English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ E ] / Ep

Ep tradutor Inglês

229 parallel translation
Hadi!
Eh... ep... Come on!
- Ne zaman yemek yiyoruz, Ep?
- What time are we having dinner, Ep?
Ama Ep, her Allahın akşamı beklemekten bıktım.
But Ep, I get tired of waiting night after night.
Sahibi, Ep Clark.
Ep Clark, proprietor.
Pioneer'la başlayan ne varsa hepsi Clark'ın.
Anything says Pioneer, that's Ep Clark.
O işi bana bırak, Ep.
Oh, you leave it to me, Ep.
- Günaydın, Ep.
- Morning, Ep.
Birisi Ep Clark'ın mağazasına dalıp bir sürü şey çalmış.
Somebody broke into Ep Clark's store and stole a lot of stuff.
Bu kasabada Ep Clark'ın karşısına çıkacak cesareti olan biri de varmış demek.
You don't know what it means to this town to have somebody with enough nerve to stand up to Ep Clark.
- Ep, ya, aklıma bir şey geldi.
- Ep, I've been doing some thinking.
Ep...
Ep...
Ep'in burayı satın aldığı zamanı hatırlıyor musun?
Do you remember when Ep bought this place?
Ep!
Ep!
- Ep!
- Ep!
- Ep, dur!
- Ep, wait!
Ep, bunu sevmiyorum.
Ep, I don't like it.
Fakat Ep!
But Ep!
İdamlarını asıl Ep istiyor.
I didn't realise Ep would hang'em.
Uzun zamandır ikimizde Ep'ten korkuyoruz.
We both have been afraid of Ep too long.
- Ep bizi bulacaktır.
- Ep would find us.
Ep her şeyin düzenli olmasını ister biliyorsun.
You know how Ep likes everything proper.
- EP ıstakozlarımı öldürdü.
- The EP murdered my lobsters.
Istakozlar Cuma öğleden sonra Marshalltown'a ulaşmışlar EP, Pazartesine kadar onları orada öylesine bırakmış.
How? Those lobsters arrived in Marshalltown Friday afternoon... and the EP just let them sit there till Monday.
- EP söz konusu olunca her şey olabilir.
- Anything's possible with the EP.
Ne de olsa EP'nin genel hukuk danışmanıyım ve halk psikolojisi bilgisine sahibim.
After all, I am the general counsel for the EP... and I have some knowledge of the public psychology.
EP Demiryolları'nın Genel Hukuk Danışmanı.
General Counsel of the Eastern Portland Railroad.
George, Bay Harris ve Bay Sloan. EP Demiryolları'ndan.
George, Mr. Harris and Mr. Sloan of the EP Railroad.
İnanın bana, EP'nin temel felsefesine aşina birisi olarak konuşuyorum sizinle.
Believe me, I'm speaking now as one not unfamiliar... with the guiding spirit of the Eastern Portland Railroad.
Hizmet verdiğimiz patronun o şaheser kişiliği sayesinde tam 314 aleyhte davaya maruz kaldık.
In the past year, thanks to the incandescent personality of the man we serve... the EP has been the defendant in 314 litigations.
Parayı almanı önerdim çünkü EP kolay yutulur lokma değildir ama bu beni Harry Foster Malone'un casusu yapmaz tabii.
I advised you to take the money because the EP is a very tough outfit to lick... but that doesn't categorically make me a spy for Harry Foster Malone.
EP binlerce personeli olan milyonlarca dolarlık bir grup.
The EP is an outfit involving millions of dollars and thousands of people.
- Janey EP ile uğraşıyor, değil mi?
- Janey showed the EP, didn't she?
EP'ye karşı dava açtık, kazandık ama paramızı ödemediler.
It's really very simple. We sued the EP, we won... and they wouldn't pay.
Şimdi Bay Malone ile konuştum. EP Demiryolları'nın başkanı.
I've just this moment talked to Mr. Malone... president of the EP Railroad.
Evinde EP'yi azarlamanla tüm bu şeyleri sen başlattın ve sen bitireceksin neye mal olursa olsun.
You started this whole thing in your living room the day you told off the EP... and you'll finish it if I have to drag you every inch of the way myself.
Bizim için sen bunu sağla.
I need a routing from the EP.
Son birkaç haftadır ayrıntılarda boğulmaya olan düşkünlüğünle ülkenin en hızlı gelişmekte olan demiryollarını mahvetmeyi başardığını düşünüyorum, Baş Danımanın olarak. - Mahvetmek mi?
For the past several weeks... you have, with your usual devotion to detail... managed to undermine what I, as Chief Counsel for the EP... consider the most flourishing railroad in the country.
"'artford,'ereford ve'ampshire'da'ava'ep'arika holur. "
"In'artford,'ereford and'ampshire'urricanes'ardly hever'appen."
Adamına göre değişir.
Th at woul d d ep en d up on th e man.
Evet.
Y ep.
24 bin ünite adrenalin verelim.
- 2 kilos, I'm gonna give him. - 24,000 units of ep.
- Ep... Ephiny!
Ephiny!
Sandalyesinde otururken sessiz küçük bir "ep".
Sitting in her chair :
Ep " yazısını görünce kıs kıs güldüklerini görebiliyordum.
"Joanna Cage. Beloved Mother. Ip."
Bunun gerçek bir kelime olduğunu sanmıyorum. "Ep".
I don't think it's a real word, "ip."
~ Alternatif Yaşam Biçimleri ~ Sezon 2 Bölüm 3
~ ALTERNATIVE LIFESTYLE ~ season 2 ep. 03
~ Kesişen Yollar ~ Sezon 2 Bölüm 2
~ CROSSROADS ~ season 2 ep.02
EP'den rota alınması gerek.
Where's Homer?
90l100 Otoyolu'nda araba kazası geçirmiş.
- Hit by a pedestrian. Car accident. EP : 90 over 60.
Tek söylediği "ep" oldu.
All she said was "ip."
Ve mezar taşında "ep" yazıyor.
And on her tombstone it says "ip."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]