Beğenmedim tradutor Inglês
1,267 parallel translation
- Rengini beğenmedim.
- I don't like the color.
- Hayır, beğenmedim.
- No, I don't like them.
Ne beğendim, ne de beğenmedim.
I neither liked it nor disliked it.
Dergide gördüğüm bazı şeylerin, güzel olanları vardı,... fakat çoğunu beğenmedim. Gösterişliydi.
Some of what I saw in the magazines, some of it was beautiful, but most of it I didn't like. lt was garish.
.. şu falcıya gösterdiğin tepkiyi pek beğenmedim.
I kind of didn't really like this reaction at the palm reader.
Hayır, beğenmedim.
No, I didn't. I did not.
Bunu hiç beğenmedim.
I just don't like it...
Bunu da beğenmedim.
Such bad ones!
Sandalyeyi beğenmedim.
I don't like the chair.
Adını ve içindeki bazı karakterleri beğenmedim. - Okudun demek.
I don't like the title and I don't like some of the characters in it.
Bunu hiç beğenmedim.
I don't like the sound of that.
- Ses tonunu pek beğenmedim.
I don't appreciate that tone of voice.
- Bunu hiç beğenmedim.
- This is not good.
Bunu beğenmedim.
I don't like it.
Fikirlerini hiç beğenmedim.
I never liked your idea.
Beğenmedim.
I don't like it.
Kitabı ben de beğenmedim.
I didn't like that book either.
- Ama Billy'e davranış şeklini beğenmedim.
- But I don't like how you treated Billy.
Ayakkabılarını da beğenmedim.
The shoes I don't like these.
Tırnaklarını da beğenmedim.
And I didn't like the nails. I don't like this...
Hiç beğenmedim.
L didn't like this dress at all.
Bunu beğenmedim, Vir.
I do not think I like the sound of this, Vir.
Hem de hiç beğenmedim.
No, I do not like the sound of this at all.
Yok, bunu o kadar beğenmedim.
No, I didn't like that one so much.
Beğenmedim değil de, bayılmadım diyelim.
Well, it's not that I don't like it, it's just I don't love it.
Eee, ben de armayı beğenmedim ama eleman da yanımda 15 dakika harcamıştı.
So I didn't like the crest all that much, but the guy spent 15 minutes with me.
Leo, tavırlarını beğenmedim.
Leo, I don't care for your demeanour.
Fikrini beğenmedim.
I didn't like his attitude.
Parça yoğunluğu çok düşük, voltaj değişkenliği spesifikasyonların dışında, rengini bile beğenmedim.
The component density is too low, the voltage variance is out of spec and I don't even like the color.
Bana bakış şeklini beğenmedim.
I didn't like the way he looked at me.
Bunu beğenmedim.
I don't think I liked that one.
Suratını beğenmedim, o yüzden.
Of course not.
Hikayenin sonunu beğenmedim.
- What? I don't like the end of your story.
Hayır beğenmedim.
I don't.
- Doğru, beğenmedim.
- No, I really don't.
Beğenmedim.
I didn't like it.
- Sesinin tonunu beğenmedim!
- I don't like your tone!
- Evet, iyi şarkıdır ama filmini o kadar beğenmedim.
Deeply flawed movie, though.
Kahrolası davranışlarını da hiç beğenmedim...
I don't like your jerk-off face.
Hiç beğenmedim.
- l don't like it.
Bakışını beğenmedim.
I didn't like the look of him at all.
Burasının ambiyansını hiç beğenmedim.
I don't like the atmosphere here.
- Tavrını beğenmedim.
- I don't like your attitude.
Sesinin tonunu beğenmedim.
I don't like your tone.
- Hiçbir zaman beğenmedim.
- I never liked my name.
Ama hiç beğenmedim.
I didn't like it.
Ön sayfayı beğenmedim.
I don't like the front.
- Bu çekimi beğenmedim.
- I didn't like this take.
- İma ettiğin şeyi begenmedim.
- l don't like your implication.
beğenmedim.
It doesn't have the spirit of the first one.
Aslında onu da beğenmedim.
Although I do hate it.