Bildiğim kadarıyla yok tradutor Inglês
465 parallel translation
Bildiğim kadarıyla yok.
Not by any chance I know of, sir.
Bildiğim kadarıyla yok.
Not as far as I know.
- Bildiğim kadarıyla yok.
- None that I know of.
Bildiğim kadarıyla yok.
Not that I know of.
- Bildiğim kadarıyla yok.
- Not that I know of.
Benim bildiğim kadarıyla yok, demek istiyorum.
I mean, not as far as I'm concerned.
Bildiğim kadarıyla yok.
None that I know of.
Bildiğim kadarıyla yok.
None's I know of.
- Bildiğim kadarıyla yok. Tannis.
- Not to my knowledge, no.
Bildiğim kadarıyla yok. Tüm otel zincirlerini iyi beceriyor.
She could well have fucked with the entire hotel chain.
Bildiğim kadarıyla yok.
No one I know of.
Bildiğim kadarıyla yok.
You're it.
Bildiğim kadarıyla yok.
No, not that I'm aware of.
Bildiğim kadarıyla yok.
Not that I know about.
Onun gibisi yoktur. Bildiğim kadarıyla yok.
Only there's no business like it, no business I know.
Benim bildiğim kadarıyla yok.
Not as far as I'm concerned.
Bildiğim kadarıyla yok, efendim.
What I know not.
- Bildiğim kadarıyla yok.
RICHIE : None that I know of.
Bildiğim kadarıyla yok efendim.
Not to my knowledge, sir.
Bildiğim kadarıyla yok.
None that he cared to pass on.
- Bildiğim kadarıyla yok.
- Not that I know about.
Hayır, bildiğim kadarıyla yok.
No, not that I know of.
- Bildiğim kadarıyla yok.
- Not that I can think of.
Yemekte jöle yok... Ricky hapiste, bildiğim kadarıyla Gustave ölmek üzere... bu gece yeni kâhya lazım. Vance karısı bize geliyor.
No aspic for dinner... and Ricky in jail and Gustave dying, for all I know... and a new butler tonight, and that Vance woman coming in.
Bildiğim kadarıyla kağıdımız yok ama, takvim var.
We ain't got any paper that I know of, but we got a new almanac.
- Bildiğim kadarıyla sorun yok.
- Nothing wrong that I know of.
- Bildiğim kadarıyla sorun yok.
Nothing that I know of, up to here.
- Bildiğim kadarıyla hiçbir Devlet Dimitrios'u yakalayamadı dosyasında fotoğrafı da yok. - Doğru.
That's true.
Bildiğim kadarıyla yok.
None that I ever saw.
Bildiğim kadarıyla, Miss Cordelia ile hiçbir ilgisi yok.
As far as I know, it has nothing to do with Miss Cordelia.
Bildiğim kadarıyla seni bekleyen kimse yok.
As far as I know, no one's waiting for you.
Bildiğim kadarıyla yok.
Not as I know of.
Bildiğim kadarıyla kimse yok.
Nobody as I know.
Bildiğim kadarıyla teknik bir problem yok ve Bancroft ve yerliler hiçbir zaman Müzakere etmediler.
I know that there are no technical problems and that never Bancroft the Indians negotiated.
Bildiğim kadarıyla bu barakada bir telsiz yok.
There's no radio or wireless, as you call it, in this hut that I know of.
Ve bildiğim kadarıyla seni buraya bağlayan bir şey de yok.
And it's not as if you got anything to keep you tied here, is it?
Bildiğim kadarıyla, Frederick'in oğlu yok. Şimdilik.
As far as I know, Frederick has no sons... yet.
Büyücülük davalarından bildiğim kadarıyla, savcıya ulaşamazsam fazla bir şansım yok.
From what I know of witchcraft trials, I don't have much chance unless I can get to the prosecutor.
Bildiğim kadarıyla, Gloria'ya kimse kin gütmez. Bu konuda düşmanı yok.
As far as I know, no one had it in for Gloria, or for anyone, for that matter.
- Durumu nedeniyle soruyorum, bildiğim kadarıyla Almanzora'da doktor yok.
- I'm asking due to her state, I believe there's no doctor in Almanzora.
Maddi konuda sıkıntısı yok bildiğim kadarıyla.
As far as earning money's concerned, he doesn't really need to.
Bildiğim kadarıyla, yaptığımız bir iş yok.
None at all, as far as I know.
Bildiğim kadarıyla Bilyarsk'taki bağlantılarınızın yok edildiğini bildiririm.
Reporting that as far as I could tell, your contacts at Bilyarsk were eliminated.
Bildiğim kadarıyla burada Mavi diye biri yok.
As far as I know, there isn't any Mavi Luppis here.
Bildiğim kadarıyla, onların Mets'le bir ilgileri yok.
As far as I know, they got nothin'to do with the Mets.
Bildiğim kadarıyla yakın akrabaları yok.
As far as I know, there's no immediate family.
Bu vakayla ilgili olarak bildiğim kadarıyla, üzerinde düşünecek hiç vaktim yok ve sülüklerle ilgili bir ders almanı salık verebilirim.
As far as this case is concerned I have now had time to think it over and I can strongly recommend a course of leeches.
Bildiğim kadarıyla sorunu yok.
Come, Hastings.
Ama bildiğim kadarıyla seni açıklayan hiçbir şey yok.
But there is nothing to explain the way you are.
Neyse ki benim onun gibi kilo problemim yok ve yine bildiğim kadarıyla, kendini halka Jane Trudeau olarak takdim etmemiştir ki kocası, tanınmış bir çizgi filmci olan Bay Trudeau'dur.
Although I don't have to struggle with the weight problem like she does. And she also, to the best of my knowledge, has never identified herself, audience-wise, as Jane Trudeau, even though her husband, Mr. Trudeau, is a prominent cartoonist of some kind, and not, as so many people believe, the ex-president of Canada.
Eğer diğer kızlarımı soracak olursanız bildiğim kadarıyla verilmiş bir sözleri yok.
- As for my younger daughters, if any of them... - Ah. In their case I know of no prior attachment at all.
bildiğim kadarıyla 146
bildiğim kadarıyla hayır 65
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
bildiğim kadarıyla hayır 65
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16