Denedim tradutor Inglês
8,768 parallel translation
Bir tanesine dokunmayı denedim ama kıpırdamadı.
I tried to touch one, but she didn't move.
Evet, hayır ben denedim.
Yeah, no, I tried.
Gerçekten denedim.
See, I really tried.
- Aramayı denedim.
I tried to call.
Neyse, denedim.
Anyway, I tried.
Allah şahit, denedim.
Lord knows I tried.
Denedim.
I've tried.
Denedim.
I tried.
Söylediğin gibi bitirmeyi denedim.
I tried to end it, like you said.
Zaten denedim ve yapamıyorum.
I've already tried and I can't.
Elimden geleni yaptım, her şeyi denedim ama hiçbir şey değişmedi.
I tried with all my might... I tried everything I could... But, for a long time, it's the same.
Elimden geleni yaptım, her şeyi denedim ama hiçbir şey değişmedi.
I gave it my best effort... and I did everything I could think of... but it's still the same as always.
Denedim.
I have.
- Denedim General. - Denedi.
- I tried, General.
Tüm gün yaşamak : ya da benim acayip denedim ben ölebilir Tüm senin caterwauling izlerken
Now, I reckon I can die in that bed watching all your caterwauling, or I can die as I've tried my damnedest to live all my days :
Üstesinden gelmeyi denedim, uyum sağlamayı denedim.
I've tried to get along, I've tried to fit in.
Ben de başka bir çeşit çadır kurma tekniği denedim.
'So I decided to try another new sort of tenting.'
Larry, oğlum olarak seni seviyorum ama denedim ve senden hiç hoşlanamadım.
Larry, as my son I love you, but I've tried and failed to like you.
Perikardial sıvıyı, lenfi denedim.
I tried pericardial fluid, I tried lymph.
Anneme ulaşamıyorum, denedim.
I can't get a hold of my mother ; I've tried.
Her şeyi denedim. Hiçbirini umursamıyorlar.
"I've tried everything." They don't care about any of this.
Gerçeği bilmesi gerekiyor. Bunu denedim!
It is exactly this madness always...
Neyse, en azından denedim.
Well, I tried.
Bu sırada, Red'in tavsiyesine uyup Schizo'nun karısının yanındaki kızla konuşmayı denedim.
Meanwhile, I take Red's advice and I look for a chance to talk to the girl with Schizo's wife.
Evan'la davaları takas etmeyi denedim.
I tried to make a deal with Evan to trade the case.
- Denedim.
~ I tried.
Ben de denedim.
Been there.
Selam. Yer bulma büyüsünü denedim ama karşımda bulduğum tek şey güvenlik oldu.
So I sorta tried a locating spell, and the only thing I kinda sorta managed to locate was security.
- Burada işe yaramıyor, denedim.
I've tried. Okay.
Tamamen berbat olsa da sen en iyisini denedim, kardeşim.
- Donnie, you tried your best, brah, even if it totally sucked.
Annie, biberli barbunya tarifini denedim.
Annie, I tried that three-bean chili recipe of yours.
Denedim ama seninle her birlikte olduğumuzda kendimi ben boş ver ya ne olacak ki.
A job I love. Oh, to hell with it.
- Kapısına gidip konuşsak ya? - Denedim.
Why don't we just knock on the door and talk to him?
Denedim ama meşgul çalıyor.
I tried. It was busy.
Demir işi almayı denedim ama döküm odası başıma ağrılar soktu.
I have tried to buy an ironworks, the smelting room gave me a headache.
Lyme Regis'teki fosilleri toplamak için bir iş kurmayı denedim. - Evet...
I have tried to establish a business to collect fossils at Lyme Regis.
Aramayı denedim, sürekli telesekretere yönlendi.
I tried calling. I kept getting your voice mail.
Denedim.
I tried to.
Konuyu kapatmayı denedim.
So I kind of played it off.
Denedim zaten, ama Ian benim kötü nâmımı salmış.
I've already tried, but Ian's put out the word out on me.
Orada böğürtlen çalılıkları vardı, ben de şansımı denedim.
There are blackberry bushes there, so I take my chances.
Var olan tüm şifre algoritmalarını denedim.
I've tried every cryptographic algorithm there is.
Şansımı denedim Sammy.
- I gave it a shot, Sammy.
Her şeyi denedim.
I've tried everything.
Denedim ama acayip hassas bitkiler.
I tried, but they're, like, crazy delicate.
Köpekle dost olmayı denedim ama sonunda sahiplenilmesi için onu barınağa verdim.
I tried with that dog. I had to give him to animal services for adoption.
İşleri yoluna sokmayı çok defa denedim.
I've tried to make things right so many times.
En azından denedim.
Well, I've tried.
Denedim ve biraz canımı yaktı.
Yeah, I gave it a shot.
- Denedim.
- I have tried.
Hepsini denedim dostum.
I've tried it all, man.