biliyorum herhalde!
Look, I oughta know what I did!
Bakın, bunu, bunu, bunu, bunu... bir de ayrıca şuna bakın, bunu ben yaptım, bakın ne güzel.
There's this and this and this. Look, this one's mine. So beautiful.
Yaratıcılıkla dolup taşan kasları boy atmaya başlayan kanatlar gibi ortaya çıkan okuldaki çocuklara bakınca yaptığım şeyin ne kadar değerli olduğunu anlıyorum.
There are boys in college... in whom the muscles of creativeness are flexing... the pinions of imagination twitching. That's what makes my job worth doing.
Bak sana ne çıktı. İki bacak. Bak yarım bir fizzbin yaptın bile.
Oh, look what you got, two jacks.
Ne yaptığımıza bir bak.
Look what we've done.
Kanıtlanmadığı sürece masum sayılırım ve bakın bana ne yaptılar.
I'm innocent until proven guilty and look at what they did to me.
- Çocuklarımıza ne yaptığına bir bak!
Look at what you're doing to your kids!
Bak, ne istediyseniz yaptım.
Look, I've done what you wanted.
Olaya bak, ne yaptım ki şimdi?
Dear me, what have I done now?
- Bak, senin için ne yaptım.
- Look what I made for you.
Bak, senin için ne yaptım.
Look what I made for you.
Annie Chapman'a anlattım ve bak ona ne yaptılar.
I told- - I told annie chapman and they done for her.
Elimden geleni yaptım ve bak ne yetiştirdim.
I've done my best, look what I've got for it!
Elliott, bak senin için ne yaptım!
Elliott! Look what I made for you!
Bak dün gece her ne olduysa her noktasında numara yaptım.
Look, whatever happened last night, I faked every bit of it.
Derek ile yaptığım son konuşmada Heathcliff ve Catherine gibi uçurumlarda dolaşmaktan bahsediyorduk ve bundan ne için vazgeçtiğime bak.
The last conversation I had with Derek was about walking on the moors like Heathcliff and Catherine, and I threw it all away for this.
- Bak takım elbiseme ne yaptın.
- Look what you did to my suit.
anne, bak sana ne yaptım
Mom, I made something for you.
Ne yaptığıma bak.
Watch what I'm doing here.
Bak, gerçekten bilmiyor bizim ne yaptığımızı.
See, he really doesn't know what we are doing.
Bakın ne yaptım.
Look what I've done.
Ne yaptığını bilmiyorum... Bak.. Çıkıyorum.
i don't know what you're doing... look. i'm coming out.
Bak ne yaptın. Üvey kızınızı sevgiliniz yapmadınız mı?
Didn't you make your stepdaughter your lover?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]