Gülüyor tradutor Inglês
2,158 parallel translation
( Jane gülüyor )
( Jane laughing )
( Gülüyor )
( laughing )
( Manyakça gülüyor )
( laughing maniacally )
( Gülüyor ) Bir gluteus bullet çıkarma - benim bedava oldu ancak Jack, görünüşe göre - ve, uh... onarım kabaca 1 00 kurşun deliği.
( laughing ) One gluteus bullet extraction - mine was gratis, but not Jack's, apparently - and, uh... the repair of roughly 100 bullet holes.
Ne güzel gülüyor, değil mi? Bir de sahibim Phil var.
She's got a great laugh, doesn't she?
hocam herkes bize gülüyor.
Sir, everyone laughs at us.
Allah aşkına, personeliniz size kahkahalarla gülüyor..
For god sake, your staff laughs at you
Bütün kasaba arkandan gülüyor.
The whole town's laughing at you.
Gülüyor musun?
You're laughing?
Birde gülüyor musun?
You're laughing?
Şimdi kim gülüyor bir bak.
Look who's laughing now
Hepsi beni başından savıp yüzüme gülüyor.
They all blow me off and laugh in my face.
Gülüyor mu?
Is she laughing?
Herkes gülüyor.
It will only get better.
Belki sana gülüyor.
Perhaps she is laughing at you.
-... gülüyor olmamız gerekiyordu. - Kitabını okudum!
- I read your book!
Eskiden ödünü patlattığın bir oda dolusu aşağılık, yavaş çekim gibi sana gülüyor.
You're being laughed at in slow motion by a roomful of inferiors whom you used to terrify.
Şimdi kim gülüyor, ha?
Who's laughing now, huh?
- Çünkü Tanrılar yüzümüze gülüyor.
Because the gods fucking favor us.
Öyle mi? Smith, hayat sonunda sana gülüyor ve işler yolunda gidiyor.
Smith, the universe is finally smiling on you And everything is going your way
Ama "S" kelimesini bilmediğimiz için herkes gülüyor.
But people laugh at us we don't know what is "F" word.
Noel geliyor Çocuklar gülüyor Yılın en güzel zamanıdır
Christmas is coming Children are laughing lt's that wonderful time of year
Kızım tekrar gülüyor.
She's smiling again.
Gülüyor musun?
What you laughin'at?
Yataktasınız ve bize yastıklarınızın arasından basın demeci veriyorsunuz, bize gülüyor musunuz?
JOURNALIST : While you're in bed and you're giving your press conferences in pillow cases, are you laughing at us?
Durmadan gülüyor ve dizime elini koyuyor.
Every time she laughs, she touches my knee.
Keklerini yerken bana bakıyor gülüyor işaret ediyorlardı.
But when those cake eaters would step into ten-in-one... Looking at me. Laughing.
Herkes bana gülüyor.
Everyone's gonna laugh at me...
- Çocuklar sana gülüyor mu?
- Do you make kids laugh?
Piyanoya çarptığında çocuklar gülüyor.
The kids laugh when he gets hit with the piano.
( gülüyor )
( laughs )
Tüm bir ülke,... yaşıyor, gülüyor ve alışveriş yapıyorlar.
That's a whole country, living and laughing and... shopping.
Sen neden, neden gülüyor bu?
Why are you- - why the hell Is he smiling?
Herkes bana gülüyor.
Everybody's laughing at me.
- Herkes bana gülüyor.
Everybody's laughing at me.
Kadın gülüyor ve çantasının içinden bana mesaj atıyor "Bugün beraber olamayız, öpüyorum"
She smiles, but keeps her hand in the purse. And I receive a message : "Today I can't. Kiss." Eh?
Gülüyor.
He's laughing.
- Gülüyorum çünkü bana "Anne" demen gerekecek! - Gülüyor musun?
You laugh?
Dişlerini döktüğüm zaman da, hala gülüyor olamayacaksın.
You ain't gonna be smiling when I knock your teeth out.
Bana gülüyor.
He's laughing at me.
Gülüyor.
She's laughing there.
Sen gülüyor musun?
Are you laughin'?
Bir kaç yıl önce, buna gülüyor olmazdın.
A few years ago, you would not be laughing.
Gülüyor.
He's smiling.
Ağlanacak halinize gülüyor, 2 dakika durmuyor sunuz?
The students who are laughing are about to cry.
Şimdi tekrar gülüyor.
Now she's laughing again.
"Şuna bak gülüyor." der gibiydi.
He's like, "Oh, you're laughing."
Komşu, bilmiyorum, ağlıyor mu yoksa gülüyor mu?
Neighbor, I don't know whether to laugh or cry.
Ama sorun herneyse, yakında buna gülüyor olacaksın.
within a... within a year you'll be laughing about it.
Lily de gülüyor!
And she - - oh, she's laughing!
Herkes neye gülüyor?
[laughter] What's everyone laughing at? - Shh!