Bir şeyler düşüneceğim tradutor Inglês
155 parallel translation
Bir şeyler düşüneceğim.
Kid's mother says he is always making up stories
Bir şeyler düşüneceğim.
I'll think of something.
Bir şeyler düşüneceğim.
I'll find something.
Bir şeyler düşüneceğim.
Oh, I'll think of something.
Bir şeyler düşüneceğim.
I'll think of an angle.
Bir şeyler düşüneceğim!
I'll think of something.
- Bir şeyler düşüneceğim.
- I'll think of something.
- Bir şeyler düşüneceğim.
I'll think of something.
Bundan daha berbat durumlarda kendinizi düşündüğünüzü gördüm. Ve buradan kurtulmak için ben bir şeyler düşüneceğim.
I've seen you think yourself out of worse situations than this and I'm going to think us out of this.
Çamaşırhane için bir şeyler düşüneceğim.
I'll see what I can do about the laundry.
Bir şeyler düşüneceğim.
I'll think of somethin'.
Ben de bu boktan yerden kurtulmak için bir şeyler düşüneceğim.
And I'll figure out how to get us out of this goddamn building.
- Bir şeyler düşüneceğim.
- l'll think of something.
Bir şeyler düşüneceğim.
Guess I'll figure it out.
Kneddle çorbası yabanturplu, baharatsız bir et ve tatlı olarak da, çok şekerli bir şeyler düşüneceğim. Yürüyün, yürüyün!
A "kneddle" soup... a plain piece of meat with horseradish... and for dessert I will think of something very sweet.
Ben bir şeyler düşüneceğim.
I'll figure something out.
Soyunun ve şu kanepeye yerleşin. Bir şeyler düşüneceğim.
So take your clothes off, and arrange yourself on this sofa... and I'll make something of it.
Bir şeyler düşüneceğim.
I'll figure something out.
Bir şeyler düşüneceğim.
I'll think of somethin.
Evet, ben bir şeyler düşüneceğim.
I'll think of something.
- Öyleyse bir şeyler düşüneceğim.
- I'm sorry, but that's where we are. - Okay, if that's where we are...
- Bir şeyler düşüneceğim, tamam mı?
- I'll try to think of something, okay?
İnsanlara bunu nasıl içireceksin? Bir şeyler düşüneceğim.
HOW ARE YOU GOING TO GET PEOPLE TO DRINK IT?
Neyse, Bir şeyler düşüneceğim.
That's okay. I'll think of something.
Eminim Monty'nin gerçek bir geri dönüş poliçesi vardır. Bir şeyler düşüneceğim.
Right. I'm sure Monty's Used Cars has a real accommodating return policy.
Ben bir şeyler düşüneceğim, tamam mı, söz veriyorum.
I'll figure something out, I promise.
Tam bunu yapmak için bir şeyler düşüneceğim.
I'm going to figure out a way to do just that.
Bir şeyler düşüneceğim.
All right, get dressed. I'll think of something.
Bir şeyler düşüneceğim.
I will think of something.
Bir şeyler düşüneceğim.Sanırım bir sal yaptığını ve tatile gittiğini söylerim.
I don't know. I'll think of something. I'll say she built a raft and went on holiday.
Bir şeyler düşüneceğim.
- Oh, I'll think of something.
- Hayır, ben bir şeyler düşüneceğim.
- No, I'll figure it out.
Bir yer belirleyip, şu polisin yalnız olduğundan emin olacağım. Sonra bir şeyler düşüneceğim.
I'm gonna stake my place out, make sure that cop's alone, then I'll figure something out.
Evet, bir şeyler düşüneceğim.
Yeah, I'll think of something.
Senin için bir şeyler düşüneceğim, söz.
I will think of something, I promise.
- Bizim için bir şeyler düşüneceğim.
- We'll think up something.
Geziden döndüğümüzde de, Otani'den nefret ettirecek bir şeyler düşüneceğim.
And when we go back, I'm going to find things I hate about Otani.
Ben bir şeyler düşüneceğim.
I will think of something.
Ben bir şeyler düşüneceğim.
I want to have her a few words with her
Tamam. Bir şeyler düşüneceğim.
Okay, okay, i guess i'll come up with something.
Kaos zamanı bir şeyler düşüneceğim.
I kind of have a thing for chaos.
- Evet, bir şeyler düşüneceğim.
- Yes. I'll think of something.
Ben bir şeyler düşüneceğim.
I'll think of something.
Üzülmeyin, Ben bir seyler düsünecegim.
Don't worry, I'll think of something.
Ama Will, eğer bir şey saklıyorsan her zaman bir şeyler sakladığını düşüneceğim.
But, Will, if I think you're hiding something, I'm always gonna think that you're hiding something that's much bigger than it really is.
Bir şeyler de düşüneceğim, inan bana.
I'll think of something, I promise.
İnsanların düşünceli davranıp bir şeyler yapması çok güzel ama şu an düşüneceğim son şey yemek.
Its nice that people want to do something but the last thing I can think about right now is food.
Bir şeyler düşüneceğim sen de bu sırada bornozu çıkar, onlar 60 dolardı.
Get out! Get out! Get out!
- Sana neler olduğunu bilmiyorum ama bir şeyler hatırlıyor da bana anlatmıyorsan senin cinayetten suçlu olduğunu düşüneceğim.
- I don't know what happen to you, but you remember something, and if you don't tell me what it is I'm gonna have to assume that you are guilty of murder, do you understand that?
Bir şeyler düşüneceğim.
I'm gonna figure somethin'out.
- Ben bir şeyler düşüneceğim.
- I'll figure something out.
bir şeyler içelim mi 27
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92