Fenâ tradutor Inglês
51 parallel translation
Fenâ değilmiş.
That's nice.
Fenâ görünmüyorsunuz.
You're not so bad-Iooking.
Fenâ değil.
All right.
- Fenâ değil.
- Fine.
- Sen de fenâ değilsin.
- You are also well.
- O kadar fenâ değil.
- It's not that bad.
- Fenâ değil.
- Good.
- Bir araba tamircisi için fenâ değildi.
- Not bad for an auto mechanic.
Nakit fenâ olmazdı.
Cash would be nice.
- Fenâ değil.
- Not bad.
Seni fenâ hâlde kandırdım.
I had you big time.
Fenâ bir kazaydı.
Terrible accident.
Adam fenâ değildi... fakat kadın bir süre yatalak kalacak, korkarım öyle.
He seemed okay... but she's gonna be laid up for a while, I'm afraid.
- Sihir numarası fenâ halde kötü gitti.
- A magic trick gone horribly wrong.
- Fenâ değil Mulder...
- That's not bad. Mulder...
Profiteroller fenâ değildi.
The profiteroles weren't bad.
Dedektiflik için başvurduğumda hiç de fenâ olmadı.
Well, it didn't hurt when I put in for detective.
Biliyor musun sen de fenâ gözükmüyorsun.
You know... - you don't look too bad yourself. - Thanks.
Fenâ değildi.
It was not bad. But cut and other trees.
Burası fenâ değil. Ne diyorsun?
How about Nanouk?
Fenâ değilim.
I feel just a little lonely.
Fenâ değil ; ama 5.000 dolarımız olmayacak.
Well it is. But do not get or $ 5,000.
- Fenâ değildi.
Yes, far from bad.
- Fenâ değil, idare ediyorum. - İyi diyelim.
Oh not bad, could be better, could be worse.
250 papel için hiç de fenâ değil, öyle değil mi?
Not a bad set of wheels for 250 bucks eh?
Birkaç adım geri çekilsen fenâ olmaz.
You will have to step back just a few feet.
Dostum, sırtın fenâ hâlde.
Ah, man, your back is bad.
Fenâ değil işte.
Well, I do quite well.
Hiç fenâ değil.
Not bad.
Çünkü bunu Havana'da zaten denedim ve fenâ hâIde nakit kaybettik.
Because I already tried it in Havana, and we bled cash.
Fenâ değil.
Not bad.
Amerikan Rüyası safsatasına fenâ kapılmıştı.
He bought into the American Dream wholesale.
Üstüne fenâ gelecekler.
They are gonna rain down on you.
Birkaç çizik haricinde fenâ değiliz.
Few scratches here and there, but we're all good.
Bir özür hiç fenâ olmazdı.
An apology would be nice.
Karı falan düşürürsün, fenâ mı?
- You can get pussy. Do not like it?
Aileni acımasızca öldürdüğün hâlde 30 yıl hiç de fenâ değil.
30 years for killing your parents in cold blood is not bad.
Çok fenâ hem de!
I messed up real bad!
Yani fenâ değilsin.
I mean good.
Nasıl vurdum ama! Hiç fenâ değilim.
God dang it, I'm good.
Fenâ değil.
It's good enough.
Ben de Pam alsam fenâ olmaz.
I've gotta get some Pam.
- Burnun fenâ kanıyor lan.
- Your nose looks like shit.
- Harbiden çok fenâ görünüyor.
- I mean it looks like shit.
Başın fenâ hâlde belaya girecek, biliyorsun değil mi?
That's big trouble for your friend, you know that, right?
Düşüncesi bile fenâ geliyor biliyorum, hatta bu benim için bir kâbus ama şunu bilin ki, müttefiklerimiz çok güçsüz.
A terrible thought, I know, and a personal nightmare for me, but I must tell you the Allied forces are very weak.
En azından Charlie'nin yumrukları fenâ değilmiş.
At least this Charlie is good with his fists.
- Sen de fenâ görünmüyorsun.
You don't look too bad yourself.
- Fenâ değil.
Yeah, not too bad.
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
fena fikir değil 86
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
fena fikir değil 86