Degişti tradutor Inglês
9,801 parallel translation
Sonra bir gün, içlerinden biri değişti.
And then, one day, one of them changed.
Değişti mi?
Changed?
" Planlar değişti. Geç oldu. Burada kalacağım.
_
30 bin dolarlık bir burs kazandınız üniversite fonunuza aktardınız ve fikriniz değişti?
So you received a $ 30,000 scholarship check deposited it into your college fund and then changed your mind?
Ve bütün dünyam değişti.
And my whole world changed.
Bu gece her şey değişti, bu adam sayesinde.
Tonight, all that changed, thanks to this man.
Ama o zamandan beri her şey değişti.
But since then everything's changed.
Kısaca DNA'n değişti.
Short version... your DNA changed.
Doğanın kanunları değişti.
The laws of nature have changed.
Ne değişti?
What's changed?
İşler değişti.
Things have changed.
Biliyorsun iade yasaları değişti.
You know, well, the extradition laws changed.
Evet ama çocuk çok değişti be.
Yeah, but he changed, man.
Evet ama bu olaydan sonra fikrim değişti.
Yeah, but I don't think that shit anymore, not after this.
Beni barda terk ettiğinde o gün herşey değişti.
When you left the bar that day everything changed.
İçinde bir şeyler değişti ve asla eskisi gibi olmayacak.
Something has changed in him, and it will never be the same.
- Değişti mi?
Right?
İşler değişti.
Um, things have changed.
Planlar değişti.
Change of plans.
Fiziksel uzaya karşı olan bütün bakış açım değişti!
My entire understanding of physical space has been transformed!
İnsanlar değişti artık.
People have changed.
Evet, planlar değişti.
So... change of plans.
Ama bu eskide kaldı. İşler değişti.
But that was then and this is now.
Hayatım kökten değişti.
My life took a very drastic turn.
Ne değişti?
What changed?
Kocasının yüz rengi nasıl değişti görmedin mi?
Did you see his face turn colour?
Sanırım bir şeyler değişti.
Some things change, I guess.
Ne yönde değişti.
Sanchez : How had he changed, Sean?
Dava artık "polise cinayete teşebbüs" olarak değişti.
Now case has been changed to one of violence against an officer.
Seninle son konuşmamızdan sonra işler değişti.
Things have sort of changed since I talked to you last.
Ama her şey değişti artık.
But everything's different now.
Planlanan her şey değişti.
Everything that I planned on.
Ama artık işler değişti.
Not anymore.
Sırlar değişti.
Secrets have changed.
Grant o günden sonra tamamen değişti.
Grant totally changed after that.
Bana karşı herkes değişti.
Everybody's changed on me.
Petrol saldırısından sonra herşey değişti.
After the gas attack, everything changed.
Planlar değişti.
Plans change.
- Henry, işler değişti artık.
Henry, things are different now.
Ama seninle tanıştığımda her şey değişti.
But all that changed when I met you.
Anlaşma değişti.
The deal's changed.
- Her şey o zaman değişti çünkü.
Because that's when everything changed.
Şansını denedi ve hayatı iyi yönden değişti.
He took a leap, and it changed his life for the better.
Belki bir zamanlar iyi bir adamdı ama sonra değişti.
Maybe he was once a great man, but he changed.
Emirlerimiz değişti.
Our orders have changed.
Kaderin artık değişti.
Your fate has changed.
Artık çocuk değiliz. Her şey değişti.
Listen, if you all want to go on a suicide mission, that's your problem, buddy.
Ya o değişti ya da ben değiştim.
Either she has changed, or I have changed.
Ve Berk çok değişti.
And Berk has changed a lot.
Dagur'un ses tonu mu değişti?
Eh, has Dagur's voice changed? Eels!
Ölüm saatleri değişti mi?
Dead time has changed?