English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Daydınız

Daydınız tradutor Inglês

133 parallel translation
- Uzunca bir süredir Hindistan'daydınız.
- You were in India for quite a while.
Demek dün Amsterdam'daydınız Bay Haverstock.
So you were in Amsterdam yesterday, Mr. Haverstock.
Tahmininizden fazla dışarıdaydınız.
You were out longer than you thought.
Ama buraya gelmeden önce, New York'ta dışarıdaydınız.
But before you came here, when you were still outside, in New York.
Ne zamandır dışarıdaydınız?
How long have you been out here?
Siz Gettysburg'daydınız değil mi?
You fellas were at Gettysburg, weren't ya?
- Devam edin, Ulm'daydınız.
Go on. You're in Ulm.
Evet, siz Twilight Room Bar'daydınız.
No, you were at the Twilight Room.
Sizi son gördüğümde çatıdaydınız.
The last time I saw you men, you were on the roof.
- Siz de mi Normandiya'daydınız?
- W-were you in Normandy, too, Major?
- Dr. Eckner, Cinayetlerin olduğu gece Fort Linton'daydınız,
Dr. Eckner, you were at Fort Linton the night of the murders, were you not?
Siz de Tetaragua'daydınız, Bay Scoubidouvitch.
You were in Tetragua, Mr. Scoubidouvitch. You were in Tetragua, Mr. Scoubidouvitch.
Dün... dün gece aradık, ama sanırım dışarıdaydınız.
We er... We called last night, but er... You were out, I think.
Onlar tepede, siz de aşağıdaydınız.
They at the top and you at the bottom!
Anlaşma yaptığımızda sizde amcanızla birlikte Denver'daydınız.
You were in Denver with your uncle when we made the deal.
14 Kasım cumartesi gecesi Kansas, Holcomb'daydınız.
On Saturday night, November 14, you were in Holcomb, Kansas.
Kısa bir süre önce Kuzey Afrika'daydınız, Tanca'da, değil mi?
You were in North Africa recently, weren't you? Tangier, wasn't it?
Efendim, siz Washington'daydınız benim gibi burada değildiniz.
Sir, you being in Washington, you haven't been around like me.
Beyefendi ve siz Mantua'daydınız.
My lord and you were then at Mantua.
Evet, iki yıllığına Hindistan'daydınız, değil mi?
Yes, I gather you've been in India for two years, sir.
Meksika'daydınız.
Gone to Mexico.
Bütün gece dışarıdaydınız.
You were away from home all night.
Gördüğüm kadarıyla bu gece dışarıdaydınız. Evet, film izledik.
I see you took the night off.
O da annemle çıktı. Afrika'daydınız değil mi?
She is out with mum.
Dün gece, sen ve o Chinatown'daydınız.
You and he were in Chinatown last night.
Lanet olsun, doğru tüm gece dışarıdaydınız.
Damn right you've been out all night.
Bu gece kaçınız dışarıdaydınız?
How many of you were out tonight?
Lódz'daydınız, değil mi?
- [Schalling, In German] In Lodz, yes. - Litzmannstadt?
Hepiniz Manchukuo'daydınız.
You were all in Manchukuo
Tüm gece dışarıdaydınız, ha?
Been out all night, huh?
- Evet, Bay Bagley, dışarıdaydınız.
- Yes, Mr Bagley. You were out.
- O zaman Chicago'daydınız.
- You were in Chicago.
Yani siz Tahoe'daydınız, burada değildiniz?
So you were in Tahoe, not here?
Yani cinayet gecesi Cherbourg'daydınız.
So, in the night of the murder, you remained in Cherbourg.
- Yanılmıyorsam Vietnam'daydınız.
- So you were in Vietnam, if I'm not mistaken? - Yeah.
Siz Viyana'daydınız. Ilona'yla beraber. Üç gün boyunca.
You were in Vienna, with Ilona for three whole days
Sen ve Schillinger kaç yaşınızdayken Lardner'daydınız?
You and Schillinger were together at Lardner when you were how old?
Hem Boca'daydınız.
Once. And you were in Boca.
10 yıl önce Vaux-le-Vicomte'daydınız.
You were at Vaux-le-Vicomte ten years ago.
Ama siz merdiven sahanlığında ve yukarıdaydınız, bayan.
But you were standing high up on the landing.
O gece siz de aynen kurbanın olduğu gibi dışarıdaydınız.
You were out that night and so was the victim.
Tamam. Yani sen ve hayali arkadaşın dışarıdaydınız.
So you and your imaginary friend are outside.
Beni hatırlamazsınız, ama Queen Alexandria'daydım.
You don't remember me, but I was on the Queen Alexandria.
Ama o burada, kıyıdaydı... sizse dağların öte tarafında, Salinas'taydınız.
But then she was over here on the Bay... and you were way over on the other side of the mountains in Salinas.
Siz de yine St. Marco'daydınız.
You were at St. Marco again.
Stalingrad'ın son günlerinde KızıI Ordu'daydın.
You were with the Red Army in the last days of Stalingrad.
Savaşçı sınıfımız kaynaklarını daha fazla paylaşmak istemediğine karar verdiğinde benim ailem de Sikar'daydı.
My family was at Sikar when the warrior caste decided it no longer wished to share its resources.
Her neyse, dışarıdaydık ve kızın iki arkadaşı geldi.
Anyway, we're outside and two of her friends come up.
Başınız aşağıdaydı. Hareket sırasında başınız aşağıdaydı.
Your head was down during that move.
Ailesi Avrupa'daydı, yalnız kalsın istemedim.
It's our new intern. Her parents were in Europe so I felt bad.
- Gecen sene Bahamalar'daydınız.
- Last year it was the Bahamas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]