Bildiğini sanmıyorum tradutor Inglês
563 parallel translation
Bildiğini sanmıyorum.
I think she really doesn't know,
Ezbere bildiğini sanmıyorum, değil mi?
And I don't suppose you know it from memory, do you?
- Bildiğini sanmıyorum.
I don't think he knows.
Ben katilimizin bu yeri çok iyi bildiğini sanmıyorum. Çünkü bu çit, orun amacı için fazla yola yakınmış.
I don't imagine our killer was very familiar with this spot, because the fence was too near the road for his purposes.
Şüphelendiğiniz şeyler hakkında bir şey bildiğini sanmıyorum.
I don't think he knows anything that you suspect.
Burası doğru yer mi, bunu bile bildiğini sanmıyorum.
I don't think he even knows if this is the right place.
Benim derdime verilecek bir öğüt bildiğini sanmıyorum.
I don't think you've got a motto for what my kind of trouble is.
Onun bildiğini sanmıyorum.
I don't know if he knows about it.
Bildiğini sanmıyorum.
I don't believe so.
Bay Dixon'ın neyi beklediğini bildiğini sanmıyorum.
I don't think Mr Dixon knows what he expected.
Senin de bildiğini sanmıyorum.
And I don't think you do, either.
Bildiğini sanmıyorum.
I don't think you do.
Teğmen Clark'ın bu konudaki duygularını bildiğini sanmıyorum.
I don't think Lt. Clark knew of your feelings in this matter.
Benden daha fazlasını bildiğini sanmıyorum.
I don't think he knows any more than I do.
Teğmenin de bildiğini sanmıyorum.
I don't think the Lieutenant does either.
Onun bildiğini sanmıyorum.
I don't think he knows.
Bay Carter'ın, Nucleaners'ın başarısı adına Phastkleaners'ın işini bitirmesi için... kendisini buraya kimin gönderdiğini... bildiğini sanmıyorum. Ne var?
I don't suppose that Mr. Carter even knows the name of the man who sent him here to put an end to Phastkleaners for the good of Nucleaners.
Artık gerçeğin ne olduğunu bildiğini sanmıyorum.
I don't think you know what the truth is anymore.
Bildiğini sanmıyorum.
I don't think you ever will.
Bunun anlamını bildiğini sanmıyorum.
I don't think you know the meaning of the word.
Katilin kim olduğunu bildiğini sanmıyorum, haksız mıyım?
I don't suppose you know who the murderer is, do you?
Tex'in de bildiğini sanmıyorum.
I don't think Tex does either.
Batopilas'ı pek bildiğini sanmıyorum.
I don't think that you know too much about Batopilas.
Ne istediğini hiç bilemedim ve kendisinin de bildiğini sanmıyorum.
I never knew what he wanted... and I don't think he ever knew.
Ne içerek sarhoş olduysa ne yaptığını bildiğini sanmıyorum.
You know, with what he's had to drink, I don't think he knows what he's doing, yet he's winning a fortune.
Şu an kimin ayağına bastığını bildiğini sanmıyorum dostum farkında mısın acaba?
I shall let that pass since you cannot possibly know whose leg it is that you are pushing.
Kimsenin de bildiğini sanmıyorum.
I don't think anyone knows.
Aralarındaki düşmanlığı neyin başlattığını bilmiyorum gerçekte kendilerinin de bildiğini sanmıyorum.
I do not know what began their anger or if they truly know themselves.
Onun bildiğini sanmıyorum, ah... Bilirsin bütün bu yukarıdakileri.
I don't think she's, uh... you know, all there in the upstairs.
Gardiyanların bildiğini sanmıyorum.
I don't think the guards know this formation.
Tabelası var, okuma bildiğini sanmıyorum.
It's a banner there, but I doubt that you read.
Besbelli öyle, ama ne kadar az kaldığımızı bildiğini sanmıyorum.
Obviously - but I don't think he knows how few people we have left.
Tek birşey bildiğini sanmıyorum.
I don't think he knows anything.
Bildiğini sanmıyorum
I don't think you know
Onun da bildiğini sanmıyorum.
I'm not sure. I don't think he knew.
Gerçekten ne kadar büyük aşk yaşamış olduğumuzu bildiğini sanmıyorum.
I don't think she knew how much in love we really were.
Bildiğini sanmıyorum.
I don't think she knows.
Anne'nin bildiğini sanmıyorum.
I don't think Anne does.
Yani, ben Jason'ın ölümün anlamını bile bildiğini sanmıyorum.
I mean, I doubt Jason would have even known the meaning of death.
Ve Gus Levy'nin de bildiğini sanmıyorum.
And I don't think Gus Levy does either.
Daha sakin bir gece olsaydı bunu tartışabilirdik, ama hiç de sakin bir gece değil... Kiminle konuştuğunu bildiğini sanmıyorum.
On a slow night we could maybe talk about it, but this isn't a slow night- - l don't think you understand who you're talking to.
Calvin'in bunu bildiğini sanmıyorum, bu yüzden onu aradığını da sanmıyorum.
I don "t think Calvin knew he had it, so I don" t think he thought to look for it.
Onun bu lafın ne anlama geldiğini bildiğini sanmıyorum.
I don't think he knows the meaning of the words.
" Anlat Dally'ye, çünkü bildiğini sanmıyorum.
" Tell Dally, I don't think he knows.
bazı şeyleri direk olarak duyabilecek kadar büyüksün annenin sorununun ne olduğunu gerçekten bildiğini sanmıyorum
You`re old enough to hear things straight. I don`t really think you know what`s wrong with your mom, or what I`ve paid to keep her at home instead of sending her away.
- Kuralları bildiğini sanmıyorum!
- I don't think he has those rules! Turn!
Başına ne iş aldığını bildiğini sanmıyorum, deneyimin yok.
I just don't think you know what you're getting into. You have no experience. You kidding?
- Danny'nin bildiğini de sanmıyorum.
- I don't think Danny knows it either.
Senin bildiğini, hatta fazlasını bilirim. Benim yaşıma gelsen bile o kadar yaşayacağını da sanmıyorum.
And I know a hell of a lot more than you ever will, even if you live to be my age, which it don't strike me you ever will.
Önceden bildiğini de sanmıyorum.
I don't think he ever knew.
Onun bildiğini bile sanmıyorum!
I don't even think he knew!