English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bilgisayarlar

Bilgisayarlar tradutor Inglês

2,372 parallel translation
Bilgisayarlarını kontrol edebilir misin, edemez misin?
Can you control their computers or not?
Cep telefonları, bilgisayarları var ama bir kütük, çekiç ve testere verdin mi ellerine hiç?
I mean, they've got their cell phones and their computers, but, wow, you give them a block of wood, a hammer and a saw?
İnsanlar aptal bilgisayarlar olmadan önce de yollarını bulabiliyorlardı.
People have been finding their way for years without fucking computers.
Bilgisayarlarımız çökmüş, teknikerler sıyırmak üzere.
Our computers crash, technicians get pissed off.
Kamera, telefon ve bilgisayarları hallettin mi?
Did you hit the cameras, phones and computers?
Bu lanet olası evde tüm erkekler bilgisayarlarında porno izliyorlar.
In this damn house, all the men watch porn on their computers.
Kablo bağlantısı olmadan bilgisayarları birbirlerine bağlar.
allows interconnectivity between computers.
Bu yöntemle Bayan Boyl bizim bilgisayarlarımıza giriş yapıyor.
Ms. BoyIe can log on to our computers
Bayan Boyl bize bilgisayarlarımıza bağlanıp bağlanamayacağımızı soracak ve hepimiz hayır diyeceğiz.
She'II ask for permission. We say no
Bilgisayarlarınıza bağlanma isteği yolluyorum.
And I am sending the invitation now.
Telma, bence sen daha bilimsel incelemelerde olmalısın... bilgisayarlar, DNA testleri, bunun gibi şeyler... çünkü sen insan faktörünü anlayamıyorsun.
Telma, you may be good in scientific investigation... computers, DNA tests and all that... but you just don't get the human factor.
Ama kaldı ki, bilgisayarlar el kitapçığıyla geliyorlardı.
But then again, computers came with a handbook.
Neden bilgisayarlarımızı bantlıyor?
Why is he taping our laptops shut?
Benim de dediğim gibi ; tüm bilgilerim o kahrolası bilgisayarlarınızda var zaten.
- Like I said, you already got all my information in your fucking computer.
Birçok ebeveyn, çocuklarının çekmecelerini ya da bilgisayarlarını kontrol eder.
A lot of parents will go through their kids'drawers or computers.
Evet, karışmış örneği analiz etmek için süper bilgisayarlarını kullanıyorum.
Yes. I'm using their cray supercomputer to analyze shuffling patterns.
Sadece 27'inci katın bilgisayarlarına bakabildim.
I only covered the 27th floor desktops.
Tuş kaydetme programını Alicia'nın Julius Cain'in ve dava takibindeki Neka'nın bilgisayarlarında buldum.
I found keylogging software on Alicia's desktop, Julius Cain's and Neka's in Litigation.
Hakikaten şarkı yazan bilgisayarların sözlerine hayat verdin.
You really brought the songwriting computer's words to life.
Çünkü ne desteğimiz ne de çalışan bilgisayarlarımız var.
Because we don't have back-up, video feeds, or working comms.
Hava limanının bilgisayarlarına sızmak istiyorlar.
They wanna hack at some airport computers.
Ne? Senin hırsızlar, hava alanı bilgisayarlarına sızmaya çalışmıyor, Jesse.
Your thieves aren't hacking airport computers, Jesse.
Çabalarının sonucu olarak da banka hesaplarım ve diğer bir takım kişisel bilgilerim CIA bilgisayarlarında yer etti ki ben böyle olmasını istemiyorum.
And now, as a result of your efforts, my bank accounts and other bits of personal information are in CIA computers, and I don't want them there.
CIA bilgisayarlarına girmiş olması lazım.
I need it in the CIA's computer system.
Manyağın biri bununla CIA bilgisayarlarındaki dosyaları yok etmeni istiyor.
A psychopath blackmails you into using it to destroy files in the CIA's computer system.
Oraya gidip CIA bilgisayarlarına senin için müdahale etmeden önce bilmem gereken bir şey var.
I need to know before I go in there - - before I break into the CIA's computers for you - -
Haber alma örgütlerinin bilgisayarları bu dünyadaki en gelişmiş korsan karşıtı önlemlerle donatılmış sistemlerdir. Lakin her sisteme müdahale edilebilir. Şayet içeriden size kapı açıldıysa.
Intelligence-agency computers Make use of the most sophisticated anti-hacking techniques on the planet, but any system can be compromised if it's compromised from the inside.
Parayı, bilgisayarları, her şeyi, fıstığın kamyonete yükleyin.
Load the money and the computers - - everything - - into baby doll's truck.
Ben de mi bir tuhaflık var yoksa Mike bilgisayarları uçurmamızı hala istiyor mu?
Am I crazy, or does it sound like Mike still wants us to blow up the computers?
Sunucuyu, bilgisayarları ve parayı cipime yükleyin hemen.
Put the server, the computers, and the money in my Jeep now.
Para sende. Bilgisayarlar da sende.
You got the money, you got the computers.
Sizde devlet bilgisayarları var değil mi?
Look, you have, uh, government computers, right?
En gelişmiş bilgisayarlar, yüz tanımlamada yeni modellerin yanında yetersiz kalır.
The most advanced computer is worse at identifying faces than a newborn.
Tüm bilgisayarların birbirine benzediğini düşünüyorum.
I think all computers look alike.
Son olarak, eğer son yüzyıldaki teknolojik gelişmeler olmasaydı... bilgisayarlar, telefonlar veya modern tıp mucizeleri olmayacaktı.
In conclusion, without last century's technological advances, there would be no computers, cell phones, or modern medical miracles.
kolay değil ama imkansızda değil, wireless sinyalini tespit etmem lazım bilgisayarlarına girip güvenlik hesabını geçmeliyim
Not easy, but not impossible. I just have to detect their wireless signal, then hack into their computer and find their security account.
Yolunuzun üstü. Elinizde bilgisayarlar ve gerekli aletler olmadan karmaşık olayları çözebilmeniz inanılmaz.
It's amazing that you guys didn't have all these computers and stuff, and you solved cases, like really complicated cases.
Düzgün çalıştığı zamanlarda bile bilgisayarları sevmiyor.
He doesn't like that even when it's working.
Programı alan kişi Pentagon'un ana bilgisayarlarına girme şansı yakalıyor.
These tools enable the buyer to gain access to the Pentagon's most secure mainframe.
Snyder, Pentagon bilgisayarlarına girecek yeterli gücü bulmuş olur.
Snyder would have enough combined processing power - to crack the Pentagon wide-open.
Krista, burada bilgisayarlar, fakslar ve ucubeler var.
Krista, Krista, it's like computers and faxes and freaks!
Bir şey olur da bilgisayarları patlamamız gerekir diye CIA'cilerin yanlarında tuttuğu C4'leri de yanımıza aldık.
We had our little explosive device... cobbled together from some C-4 charges the C.I.A. guys had... in case they needed to blow up their computers in a hurry.
Bütün iletişim hatlarımızın güvende olduğundan emin oluncaya kadar telefonlarımızı ve bilgisayarlarımızı kullanmayacağız.
We won't use our phones or computers until we are absolutely sure that all lines of communication are secure.
Bilgisayarlar çöktü.
Our computers went down.
- Evet, bilgisayarların ve makinelerin dünyayı ele geçirdiği ve insan bedenlerini sonsuz elektrik kaynakları olarak esir aldığı bir zamandan geliyorum.
- Yes, I come from the time where... computers and machines have overtaken the world... and enslaved human bodies as sources of infinite electrical power.
Gemimiz ele geçirildiğinde bilgisayarları sildim. Her ikimiz de bilginin yarısını ezberledik.
I erased the computers when we were boarded and had both of us memorize part of the intel.
Bilgisayarlar ha?
Computers huh?
Bilgisayarlarımı hackledin.
You hacked my computers.
- Pentagon bilgisayarlarına girip bilgi çalıp satmakla suçlandı.
He's suspected of hacking Pentagon and selling classified information.
- Pentagon bilgisayarlarına girmiş ha!
Hacking the Pentagon.
Bilgisayarları.
Computers.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]