English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bakın efendim

Bakın efendim tradutor Inglês

610 parallel translation
Ve bakın efendim, soyunma odaları arka kısımda.
and look, sir, the dressing rooms are off the back.
Şuna bakın efendim.
Look at that, sir.
Bakın efendim. Kum dizlerimi yaraladı.
Look, sir, it's the sand worked in cruel.
Bay Byam, şu ete bakın efendim.
Mr. Byam, look at this bit of meat, sir.
Şuna bakın efendim.
Take a look at this, sir.
Bakın efendim, kasap, fırıncı...
- Look, Sir, the butcher.
- Bakın efendim, eğer...
- I tell you, sir, if you...
Buyurun bakın efendim.
I'll show you, sir.
Bakın efendim beni alakadar etmez ama aşağı caddede çok iyi bir doktor var.
Hey, uh, look, mister, it ain't none of my business... but we got a pretty good doctor down the street there.
Bakın efendim, rakamları toplayın. 13 ediyor.
Look, señor, add the figures up. You get 13.
Bakın efendim, onunla konuşup durmamalısınız.
The suit does not make him talk.
Şuraya bakın efendim.
Look at that, sir.
Heidelberg ve Viyana Tosten'de okudum! Bakın efendim, mermi...
- See, sir, the bullet...
Bakın efendim.
Look, master.
Bakın efendim ben prens Valiant'ın.
Sir Gawain, I'm Prince Valiant.
- Peterson... - Ama bakın efendim.
Peterson - But, look, sir.
Kendine güvenine bir bakın Efendim.
Note his assurance, my Lord.
Dikkatli bakın efendim, bu merakınıza ben de yüzümü hep açık tutacağım.
Look carefully, Sire. I will keep my face open to your curiosity.
Bakın efendim.
Look, sir. Boat.
Şu tarafına bakın efendim!
Look at this side, sir!
Bakın efendim!
Look, sir!
Bakın efendim, Yüzbaşı Reynolds bu belgelerden birkaçını güvenli bir şekilde saklamış.
Well, you see, sir, Captain Reynolds has several more of those safely hidden away.
"Efendim, dikkatlice bakın, saçlarının arasına cadı tozu saklamış olabilir."
"Master, look carefully, there might be witch powder hidden in the sorceress'hair."
Efendim, burada bu güzel makineyle oynuyorum ve şu tesadüfe bakın...
Sir, here I am, playing with this beautiful machine and... What a coincidence.
Bakın, efendim.
Look, sir.
Efendim, siz Thompson'a bakın.
Better take care of Thompson, sir.
Bakın efendim.
Look, sir.
Bakın, efendim... daha adınızı bile bilmiyorum.
Look here, Sir... I don't even know your name.
- Kanatlarınıza bakın, efendim.
- Hey, look at your aileron, sir.
- Bakın, efendim.
Look, Sister. Yes, that's really nice, Patsy.
Buraya bir bakın, bu sizin kediniz, efendim.
Have a look here. It's your cat, sir.
Çünkü o bir tutsak, evet efendim, hayatını boşa harcayan köylülere bakıcılık yapmak için tutsak edilmiş.
The smartest one of the crowd, mind you. A young man who has to sit by and watch his friends go places because he's trapped.
Efendim bakın!
Look, sir!
tam üzerlerine gidiyoruz toplarına bakın, efendim.
He's crowded on every rag she'll carry. Look at her heel, sir.
Sutherland e bakın, efendim.
Look at the Sutherland, sir.
- Bakın, efendim.
- Look, sir.
Le Ronghe'ye! Bakın, efendim.
To Le Ronghe!
Bir sanat sever olarak efendim..... şu güzel yüze bakın.
You love the arts, sir. Look at that beautiful face.
Oğlunuza gayet iyi bakıldığını göreceksiniz, efendim.
I think you'll find the boy has been well looked after, sir.
Bakın, efendim, fazla vaktimiz yok.
Look, sir, we haven't much time.
Buraya bakın, efendim.
Look here, sir.
Şuna bakın, efendim.
Look at this, sir.
Şuraya bakın, efendim.
Look here, sir.
Bakın, efendim, Sibirya.
Look, sir. Siberia.
Siz rahatınıza bakın, efendim, ben de Summit General Hastanesini arayayım.
Just you relax, sir, and I'll get Summit General Hospital on the phone.
- Bir de siz bakın, efendim.
- Take a look, sir.
Efendim, şuna bir bakın.
- Sir. Look at this. - What?
- Bakın, efendim, yeni bir yağ pompası şaftı.
- Look, sir, new oil pump shaft.
- Sorun ne? - Yaptığı şeye bakın, efendim.
Look at what she did, sir.
- Şuna bakın, efendim.
- Look at this, sir.
Evet, biliyorum efendim. Ama şuna bir bakın.
Yes, I know, sir, but look here.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]