Gördüğünüz gibi tradutor Inglês
3,106 parallel translation
Gördüğünüz gibi, kurbanımızda 3. dereceden yanık var. Kafasının ve yüzünün % 90'ı yanmış durumda.
As you can see, our victim has third-degree burns covering approximately 90 % of his head and face.
Tamam, gördüğünüz gibi evimin duvarlarının arasında ilk gecemi geçiriyorum.
Ok, as you can see, I'm spending my first night Inside the walls of my own house.
Gördüğünüz gibi yeni bir keskin nişancımız var.
As you can see we have snipers.
Gördüğünüz gibi çok hoş biri.
As you can see, he's a real peach.
Gördüğünüz gibi çok sorunsuz bir ilişki.
A vey uncomplicated relationship.
Gördüğünüz gibi Bayan Stackhouse'a bir şey olmamış.
Now, as you can see, Miss Stackhouse is unharmed.
Büyük ustalar, gördüğünüz gibi tıka basa doluyuz.
My great knights You can see that we're full
Gördüğünüz gibi ben bu adama hiç zarar vermezdim.
So you see, I would never, ever harm this man.
Gördüğünüz gibi, kendisine gayet iyi bakılıyor.
You'll see that he's being well taken care of.
Gördüğünüz gibi günde beş kere namaz kılmasına izin veriliyor.
You'll see he's allowed to pray five times a day.
Gördüğünüz gibi şuanda stüdyodayız.
Just so you know, we're in the studio right now working on it.
Psikiyatrik Hastanesi gördüğünüz gibi sanki bir çöplük. Aile fertlerinin iyileşmek için kaldıkları yer oldukça utanç verici.
Psychiatric hospitals like this were seen as sort of a dumping ground for embarrassing family members rather then a place that they could go to actually get help.
Bu mesleği seçmemin ve işimi iyi yaptığımı hissetmemin en önemli nedenlerinden biri gördüğünüz gibi doğuştan şüpheci olmam.
Now one of the main things and why I have this job, and why I feel like I'm good at it is, you see, I'm naturally suspicious.
Gördüğünüz gibi patlamalar gezegeni dengesizleştirdi.
As you can see, the impact has made the planet unstable.
Evet ama gördüğünüz gibi hâlâ risk almaya gönüllü birçok insan var.
Yes, but as you can see, there's still lots of people who are willing to take the risk.
Gördüğünüz gibi ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı.
You see second, third, fourth, fifth and sixth.
Gördüğünüz gibi Spies öne geçecek.
There you see, and Spies is gonna go through.
Gördüğünüz gibi, etrafı çevreleyen sadece bir çit var, kurşun geçirmez değil ; ancak o şeylerin içeri girmesini engelliyor.
As you can see, we've got perimeter fencing, not fool-proof, though, but stops those things from getting in.
Gördüğünüz gibi o gece kocam Singapurdan geldi.
You see, my husband was coming from Singapore that day.
Gördüğünüz gibi ikiyüzbin den fazla mesaj var.. Hepsine tek tek bakacağım.
You see, I have got more than 200,000 SMSes... and I am going through each one of them.
Ve son olarak, gördüğünüz gibi POM şişemi bitirmişim.
And so that's the end, as you can see I'm at the end of my POM bottle...
Gördüğünüz gibi 54'den geliyorum.
You see, I come from 54.
Gördüğünüz gibi o iş hiç olmadı.
As you can see, that never happened.
Gördüğünüz gibi şimdiden yedi kez tıklanmış. Yani bir internet fenomeni gibi bir şey oldu.
As you can see, it's already had seven hits so it's something of an internet phenomenon.
Gördüğünüz gibi... Yavru dördün yavru yediyle aynı özellikleri taşımadığını görüceksiniz.
You will see that offspring four is not sharing the same characteristic with offspring seven.
Peki, gördüğünüz gibi, bilirsiniz...
Well, you see, you know...
Gördüğünüz gibi, yürümesi kolay olan düz yüzeylerde yürümek onun için oldukça zordu.
It's easy to see that walking on flat surfaces would have been quite difficult for it.
Peki, onu ayakları üzerinde yürütmeyi deneyebiliriz bir kuş gibi, sadece arka ayakları üzerinde ama bunu yaparken gördüğünüz gibi, dengesi çok iyi değildir.
Well, we can try and get him to stand just on the hind limbs alone, like a bird, but when you do that, the thing you can see is not very well balanced at all.
Gördüğünüz gibi karakterler moleküller gibidir. Bazı moleküller birbirleriyle hızlı ve dramatik bir şekilde etkileşime geçerler.
See, personalities are like molecules, and some molecules react with one another, sometimes quickly and dramatically.
Black Sabbath'la ilgili ilk hatırladığım, yine şuan gördüğünüz gibi takılırken Aman Allah'ım, çılgınlık ya bu diye düşünmüştüm.
My very first memory of Black Sabbath, I just remember doing... I was like, "Oh, my God! This is insane!"
Gördüğünüz gibi, artık protez bacakla spor yapıyorum.
As you can see, I now sport a prosthetic limb.
Bu bizim tek bilgisayarımız. Gördüğünüz gibi herkes onu kullanabiliyor.
That is our only computer, and as you can see, anyone is free to use it.
Gördüğünüz gibi pek çok seçeneğimiz mevcut.
As you can see, we have a wide selection to choose from.
Gördüğünüz gibi de sonunda hepsi işe yaradı.
And, you see, it all worked out in the end, didn't it?
Gördüğünüz gibi Sevgililer Günü'nün gücü işte.
I'm telling you. The power of Valentine's Day.
Gördüğünüz gibi, Shenyang dan gelip Oakland'a gitti.
As you can see, from Shenyang it went to Oakland.
Gördüğünüz gibi. Peki, herkesi buraya getirecek büyüklükte olacak mı?
And it will be large enough to bring everyone here, even the numbers we were talking about?
Konuyal ilgili çok uzak kaldığım için, gördüğünüz gibi, ellerim doludan da öte.
Quite apart from having no relevant experience, as you can see, my hands are more than full.
Gördüğünüz gibi kadavradan alınan kemiğin kullanımı oldukça avantajlı.
You can see that the benefits - of cadaver bone are quite extensive...
Gördüğünüz gibi.
See, there you go.
Gördüğünüz gibi rahatlamak için güzel bir yer.
Don't be shy for him, Tim. Don't be shy for the camera. We know you like cock.
Ama, gördüğünüz gibi, işler böyle yürümüyor.
But, as you see, that's not how it works.
Gördüğünüz gibi, rahim askerlerimin doğumu için bir kuvözdür.
with a high mortality rate, we created these creatures of human mothers.
Tamam, gördüğünüz gibi, bu iyi geldi.
Okay, you see, this is good.
Gördüğünüz gibi, Oleg artık baş şüphelimiz değil.
You see, Oleg... Is not in his prime anymore.
Bu gördüğünüz, galaktik ekvator çevresindeki dünyanın da içinde bulunduğu güneş sistemi. Dünyamızın bir ekvatora sahip olduğu gibi güneş sistemimiz hatta galaksimiz de bir ekvatora sahip.
This is earths solar system in orbit around the galactic equator, just as our earth has an equator so does our solar system and our galaxy.
Arkamda gördüğünüz üzere, rüya gibi bir ekip oluşturdum.
- Negotiations. As you can see behind me, I have a new dream team.
Mahkemede de söylediğim gibi, bu bulgular yani gördüğünüz kanama izleri bebeğinizin hırpalanarak öldürüldüğüne işaret.
As I said in court, those symptoms, along with retinal hemorrhages comprise something called shaken baby syndrome triad.
Çok sevdiğiniz birini rüyanızda gördüğünüz anlar gibi.
Like when you wake up from dreaming about someone you love so much.
Gördüğünüz gibi arkada bir futbol maçı var
4, 3, 2, you're on. As you can behind me to see, during the friendly football game.
Ruh? Kanmayın Doktor. Canlı gibi hareket edebilir yine de o gördüğünüz kontrolden bizim tarafımızdan kontrol edilmeleri gerek.
Don't be fooled, Doctor, it acts like life but it still needs to be controlled by us, from those harnesses you saw.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüm onu 79
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüm onları 17
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüm onu 79
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüm onları 17