Elbette öyle tradutor Inglês
1,250 parallel translation
Elbette öyle diyorum!
Damn right I do!
Elbette öyle bir şey düşünmemiştir.
Of course it fucking didn't.
Elbette öyle tatlım. Ama içinde başka bir yaşam daha vardı.
Of course it is dear, but there was another life inside your body.
- Elbette öyle değil.
- Of course not.
Elbette öyle.
Of course I do.
Elbette öyle.
- Isn't it?
- Elbette öyle.
- Certainly it is.
Evet elbette öyle.
Yes, of course.
Sadece yoldan çıkmayı umarak... Elbette öyle!
# Just hopin'to be led astray Hell, yeah
Elbette öyle.
Of course it does.
Elbette öyle, benim gibi insanlardan şüphelenmek!
Damn right, suspecting people like me!
Elbette öyle.
No, better.
Elbette öyle.
Of course it is.
Elbette öyle.
You're damn right.
Elbette öyle.
Of course you do.
- Elbette öyle dersin.
- Of course you'd say that.
Şey, elbette öyle.
Well, of course he is.
Elbette öyle.
Sure it is.
- Elbette öyle.
- It certainly is.
- Bu Frederick için. Elbette öyle.
Oh, of course it is.
Elbette öyle dersin.
Of course you'd say that.
Benimkide elbette öyle.
Mine certainly was.
- Elbette öyle söyleyecekler!
Of course they're gonna say that. Where's my protection?
Elbette öyle. En azından birinci raundu.
Of course he is, for at least one round.
- Elbette öyle.
Of course it is.
Elbette öyle
Of course, very much so, yes!
Elbette öyle yapmışlardır.
of course they did.
Elbette öyle.
Well, I am, of course.
- Elbette öyle.
- Sure it is.
Elbette öyle!
They sure are! See?
Elbette öyle...
Of course we're getting...
Elbette öyle.
She sure is.
- Öyle mi? - Elbette hayır.
Of course not.
Elbette, eğer o zaman bir kapı olsaydı bu bazı şeyleri değiştirirdi, öyle değil mi?
Of course, if they'd had a gate, that would have... changed things, wouldn't it?
Öyle değil mi, Hastings? Elbette!
Clear!
Öyle olduğunu anlaması için ne isterse vereceğim,... elbette yeni Kai olması dışında.
I'll offer him anything he wants, short of becoming the next Kai, of course.
Elbette öyle!
Of course not!
Ücreti elbette daha az ama Doğu Avrupa'nın da öyle.
It`s less pay of course, but so is Eastern Europe.
Elbette şimdi öyle değil.
Of course she isn ´ t now, but she was.
Elbette. Yani şimdi bunu atıp yerine yeni bir koltuk alırsam bu onun iyiliği için olacak öyle mi?
So you're saying that if I should go down to the store, buy Dad a new chair and throw this one away, I'd be doing it for him?
- Öyle bir şey demediğine eminim. - Elbette demedi.
I'm sure he didn't see it that way.
Elbette ki öyle.
Well, of course you are.
Öyle değil elbette.
I'm not, of course.
- Öyle mi? - Elbette, dostum.
Yeah?
Evet, elbette öyle.
Yes, of course it is.
Elbette ki öyle.
Of course you are.
Elbette, öyle.
Of course it is.
Elbette öyle.
Of course he is.
Elbette, öyle tahmin ediyorum.
Sure, I guess so.
Dayımın buraya gelişini hatırlıyor musun, Mark? Elbette hatırlıyorum, - Sırf bu kiliseye gelebilmek için Lutercilik'ten, Baptist'liğe geçti, öyle değil mi?
Switched from Lutheran to Baptist, just to come to this church.
Elbette sana öyle diyecektik.
Well, of course, we weren't gonna tell you.
elbette öylesin 20
elbette öyledir 20
elbette öyleyim 21
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
elbette öyledir 20
elbette öyleyim 21
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleymiş 51
öyleyim 490
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öylemi 130
öyleymiş 51
öyleyim 490
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle misin 81
öylece 26
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle misin 81
öylece 26