Hastaydım tradutor Inglês
554 parallel translation
Hastaydım.
I was ill!
Hastaydım, sevgilim.
I was ill, my darling.
Fiziksel olarak değil, ruhsal olarak hastaydım.
I wasn't ill in body. I was ill in soul.
Hastaydım.
I was ill.
Hayır, yol boyu hastaydım.
No, sick all the way.
Sonra yağmur başladı ve ben hastaydım.
Then it started to rain, and I was sick.
O doğmadan önce mutsuz ve hastaydım.
For years before he was born I was made unhappy and ill.
Hastaydım.
I've been ill.
Hastaydım dediğin o geceden beri...
Since that night when you told me about your illness, I...
- Şey, hastaydım...
Well, I was ill...
- Hastaydım fakat şimdi daha iyiyim.
I've been sick. But I'm better now.
Hastaydım... çok hasta.
I've been ill. Very ill.
Çok da hastaydım.
And I've been ill.
Dün gece hastaydım.
I was sick last night.
- Hastaydım.
I've been ill, Estella.
Evet, hastaydım.
Yes, I was sick then.
- Çok hastaydım.
- I was really sick.
Hastaydım. Çok hastaydım kendimde bile değildim.
I was so sick that I am not acquainted with anything.
- ne kadar zamandır hastaydım, Hebe?
- How long was I ill, Hebe?
Madem ki hastaydım, beni buraya neden getirdin?
You think I'm so sick, why'd you bring me here?
Oradan ayrıldığımda, hastaydım.
When I left there, I was sick.
Hastaydım.
I was sick.
Bugün hastaydım.
I've been kind of sick today.
- Bir süre hastaydım ama şimdi iyiyim.
- I was sick for a while...
Çok hastaydım.
I'd been very sick.
Sana söyleyeyim, bir köpek kadar hastaydım.
I tell you, I was sick as a dog.
Son günlerde Londra'da hastaydım, hala atlatamadım.
I was ill recently in London, and I'm still getting over it.
Hastaydım, fakat şimdi daha iyiyim.
I was sick, but now I'm better.
Hastaydım anne.
I've been ill, Mother.
Sebastian yeni ölmüştü, hastaydım ama elimden geleni yaptım.
Sebastian had just died, I was ill, but I did everything I could.
Senin için duyduğum endişe ve üzüntüden ötürü hastaydım.
I got sick of concern.
Yıldızlar güvenle döneceğini söylüyorken bile hastaydım.
Even the stars say his safe return.
Hastaydım, bronşitim ve başka ağrılarım vardı. Ama yaşlı bir kadın bana baktı ve beni iyileştirdi.
I've been sick, I had bronchitis and other pains, but an old woman rescued me and nursed me.
Hastaydım.
- I was sick.
Hastaydım, ama artık iyiyim.
I've been ill, but I'm better now.
Hastaydım, ama...
I have been sick, but...
Hastaydım.
Well, I've been ill.
O kötü kazadan sonra çok uzun süre hastaydım. Sonra da işsiz kaldım.
Well, after I had my bad accident, well, first I was sick so long, and then I had to work.
Hastaydım, hasta.
Enfermo, I was sick.
Hastaydım dedi.
He said he was sick.
İlacı aldım çünkü Maria Candelaria hastaydı.
I took the medicine because Maria Candelaria was ill.
- Hastaydım.
- Oh!
Seni bulacaktım. Sadece Poldi çok hastaydı.
I was gonna get you, only Poldi was so sick,
Daha önce sormadım, hastaydın.
I didn't ask you before, you were sick...
Hastaydın, anladın mı?
You been sick, understand?
Hastaydım.
Oh, I was sick.
Çok hastaydım.
I was so sick.
Çaresizdim. İşimden ayrılmıştım. Karım hastaydı.
I was desperate, without work, with my wife ill.
Hastaydım ama artık değilim.
I was, but I'm not now.
Rocco, güzel oğlum sen zaten hastaydın üşütürsün bak, üstüne benim hırkamı giy tamam mı?
Rocco, you've been ill, so wear one of my shawls.
O kadar hastaydı ki, onu evine bırakmak zorunda kaldım.
He was so sick I had to drive him home. It happens to everybody.
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hastaneye 39
hasta mısın 277
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastasın 78
hastalar 23
hastayım 158
hastane 65
hastaneye 39
hasta mısın 277
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastasın 78
hastalar 23