Hata ediyorsun tradutor Inglês
130 parallel translation
Larry, hata ediyorsun.
Larry, don't make a mistake.
- Hata ediyorsun.
Never!
- Çok büyük hata ediyorsun
- You're making a grave error.
Hata ediyorsun.
You're wrong
Bir papazı köpeğe tercih ederek hata ediyorsun çar.
You are wrong, Tsar, to prefer a priest to a dog.
Görüyorsun ya, gerçekten arkadaşınım. Ve beni sevmemekle hata ediyorsun.
You see I really am your friend and you're wrong not to love me.
Dediğim gibi, hata ediyorsun.
I tell you, it's a mistake.
Hem sana katlanamadığını söylemekle hata ediyorsun.
Besides, you're mistaken to say she can't bear you.
eğer onu benden koparacağını düşünüyorsan, hata ediyorsun.
If you think you can snatch him away from me, you're mistaken.
Her şeye bu kadar umutsuz ve ciddi gözle bakmakla hata ediyorsun.
Look, you're wrong to take the attitude that everything is so desperate and serious now.
Ama buraya yalnız geleceğini düşünüyorsan hata ediyorsun.
Only, you're making a mistake if you think he's going to show up here alone.
Hata ediyorsun, Carmen benimle alay etmekle.
It's wrong of you, Carmen to make fun of me.
Hata ediyorsun.
You're making a mistake.
Hata ediyorsun, çünkü ben haklıysam...
You're making a mistake, because if you're wrong...
Bugün, kendi adamlarını alt etmesi için yabancılara yardım etmekle hata ediyorsun. Değil mi?
Today, you are wrong in helping outsider to beat your own people ls it right?
Aryanların işine karışarak büyük bir hata ediyorsun, Ali.
Making a big mistake butting in on aryan business, Ali.
Wayne, hata ediyorsun.
Wayne, you're making a mistake.
bence hata ediyorsun.
I think that's a mistake.
Bayım, hata ediyorsun.
Mister, you got it wrong.
Hata ediyorsun.
You're making a mistake here.
Hata ediyorsun. İşleri daha da kötüleştirecek.
He'll just make things worse.
Hata ediyorsun.
That's a mistake.
- Hata ediyorsun.
You're making a big fuckin'mistake.
- Hata ediyorsun.
You had this all along.
- Sanırım hata ediyorsun. - Hayır.
- I think you're making a mistake.
Bence insanların bunu yapmak istemeyeceğini düşünmekle hata ediyorsun.
I think you're wrong about people not wanting to do it. I know, I just...
Ahbap, hata ediyorsun.
Dog, you trippin'.
Ona bağlanmakla hata ediyorsun.
You're wrong to cling to him.
Bence hata ediyorsun. Pişman olacağın bir şey yapmanı istemiyorum.
I think you're making a mistake and I don't want you to do something you're going to regret.
- Kanun adamı, hata ediyorsun.
- Lawman, you are making a mistake
Alex, hata ediyorsun.
alex, this is a big mistake.
Hata ediyorsun, kanka.
You're making a mistake, bro.
Fakat onunla makyaj yapıyorsun, Hata ediyorsun kuralları çiğniyorsun
But you can do make up with that, too. It's your fault, you broke the rules.
Bence hata ediyorsun.
Honestly, I think you made a mistake.
- Hilmi abi bak, yanlış yapıyorsun abi, hata ediyorsun.
- Hilmi Abi, you're making a mistake. - Oh yeah?
Hata ediyorsun.
This is all wrong.
Ancak, hata ediyorsun.
Only you're making a mistake.
Bak söylüyorum, hata ediyorsun.
I'm telling you, this is a mistake.
Hata ediyorsun.
That is a mistake.
Hata ediyorsun. Üzerine düşecek.
You're barking up the wrong tree, Tyler, and it's gonna fall on you!
Hayır, Netan, hata ediyorsun. Bu doğru. Onun Kefflin olmadığını biliyordum.
No, Netan, you are mistaken.
- Hata ediyorsun.
- That's a mistake.
- Bence hata ediyorsun.
I think you're making a mistake.
Burada gürültü yaparak hata ediyorsun.
You stumble in here making noise.
Hata ediyorsun.
You are barking up the wrong tree.
- Hata ediyorsun.
- You're making a mistake.
Bize paramızı geri veriyorsun çünkü durumumuzu inceliyor ve toplumdan uzaklaştığımızı fark ediyorsun kumarbaz olmadığımızı sadece bir hata yaptığımızı anlıyorsun ve paramızı geri veriyorsun.
You gave us our money back because you reviewed our situation and you realized that we dropped out of society and we weren't just gamblers, and we made a mistake and you gave our money back.
Demek hata yaptığını kabul ediyorsun?
So you admit it was a mistake?
Yani bunun bir hata olduğunu kabul ediyorsun.
So you admit it was a mistake. You did say "cheese."
Logan aslanın inine hazırlıksız girdiği için salaklık etti ama hata ettiler ve bir özrü hak ediyorsun. Tamam.
Though Logan was a little naive... to walk into the lion's den without a chair like that... they were wrong, and you deserve an apology.
- Hata ediyorsun.
You're making a mistake.
ediyorsun 23
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata yaptın 26
hata yaptım 57
hata yapıyorsun 53
hata mı 40
hata yapıyorsunuz 42
hata yok 46
hata bende 21
hata yapma 25
hata ettim 32
hata yaptın 26
hata yaptım 57
hata yapıyorsun 53
hata mı 40
hata yapıyorsunuz 42