Fark etmemiştim tradutor Inglês
1,208 parallel translation
Daha önce fark etmemiştim.
I never noticed that before.
Bu geceye kadar evimizin ne kadar büyük olduğunu fark etmemiştim
I never realized just how big our house was until tonight.
Daha önce hiç fark etmemiştim. Buradan her şeyi görebiliyorsun.
I never noticed you can see everything from here.
Oraya gitmek için, bu kadar hevesli olduğunu fark etmemiştim.
I didn't realize you were that eager to get there.
Hiç fark etmemiştim.
I wasn't aware of that
Tarihin bu kadar edepsiz olduğunu fark etmemiştim.
I never realized history was so filthy.
İkinizin bu kadar iyi arkadaş olduğunu fark etmemiştim madam.
I had no idea you two were so friendly, ma'am.
- Fark etmemiştim. - Tamam.
- I hadn't noticed that.
Bu kadar yakında olduğunu fark etmemiştim.
I didn't know you were so close.
Birbirlerine bu kadar benzediklerini fark etmemiştim.
I never realized how much they all look alike.
Bu kadar geç olduğunu fark etmemiştim.
I had no idea it was so late.
Bak, Phoebe, senin yaptıklarını takdir etmediğimi hiç fark etmemiştim ve sadece evde yaptıklarını da değil.
Look, Phoebe, I never realized how much I probably do take you for granted, and not just for what you do around the house, either.
Ciddi olduklarını fark etmemiştim.
I didn't realize they were this serious.
Gerçekten fark etmemiştim.
I hadn't really noticed.
Aramızın bu kadar kötü olduğunu fark etmemiştim.
I never realized things between us had gotten this bad.
Gemide çocukların olduğunu fark etmemiştim.
I didn't realize that you had children on board.
Mürettebatın keşfetme arzusunu, sizin de hissettiğinizi fark etmemiştim.
I didn't realize you shared this crew's penchant for exploration.
- Bu kadar geç olduğunu fark etmemiştim.
- I didn't realize it was so late.
- Bu kadar geç olduğunu fark etmemiştim.
Sorry? - I didn't realize how late it was.
Bunun aptallık olduğunu fark etmemiştim.
I didn't realize it was stupidity.
Bunların ne kadar ağır olduğunu hiç fark etmemiştim.
I never realized how heavy these were.
Babam kaza geçirmeden önce, onları bu kadar sevdiğimi fark etmemiştim.
before dad's accident, i hadn't realized i loved them so much.
Ticarete kafasının bu kadar bastığını daha önce hiç fark etmemiştim.
Before I never even realized, he had such a head for business.
Okulun gerçekten nasıl olduğunu hiç fark etmemiştim.
It was marvelous.
Bunun bu kadar tiksindirici olduğunu hiç fark etmemiştim.
I never realized just how disgusting that was.
Eve varana dek fark etmemiştim.
I didn't even notice him until I got home.
Hâlâ benimle ilgili böyle hayallerin olduğunu fark etmemiştim.
I didn't realize you still had those kinds of dreams about me.
O kadar ciddi olduğunu fark etmemiştim.
I see. I didn't realize it was that serious.
Geminin bir biyo mekanoid olduğunu fark etmemiştim.
I didn't realize the ship was a biomechanoid.
Bilirsin, bugüne dek ayaklarımı ne kadar sevdiğimi hiç fark etmemiştim.
You know, until today, I... I never really realized how much I love my feet.
Sigara içtiğini fark etmemiştim.
I didn't realize you smoked.
Babanın başka birisiyle görüştüğünü fark etmemiştim.
I didn't realize your father was seeing someone.
Aslında, ben de fark etmemiştim..... ikisinin ne zamandan beri beraber olduğunu?
Well, actually, I-I didn't think he was. Um... since when are you two an item? MARTIN :
Bunu daha önce fark etmemiştim.
I never noticed that before.
Kız kızgın. Şu ana kadar ne kadar kızgın olduğunu fark etmemiştim.
She's angry... and I didn't realize how angry till right now.
Evet, şimdiye kadar hiç fark etmemiştim.
Yeah. I never really realized that until just now.
Alarm başladığında bile kaybolduğunu fark etmemiştim.
I never even realized he'd wandered off when the alarm sounded.
Çocuklarla uğraştığımı fark etmemiştim.
I didn't realize I'd be dealing with children.
Girdiğimde fark etmemiştim.
I came in. I didn't even realise.
Bugünün Grace günü olduğunu fark etmemiştim.
Didn't realize it was "All about Grace" day.
Hamile olduğunuzu fark etmemiştim.
I didn't realize that you were pregnant.
Aynısı olduğunu fark etmemiştim.
I didn't realize it was the same one.
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını fark etmemiştim.
I didn't realize things would never be the same again
Afedersiniz Amiral, fark etmemiştim...
I'm sorry, Admiral, I didn't realize...
Sahi mi? Hiç fark etmemiştim.
You know I hadn't noticed.
Yaz için eve gelene kadar fark etmemiştim. Ama durum kötü Peter dayı.
I didn't notice until I came home for the summer, but it's really bad, Uncle Peter.
Ben de ilk önce fark etmemiştim ama piyangoya katıldığım gün, başvurumu Noel aldı.
I didn't see it at first. But that day I signed up for the lottery, I didn't see it at first.
Evet, hiç fark etmemiştim.
I'd never noticed.
Fark etmemiştim.
I didn't realize.
Dışarı çıktığınızı fark etmemiştim Doktor Crane.
Dr. Crane, I didn't even know you'd gone out.
Hiç fark etmemiştim.
Like, it's gonna be spring soon and I didn't realize.
fark ettim 138
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemişim 21
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemişim 21