English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Denizde

Denizde tradutor Inglês

2,273 parallel translation
Elektrik üretmek için dalgaların enerjisini absorbe ederek, denizde yüzen bir deniz yılanı gördüm.
I have seen a sea snake lying on the swell... to absorb the energy of the waves and produce electricity.
NBE 1 olarak sınıflandırılan düşman lideri Megatron'un denizde Laurentian Çukuru'nun dibinde huzur içinde çürümekte olduğunu biliyoruz. Etrafı koruma ağları ile çevrili ve sürekli denizaltı gözetiminde tutuluyor.
We know that the enemy leader, classified NBE One, aka Megatron, is rusting in peace at the bottom of the Laurentian Abyssal, surrounded by SOSUS detection nets and a full-time submarine surveillance.
Denizde batıyorsunuz.
You're drifting out to sea.
Bunu neden kişiselleştirdiğimi bilmiyorum ama yine de sorayım : Neden Reggie'le ben denizde batıyoruz?
I'm not sure why I'm taking this personally, but why are Reggie and I drifting out to sea?
Denizde başka balıklar var.
There are other fish in the sea.
Ateşinizin dumanını görene dek denizde dolanıp durduk. Bekle.
We sailed right around until we saw the smoke from your fire.
Sizin farazi senaryonuzda adalardan büyük parçalar, denizde parçalanıyor benzeri görülmemiş büyüklükte Tsunami dalgalarını oluşturuyor.
In your hypothetical scenario, a large chunk of islands break off into the sea, causing a tidal wave of unprecedented proportions.
Denizde balıktan başka şeyler de var.
There's more than just fish in the sea. Come on.
Downey de denizde, tabi o da ölü.
Downey's in the water. He's dead, too.
Denizde kum, bende para.
I got plenty of that to go around.
Denizde.
At sea.
Çünkü denizde mücadele ediyordum.
I think I survived because of the sea.
Denizde çıplak yüzmeye bayıIırdım.
I enjoyed swimming in the nude.
Denizde ve karada, sizinle savaşırız.
On ground and sea, we will fight you... you, Babylonian spitmeat!
O kadar trajik biçimde komik olurdu ki Denizde bana yer olmazdı
It'd be so tragically comic I'd have no place in the sea to be
Çünkü denizde balık avlamakla meşguldün.
Because you were busy snorkeling in the Great Barrier Reef.
Artık büyük balık sen olduğuna göre artık denizde daha fazla köpek balığı var.
There are a lot more sharks in this pond.
Denizde daha bir sürü balık var.
Plenty of other fish in the sea.
Bir ay denizde yolculuğa rağmen bedeni harika görünüyor.
His body is in remarkable condition for a month at sea.
Denizde görüşürüz, kardeşim.
I'll see you at the sea, bro.
Ben zürafa-pot. Hem karada hem de denizde çok rahatsızım.
I'm a giraffopus, I'm uncomfortable in water and on land.
- Hepimiz, denizde öleceğiz.
We're all gonna die at the sea.
Denizde bir deneme yaptık, iyi gitti.
We did a test at sea, fared well.
- Denizde ne yaşar?
- Who lives in the sea?
Gene birgün denizde yüzerken
I went to bed. And I remember at some point
Denizde bir var.
un homme a la mer!
Kayığın içinde fazla kan olmadığından denizde öldürülmediğini söyleyebilirim.
And from the lack of blood inside the boat, I'd say he wasn't killed at sea.
O yaz Vikingler açık denizde 480 kilometrelik bir yolculuk yaptılar.
In their journey that summer, the Vikingr rowed 300 miles across open sea.
Eninde sonunda, denizde geçirililen bir çok aydan sonra
Eventually, after many months at sea
Çok uzun sürmez, bir balık da sen tutmak istiyorsan,... bugün denizde cirit attıkları gündür.
this shouldn't take too long, so if you want to get a bite afterwards, Bloody Mary's in Bora Bora has an amazing monkfish on Friday.
Denizde bir sürü balık var, seçenek çok.
There's plenty of fish in the sea, lots to choose from.
Televizyonu her açtığımda denizde açıklanamayan bir faciadan bahsediliyor.
I can not turn on the TV without hearing about - - - Unexplained disasters at sea.
Açık denizde onlardan kurtulmamız imkansız.
We do not slip away from those in the high seas.
Denizde, aynı senin gibi.
The sea, like you.
¶ kaybolduk ama denizde mutluyuz ¶
# Lost but happy at sea #
¶ denizde bir sürü balık olduğunu söyledim ¶
# I say there are plenty of fish in the sea #
¶ kaybolduk ama denizde mutluyuz " ¶
# Lost but happy at sea " #
¶ kayıptım ve denizde çok ¶
# Lost but so lonely #
Kısa süre sonra, çok geçmeden, karada ve denizde büyük kükreyen bir fırtına kopacak... alevler, hayvanlar, daha çok ayaklanma çıkaracaklar.
Shortly afterwards, after not a long time. Will a Bulder income rising storm, over land and sea. Flame, animals, more in elevation will be.
Eh, denizde başka balıklar da var.
So, there are a lot of other fish in the sea.
Denizde başka bir sürü balık var.
Lots of other fish in the sea.
# Saçmalıklarla doluyum... # kim denizde ölmüş... #
# I'm full of beans # Who died at sea... #
Mike Stevenson, birkaç gün önce getirildi. Denizde bulunmuş.
Mike Stevenson came in a couple days ago, a floater
Erica, hayatın boyunca aileni denizde gördün, değil?
Erica, your whole life, all you've seen is your parents at sea, right?
İki ay denizde geçse, Vancouver'a varır. Bir hafta orada kalır.
It ain't like I ain't seen a man die before.
- Rıhtımda, denizde cesetlerini gördüm.
- Saw their bodies in the water by the docks.
Kutup ayıları, yaşama alanları olan donmuş denizde fok avlarlar.
Polar bears are in their element, hunting for seals on the frozen sea.
Kutup ayıları denizde buz olduğu sürece acıkmaz çünkü foklara ulaşımın en kolay yolu buz üzerinde yürümektir.
As long as there is sea ice the bears won't go hungry, as walking on the ice is the easiest way for a bear to get close to a seal.
Buzlar eridikçe, fokları bulmak zorlaşır ve açık denizde fokların, kaçma şansı daha kolaydır.
As the ice melts, finding seals gets harder and with more open water, it's easier for a seal to escape.
Bu, açık denizde kendi haline bırakılmış son birkaç buz parçasından biri.
This is one of the last pieces of ice now adrift in the open ocean.
Denizde başka bir sürü balık var.
There are plenty of fish in the sea.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]