English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ G ] / Gittim

Gittim tradutor Inglês

19,799 parallel translation
Dün gece için komşulara teşekkür etmeye gittim.
I went to thank the neighbors for last night.
Çalıştığı yere gittim.
I went down to where he works.
Ben, okula gittim.
I, uh, I went to the school.
Ben gittim... ben...
I went... I...
Tabuttaki çocuklarının başında bekleyen tanıdığım insanlarla birlikte bir cenazeye gittim.
I went to a wake with people I know standing over their son in a casket.
Geçen gün dişçiye gittim.
So I was at the dentist the other day...
Onu bir saat siktim İşim bitince çıkıp gittim
♪ I fucked her for an hour Then left when I was done ♪
Millet, geçen gün bir dükkana gittim.
Guys, I was at the store recently.
Kanye West'in son turnesine gittim, Yeezus Turnesi.
I went to Kanye West's recent tour, the Yeezus Tour.
Chipotle'ye gittim
♪ I went to Chipotle ♪
Chipotle'ye gittim
♪ Went to Chipotle ♪
Talimattaki gibi meydana gittim.
I went to the piazza, as instructed.
Gün içinde 2 taneden, saat başı iki tane içmeye kadar gittim.
I went from two pills a day to two an hour.
Doktora gittim.
I went to the doctors.
Devlet okuluna gitmenin tek avantajı bir gün oradan kurtulursan "devlet okuluna gittim" diyebilmektir.
The only advantage of going to public school is one day, if you survive, you get to say, "And I went to public school."
Mezarına gittim ve ne yapmamı istediğini sordum. Ne dedi, biliyor musunuz?
I went to his grave and I asked him what he wanted me to do.
Sonunda cesaretimi topladım ve Susquehanna'ya gittim yürüdüm, yürüdüm.
And finally, I'd just had enough, and I drove to the Susquehanna, and I walked... I walked in.
Teknik eleman yeni bir şey bulduklarını söyledi ve ben ben de alelacele gittim, fakat bir şey yoktu.
The DOT guys told me they found this new camera, and I... I jumped the gun, there was nothing there.
Biliyorum. Ama çoktan gittim.
I know... but I'm already gone.
Benim kötü zamanlamamdı çünkü olay yerine çok geç gittim.
It was my bad timing that brought me to the crime scene too late.
Sızıntıların yayınlandığı Berlin gazetesinin digital oturum kodlarında bir kalıbın peşinden gittim.
I tracked a pattern in the digitized sign-in logs at the Berlin newspaper that have been publishing his leaks.
Yani onca kez bağış kutusuna gittim ama...
So all of those trips to the donation bin...
- Leekie'ye bir dava için gittim.
- I went to Leekie on a case.
Kızlar birliği partisine gittim.
I, uh, went to a sorority party.
Sadece ileri gittim.
I just... went too far.
Bir sürü yere gittim.
I went all kinds of places.
9 yaşımdayken bara gittim ve bu oldu.
When I was 9 years old, I went to the pub and got this one.
- Karavan parkına gittim.
I went to the trailer park.
Dün binaya bakmaya gittim.
I went by the building yesterday.
Evet Marco'yu görmeye gittim, tamam mı?
I went to see Marco, okay?
Bir kere tanıdığım bir kadını görmek için New Mexico'ya gittim. Penny adında genç bir kızı vardı.
Anyway, I once went all the way down to New Mexico to see a woman that I knew, and she had a young daughter, Penny.
Hendrick'in Facebook sayfasına gittim.
I went to Hendricks'Facebook page.
Hisselerin yükselmesiyle ilgili üstü kapalı bir şey söyledim ve çekip gittim.
So, I say something cryptic about the uptick, and I walk away.
Bu sırada, Restoration Hardware'de tuvalete gittim.
Meanwhile, I'm taking a leak at a Restoration Hardware.
Çok mu ileri gittim?
Am I going too far?
Bunun için gittim ve adam bana oldukça kibar göründü.
By the way, the young man seemed very nice and reasonable.
Benim eve gittim, ön bahçem hala gazeteci dolu ve boş boş bakınıyorlar.
I drove by my place, my front yard is still occupied by reporters and looky-loos.
Gabe'e alet kemerini geri vermeye gittim.
I went to give Gabe his tool belt back.
İlişkimiz tam biryerlere varacaktı ve ben çekip gittim.
We were just getting somewhere, then I go and take off.
Ahıra gittim.
I went into the barn.
Dün onu görmeye gittim.
Went to see him yesterday.
Bu yüzden onu kontrol etmeye gittim.
So I went to check it out.
Bu sabah onunla konuşmaya gittim, ne var ki konuşamıyor.
I went to talk to him this morning, only he can't talk.
Bugün Nyoka Carver'i görmeye gittim.
I went to see Nyoka Carver today.
Evet, oraya gittim.
Yes, I did.
Bir keresinde, bir sürü melek tozu çektim ve sekiz tane Red Bull içip - Bieber konserine gittim.
You know, one time, i took quite a bit of angel dust and then I drank an eight-pack of red bull and went to a bieber concert.
- Hastaneye gittim Cal.
I went to the hospital, Cal.
Polislere anlattığım gibi, Harold'ın odasına doğru gittim ve yüksek şiddette bir çarpma sesi duydum.
As I told the police, I was walking by Harold's room, and I heard a loud banging noise.
Evet. Gittim. Kasabaya ilk taşındığım haftaydı.
You know what, yeah, I did, first week I was in town.
Evet, ben gittim anne.
Yes, I went to them.
- Oraya gittim. Berbat bir yer.
Been there.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]