Gitmeyeceğim tradutor Inglês
3,120 parallel translation
Ama tek başına gitmeyeceğim.
But, I'm not going down alone
Bu yüzden üç dakika sonra tuvalete gitmeyeceğim. - 18 dakika, 33 hatta 48 dakika sonra da.
And that's why I won't go to the bathroom at three minutes after or at 18 or 33 or 48, yeah.
Ben cehenneme gitmeyeceğim bir kere.
Oh, I'm not going to hell.
Görünüşe göre bir yere gitmeyeceğim.
Turns out I'm not going away after all.
Gitmeyeceğim.
I won't go.
Ama gitmeyeceğim.
But I'm not going to.
Oyun on dakika içinde başlamıyor muydu? Gitmeyeceğim.
I wanted to explain to you... about the attorney.
- Rehabilitasyona gitmeyeceğim.
I'm not going to rehab.
Gitmeyeceğim.
I'm not going.
Öldükten sonra, öteki tarafa gitmeyeceğim ve evine hayalet olarak musallat olacağım.
After I die, I'm gonna stick around and haunt the apartment.
♪ geri gitmeyeceğim. ♪
♪ but I ain't backing'up ♪
Bunu bir daha asla yapmayacağım, seni bırakıp gitmeyeceğim.
I'll never do it again, leave without you.
Odama gitmeyeceğim.
I'm not going to my room.
Gitmeyeceğim hiçbir yer, yemeyeceğim hiçbir şey olmaz eğer ki param zümrüt bazında hesabıma yatıyor ve de otel odamda sıcak şampanya akıtan bir taharet musluğu varsa.
There's nowhere I won't go and nothing I won't eat, as long as I'm paid in emeralds and my hotel room has a bidet that shoots warm champagne.
Ben hiçbir yere gitmeyeceğim.
I'm not going anywhere.
Annemin gittiği yoldan gitmeyeceğim.
I am not going the way my mother did.
Amelia, aç kapıyı. Açana kadar gitmeyeceğim.
Amelia, open the door, because I'm not leaving until you do.
- Tamam, gitmeyeceğim.
- Okay I won't go
- Gitmeyeceğim.
I won't go
Şov bitene kadar hiçbir yere gitmeyeceğim.
I won't come anywhere until the show gets over
Dinle, bir daha mutfuğa gitmeyeceğim dedim!
Listen, I said I am not going back into the chicken anymore.
Çok teşekkür ederim fakat seninle tatile gitmeyeceğim.
I am very grateful, but I don't want to go on holiday with you.
Casey Durwin elindeki son çipi sana sattığını söyledi ben de onu almadan buradan gitmeyeceğim.
Because Casey Durwin said that he sold the last one to you, and I'm not leaving until I trade.
Hiçbir yere gitmeyeceğim.
I go nowhere.
Utanç verici olmaya başladığımdan beri gitmeyeceğim.
I won't go since I'm so embarrassing.
Çekil önümden. Kampa gitmeyeceğim.
Get lost.
"Gitmeyeceğim" diyor.
"I won't leave," she says.
Gitmeyeceğim!
I won't leave!
Öleceğim ama gitmeyeceğim!
I would rather die than leave this place!
Gitmeyeceğim!
- I won't leave! - Hürrem.
[Hürrem] Gitmeyeceğim!
- I won't leave!
Gitmeyeceğim!
I won't leave.
Şeytanla gitmeyeceğim.
I won't go with the devil!
Dokgo Jin'le pikniğe asla gitmeyeceğim.
I absolutely won't go on a picnic with you.
New Mexico umurumda bile değil çünkü doğruyu söylemek gerekirse muhtemelen gitmeyeceğim bile.
I don't care about New Mexico, because to tell you the truth, I'm probably not even going.
Dedem serbest bırakılana dek gitmeyeceğim.
I won't leave until grandfather is released.
# Size diyorum! Gitmeyeceğim #
♪ Hey, now listen up, I'm not gonna go ♪
- Hayır, gitmeyeceğim!
- I'm not, no!
Bu adamla ileri gitmeyeceğim ama gitmem gerekirse de giderim.
I'm not going to go past second with this old guy... but if I have to, I will.
- Gitmeyeceğim.
- l'm not gonna leave.
Ona ihtiyacım var ve alana kadar da buradan gitmeyeceğim.
I need it, and I'm not going to leave from right here until I get it.
Birşey bildiğini biliyorum ve öyle ya da böyle sen konuşana kadar buradan gitmeyeceğim.
I know you know something and I'm not leaving until you talk, - one way or another.
Neler olacağını bildiğim için oraya gitmeyeceğim
Because I'm sure, he will not go there.
- Seninle ileri geri gitmeyeceğim.
- I'm not gonna go back and forth with you.
Ve New York'a da gitmeyeceğim.
And I'm not going to New York!
- Cehenneme gitmeyeceğim Boris.
Oh, I'm goin'to hell, all right.
Ben hiçbiryere gitmeyeceğim.
I'm not going anywhere.
Üniversiteye gitmeyeceğim.
Mm. I'm not going to college.
Ne demek gitmeyeceğim?
What do you mean you're not going?
Bir yere gitmeyeceğim Bill.
I need... I need to talk to her.
Hiçbir yere de gitmeyeceğim.
♪ come quick ♪ I'm not going anywhere.
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmem 53
gitmen gerekiyor 24
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmelisiniz 56
gitmem 53
gitmen gerekiyor 24
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmelisiniz 56