English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Dışarıya bak

Dışarıya bak tradutor Inglês

217 parallel translation
Dışarıya bakın!
- -Watch out!
Dışarıya bak. 500 metre boyunca, ne bir ağaç, ne de çalı.
Look out there. For 500 yards, not a tree, not a shrub.
Tam da, dışarıya bakıyordum, efendim.
I've just been taking a look outside, sir.
Dışarıya bakın!
Look out!
Pencereden dışarıya bak.
Take a look out that window.
Sen bodruma bak, ben dışarıya bakarım.
You search the basement, I'll search outside.
- Tamam, o zaman ben dışarıya bakayım, sen bodruma bak.
I'll search on outside, and you search the basement.
Dışarıya bakın!
Watch out!
Pencereden dışarıya bakın.
Look out the window.
Dışarıya bak, gelip gelmediğini kontrol et.
Go look outside. See if he's coming.
Dışarıya bak.
Check outside.
- Dışarıya bakıyorum.
- Just looking out.
Dışarıya bak.
Look outside. You know?
Dışarıya bakın komutan.
Look out there, commander.
Ve bu sırada sürekli pencereden dışarıya bakıyor, büyük, siyah limozinle nasıl baş ettiklerini gözlüyordu.
And all the while he was looking out the window, seeing how they were doing with the big, black limousine.
Gidin dışarıya bakın.
Well. then get back outside.
Dışarıya bak.
Take a look outside.
Dışarıya bak.
Take a look out there.
Dışarıya bakıyorum ve toprağı görüyorum.
I look out and I see a land
Dışarıya bakıyor.
She is looking outside.
Orada, yağmurun içinde durmuş, dışarıya bakıyor.
He just stands there and looks out into the rain.
Dışarıya bak.
Look at them outside.
Pencereden dışarıya bak, onları göreceksin.
Look out of the window and you'll see them.
Hey, dışarıya bak!
Hey, look out!
- Dışarıya bak, dostum.
- Look out, buddy.
Dışarıya bak.
Look outside.
Dışarıya bakın, hava açıyor...
Looking outside, the weather's clearing...
Hep pencereden dışarıya bakıp Moskova'ya göçen ördekler için mızmızlanan kadınlar...
Always full of women staring out of windows, whining about ducks going to Moscow.
Fred, dışarıya bak.
Fred, check outside.
Dışarıya bakıp eyaletin çoğunu, okyanusu ve o gölgeyi görebiliyordunuz.
You can look out and you can see a large part of the state... and the ocean and this thing out here.
Sana dışarıya bak dedim!
I told you to look out!
Dergi yığının arasından seçtiklerini okuyor... dışarıya bakınıyordu.
She had read through the pile of magazines.
Dışarıya bakın.
Look outside.
Dün akşam bir restorantta oturuyordum ve dışarıya bakıyordum... arabamın önündeki yere park etmeye çalışıyordu.
I'm sitting in a restaurant last night, and I'm looking out the window... watching this woman trying to back out of a space right in front of mine.
Dışarıya bakın!
I can't get it off.
Pencereden dışarıya bak.
Look out of the window..
Pencereden dışarıya bak.
Go look out the window.
dışarıya bak!
Look outside!
- Şimdi dışarıya bak.
- Yes.
Şu pencereden dışarıya bir bak.
Take a look out of that window, Pip.
Hemen birkaçınız dışarıya çıkıp bakın Eğer AB Rh ( - ) olan birini bulursanız.
Now, look, some of you go out and see if you can find somebody that has AB blood.
Ve şimdi de bakıyorum, dışarıya çıkıyorsun.
And now I find you're eating out. - Not Gable, Grable!
Dışarıya bir bak.
Look out there.
Pencereden dışarıya bir bak.
Take a look out that window. Look at...
Tepeye bakın Dışarıya tek bir kapı var.
Look at this valley there's only a single door out.
Dışarı, kağıt almaya. Bende var. Yazıcıya bak.
Out, to get a paper [computer ] But I have one for you [ computer] Its on my printer!
Onunla taban tabana zıtız. Ben de onu diyorum ya. Dışarıdan bakınca o şapşal ve yumuşaktır ama içinde çok güçlüdür.
He is soft and strong external inside and you just the other way.
Şu pencereden dışarı doğru uzan... Aşağıya bak.
Stick your head out that window... and look down.
Çocuklar, şimdi dışarıya çıkıp, babanızın genellikle saklandığı, evin altına bakın.
Okay now, kids go outside and look under the house where your father usually hides.
Ya birileri dışarıdan bakıldığında öyle bir görüntü vermek istemişse?
What if it wasn't a screwup? What if someone just wanted to make it look that way?
bu odada dogru mektup bu odada olamalı pratik yapalım, bakıyorum sana ve mektuba, dışarıya bir yol var
This is the study room the letter will be right here Old practice, I am looking for the letter and you, get a way out

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]