Dayanın tradutor Inglês
3,004 parallel translation
Biraz daha dayanın!
Hold your ground!
Dayanın!
Hang on! Panthro!
Sadece dayanın.
Just hold on.
Dayanın, millet. Of be, bir dakika bekleyin.
Hang on, guys.
Dayanın, geldim!
Hold on, I'm coming!
Dayanın, profesör!
Hang in there, professor!
Az dayanın, tamam mı?
Bear with us, okay?
Bir canlının derisinin hangi besbelli ısıya dayanıklı edilir.
A living creature which obviously is resisting to the heat.
Demir elması ağacının tüm elma ağacı türleri içerisindeki en dayanıklı ve güçlü olanı olduğunu biliyor muydun?
Did you know the honey crisp tree is the most vigorous and hardy of all apple trees?
Şimdi arkana dayan ve tadını çıkar.
Now just sit back and get ready for takeoff.
Burada inanılmaz bir sıcak var kim bilir sen İzlanda'nın cehennem sıcağına nasıl dayanıyorsundur.
The city's becoming unbearably hot so we often think of you out in the crisp Icelandic summer air.
Askeriye bunlardan 70 bin adet satın aldı. Onları dayanıklı ve mükemmel araç haline getirdi.
The military bought 70,000 of these, making them army-tough, the perfect vehicle for the challenge ahead.
Bronco'nun ne kadar dayanıklı olduğuna bakın.
Look how tough that Bronco is.
Hadi, dayan biraz. Uyanık kalmalısın.
You gotta stay awake.
Jedi'ların acıya karşı dayanıklıkları inanılmaz.
The jedi's resistance to pain is impressive.
Kusura bakmayın, hareket tarzınız yalanlara dayanıyor.
With all due respect, your course of action is based on lies.
Mücadele ederek kurtulanların geleceği,... geçmişin yıkıntılarından yaşam tarzlarını yeniden canlandırma becerilerine dayanıyor.
As the people struggle, the future of the survivors rests on their ability to rekindle their way of life from the rubble of the past.
Çoğu kadın beni dayanılmaz bulur.
You know, most women find me irresistible.
Belki de cesareti yerine dayanıklılığını almalıydın.
Perhaps you should have asked for his invulnerability instead.
"Pawnee İzcileri" nin kurulma nedeni, bazı erkeklerin kadınların kendilerini rahatsız etmesinden dolayı doğaya gidip burada hayatta kalmak adına yeni bir şeyler öğrenmek istemesine dayanıyor.
However, the Pawnee Rangers were founded because some boys want to go out into nature and learn traditional survival skills without being distracted by girls.
Kaya gibi dayanıklı mısınız?
" Are you tough as nails?
Bu kılıçlarla savaşıyorlardı oldukça dayanıklı kılıçlardı, ki bu herzaman keskin olmadıkları anlamına da geliyor, ve bu insanlar birbirlerinin kafasını, kollarını uçururken bu kılıçları kullanıyorlardı,
They were fighting, bashing each other with these swords. They wanted a tough sword, which means it was not always very sharp.
Dayanışma'nın yani.
Solidarity, that is.
Neden onlar milis ve siz Dayanışma'sınız?
Why are they the Militia and you - Solidarity?
Bu yüzden Yüzbaşı Sobczak'ın Dayanışma Hareketi ile olan bağlantıları doğrulanmalı.
That's why captain Sobczak's contacts with Solidarity must be verified.
Binbaşı Bagiñski'ye Dayanışma Grubundaki ajanların listesini verin.
Get major Bagiñski the list of our agents within Solidarity.
Yüzbaşı Sobczak'dan, Dayanışma Hareketi içindeki gizli ajanların listesini benim bölümüme vermesini istedim.
And I asked Captain Sobczak to provide my Department with the list of agents from Wroc ³ aw Solidarity.
Dayanışma hareketi, gençlerin kanını dökecek...
Solidarity Festung Breslau, young blood will be shed...
Dayanışma'nın banka soyduğu söyleniyor.
They say Solidarity robbed a bank.
Belki Dayanışma'nın 80 milyonudur?
Maybe it's about that Solidarity eighty million?
Dayanışma'nın içindeki ispiyoncuların listesini istemiştiniz.
You wanted that list of our snitches in Solidarity.
Dayanışmanın 80 milyonunu sakladığınızı biliyorum. Burada bir yerlerde, bodrumda ya da çatıda.
I know you are hiding the Solidarity 80 million somewhere here in the basement or the attic.
Bütün paranın 9. Dayanışma Konferansı'nda özgür Polonya için kullanıIdığı açıklandı.
All the money was accounted for at the 9th Conference of Solidarity in free Poland.
Yöneten elitlerin gündemi yıkıcı dünya bakışının ürünü, etrafta dolaşmak için yeterli birşey yok inanışına dayalı, bazı insanların, diğerlerinden daha değerli olduğu inancına ve onların güvenliği hepimizin üzerinde tam kontrol kurmaya dayanıyor.
The agenda of the ruling elite is the product of a destructive worldview, based on their beliefs, that there's not enough to go around, that some people are more deserving than others and that their safety depends on maintaining absolute control over the rest of us.
Atina ve Roma gibi Antik şehirleri yeniden canlandırmak için yapılan büyük bir şehirde, baskın mimari yapı, antik Mısır ikonuna mı dayanıyor?
In a city largely built to evoke ancient cities like Athens and Rome, is the dominant architectural structure based on an icon of ancient Egypt?
Yıldızlara olan ilgileri, zeki yaşamın evrenin başka bir yerde olma olasılığına olan inançları, Aydınlanma fikirlerine mi dayanıyordu yoksa gerçek yakın karşılaşmalara mı
Was their interest in the stars, and their belief in the possibility that intelligent life exists elsewhere in the universe, based on the ideas of the Enlightenment, or actual close encounters?
Açın! ... Rus organize suç figürü Viktor Markov'un ve Bay Corsica'nın Çocuk Mahkemesi yargıçlığı yaptığı tarihe dayanıyor olabilir.
of Russian organized crime figure Victor Markov and may date back to Mr. Corsica's days as a Juvenile Court judge.
Filmlerdeki karamsarlık, 30'ların Fransız şiirsel gerçekçiliğine dayanır. Örneğin "Sisler Rıhtımı" ndaki kayıp iki ruhun karşılaşmasına.
And it's pessimism came in part from the poetic realist films of France in the 1930s, such as this moody encounter between two lost souls in Quaie des Brumes.
Su şişesinde kalın bir cam kullanılmış. Çekme dayanımı çok yüksek.
The water bottle uses a thick glass, very high tensile strength.
- Ve bu Ordu İstihbarat Subayı (... ) nın yeminli ifadesine mi dayanıyor?
- Yes, Your Honor. - And this is based on the testimony of Army intelligence officer Lieutenant ( bleep )?
Park'ın kaplan annesi ve babası o kadar dayanılmazlardı ki etki ettikleri saatleri ölçmek zorundaydı.
Park's tiger mom and dad were so insufferable, she has to measure their affection in hours.
Netice olarak, savunma, kanıtlara ve makul kararlara dayanılarak, nitelikli inceleme ve düzgün soruşturma yapılmasını talep ediyor.
In conclusion, the Defense requests for sufficient examination and proper investigation based on evidence and reasonable judgment.
Kıtaların dağılmasına, deniz seviyesinin yükselmesine ve iklimdeki sayısız değişime dayanıklıydılar. Çeşitlenmeye ve yayılmaya devam ettiler.
Enduring the break-up of continents, sea-level rises and countless changes in climate, they continued to diversify and thrive.
Biz dahil, bugün gördüğümüz bütün olağanüstü yapıların nasıl patladığının sırrı zamanın başlangıcına dayanıyor.
The secret of how it explodes into all of the incredible forms we see today, including us, goes back to the beginning of time.
Dayanıklılığını artır.
Build up your stamina.
Bundan daha dayanıklısın sen.
You're tougher than that.
Gözden geçirme planlarının insan dayanıklılığı ötesinde sanıyordum...
I thought your revision plans were beyond human endurance, but no.
Babasının annesini terketmesini izlemenin acısı dayanılacak gibi miydi?
Was the pain of watching his father leave his mother too much to bear?
J-Rock'ın vur emrini veren kişi Turell'in vur emrini de verdiyse, o zaman bu bütün şiddetin kaynağı Turell'in soyduğu bakkala dayanıyor.
If whoever ordered the hit on J-Rock also ordered the hit on Turell, then all this violence goes back to the convenience store Turell robbed.
Gezginci albatros gibi birkaç dayanıklı hayvanın yıl boyunca burada yaşaması bile mümkündür.
It's even possible for a few hardy animals, like the Wandering Albatross, to live here throughout the whole year.
Modern imkânlar sayesinde Mark ve Jeff'in yolculuğu çok daha rahat. Ancak oraya vardıklarında, dayanıklılık sınırlarını test edecekler.
Modern means make Mark and Jeff's journey a more comfortable affair, but once there, they will be tested to the very limits of their endurance.
dayan 712
dayanamıyorum 241
dayanamadım 49
dayanamıyorum artık 51
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayanamayacağım 24
dayan biraz 56
dayanmalısın 17
dayanamıyorum 241
dayanamadım 49
dayanamıyorum artık 51
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayanamayacağım 24
dayan biraz 56
dayanmalısın 17