Geç olmuş tradutor Inglês
286 parallel translation
Saat de geç olmuş.
It's late.
- O kadar geç olmuş mu?
- Oh, that late?
Beni affet çok geç olmuş olsa bile. Ne için?
Forgive me even though it is too late.
Geç olmuş olmalı.
It must be late.
Niye, vakit epey geç olmuş.
Why not, it is very late.
Bundan sonrası ise artık çok geç olmuş demektir.
Any time after that is too late.
Geç olmuş.
It's late.
Oh, geç olmuş.
It's late.
Lütfen darıIma, ama geç olmuş, yarın erkenden dersim var.
Please don't be angry, but it's late, and I've got early classes tomorrow.
Gerçekten geç olmuş.
It's really late!
Çok geç olmuş.
It's terribly late.
Neyse, vakit geç olmuş. 12 yaşından küçüklerle, yönetmenlerin yatma vakti geldi artık.
Well, the time has come Bedtime for children under 12 and movie directors
Vakit de geç olmuş.
It's getting late.
- Çok geç olmuş!
- So late!
Vay canına, geç olmuş.
Holy smoke, it's late.
Başkanı uyarın. Çok geç olmuş olabilir.
Warn the president it may already be too late.
- Çok geç olmuş.
- Oh, my goodness, it's after 3 : 00.
Çok geç olmuş olabilir.
It may be too late.
Dolaşmaya çıkayım dedim, bir de baktım ki saat geç olmuş.
I decided to take a stroll and then realized it was getting late.
Evet biraz geç olmuş.
Yeah, it's, ah... getting a little late.
Saat çok geç olmuş.
I didn't realize the time.
Geç olmuş.
It's getting late.
Her neyse, geç olmuş, ben de gitmeliyim.
Anyway, it's late, I have to go too.
- Ne kadar da geç olmuş. - Biraz durur musun George?
- Look what time it's getting to be.
Bayağı geç olmuş.
It's pretty late already...
- Amma geç olmuş.
- Boy, it's late.
Vay anasını, çok geç olmuş!
Holy cow, it's late!
Geç olmuş, haydi okula.
It's behind schedule. "Nose fine."
Geç olmuş.
Late in the day.
Boş ver gitsin, çok geç olmuş.
Forget it, it's too late now.
Lanet olası baya bir geç olmuş.
That's pretty damn late.
Bu mektubu okuduğunda, çok geç olmuş olacak.
When you find this letter, it will be too late.
Saat de geç olmuş.
Whoa! I realize it's getting late.
Geç olmuş, o yüzden hadi gidelim. Tamam mı Brackett.
So, um, it's late, so let's just go, okay, Brackett?
-... Ooo, geç olmuş.
- So... ooh, it's late.
Çok geç olmuş.
That's very late!
Geç olmuş, sen muhtemelen...
It's gettin kinda late, so you probably...
Kahretsin. Sandığımdan da geç olmuş.
Oh, bloody hell, it's later than I thought.
- Geç kaldıysak ne olmuş?
- So what if we're late?
O kadar geç mi olmuş?
So late?
Eğer evliysen geç olmuş, eğer bekarsan, daha erken.
It's 6 : 30 already.
Ama, tahminime göre, çok geç olmuş olacak.
But I guess maybe it'll be too late.
Geç olmuş!
It's getting late.
- Geç olmuş.
It's Late...
Arabanın anahtarına bir şey olmuş, aksilik işte... 3 saat geç kaldım, trene yetişeceğimi sandım ama sonra...
I had problems with my car keys and I couldn't - I lost three hours. Then I thought I'd take the train -
Düşündüğümden de geç olmuş.
It's later than I thought.
Yaşamama izin verirseniz gerçi biraz geç olmuş ama hala oradaysa sizi onun yanına götürebilirim.
After all, whatever I have to lose? It was the last journey, I'm at the point of my retirement...
Bu yara beni geç doğum yapan zavallı annemin rahminden çıkarırlarken kullandıkları demir yüzünden olmuş.
That's from the irons they used to pluck me from me poor late mother's womb.
- Ne olmuş, geç kalırsam?
- So what if I am?
Er ya da geç bunlar sana geri dönecek. Ne olmuş yani?
Sooner or later it'll come back.
Uçağın geç kalkmasına arkadaşın mı neden olmuş?
Your friend caused the delay?
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20