Hata yapma tradutor Inglês
413 parallel translation
Sen evlenince böyle bir hata yapma Darcy.
When you marry, Darcy, don't make that mistake.
Bir hata yapma.
Get that straight.
Hata yapma Watson.
Make no mistake, Watson.
Yapma, Holmes, bir günde yeteri kadar hata yapmadın mı?
Oh, come now, Mr. Holmes haven't you made enough mistakes for one day?
- Hata yapma şansın yok mu?
No chance of a mistake?
Karını ve çocuğu görmek istiyorsan sakın hata yapma.
And if you want to see your wife and child again... don't make any mistakes.
Hata yapma.
You got it straight.
Hata yapma payını çok ender bırakır.
He rarely leaves any margin for error.
- Hata yapma
Don't make a mistake.
Hata yapma ve gribin iyileşsin
If you should slip and lose your grip
Yeter ki bir hata yapma.
Just don't make any mistakes in it, that's all.
Hata yapma şansımız yok.
We can't afford a mistake.
Sophie, yalvarıyorum lütfen aklınla hareket et ve hata yapma.
Sofia, I ask you... Be conscious and do not make mistakes!
Sophie, yalvarıyorum lütfen aklınla hareket et ve hata yapma.
Sophie, I'm begging you, please act wisely now and don't make a mistake.
Sakin ol ve hata yapma.
Take it easy and don't blow it.
Kız hakkında hata yapma.
Now, make no mistake about that gal.
Uygulama yaptıkça, hata yapma oranı yok denecek kadar azalıyor.
When you practice, there's no possible mistake.
Louisa, çok dikkatli ol, hata yapma olasılığı yok.
Louisa, just so there can be no possibility of a mistake.
Hata yapma.
Make no mistakes.
Akşam eve gitmek gibi bir hata yapma sakın.
Don't plan to be home for dinner Wednesday night.
İşimizde kadınlar için koyduğumuz bir kural yok ama bir hata yaparsan bunu ödersin, yani başka hata yapma.
We got no rules for dames in our racket but you pay if you make a mistake, so no more mistakes.
Almanları küçümsemek gibi bir hata yapma sakın sevgili Nilssen.
Don't ever make the mistake of underrating the Germans.
Bir hata yapma demek istiyorum.
I'm saying, don't make any mistakes!
"Özgürlük, hata yapma hakkına sahip olmaktır." Ne antika bir düşünce.
'The freedom to learn the liberty to make mistakes.'Old-fashioned.
- Herkesin bir hata yapma hakkı var.
- Can't a guy make one mistake?
Ve hata yapma!
And no mistakes!
Şimdi, şehirle ilgili olanlar, hata yapma.
Now, the town, and no mistakes.
Sakın hata yapma.
Don't make any mistakes.
Bu yüzden Iütfen hiç hata yapma.
So don't make any mistakes, please.
Sakın hata yapma.
Don't fuck up.
Hata yapma, Karoda sıradan birisi değil.
Make no mistake, Karoda is no ordinary man.
- Başka aptalca bir hata yapma.
- Don't make another stupid mistake.
Bizden ne kadar uzakta olurlarsa hata yapma olasılığımız o kadar az olur.
When they pass a stake, we'll know how far away they are and save misses.
İnsan olduğunu düşünerek hata yapma sakın.
Don't make the mistake of thinking you are one.
Hata yapma, yoksa onlara veda edersin.
No mistakes, or you'll go without.
Dikkatlice bak, hata yapma!
Look carefully, don't make a mistake!
İyi bak, başka hata yapma!
Look well, don't make another mistake!
Lütfen beni ciddiye almamak gibi bir hata yapma Roschmann.
Please, don't make the mistake of not taking me seriously, Roschmann.
Gezegen iniş yapmaya en elverişli uzaklıktan geçiyor. Hata yapma lüksümüz yok.
That planet is passing just close enough to make a landing.
Sakın hata yapma.
Make no mistake.
Hata yapma lüksüm yok, durum bu.
I can't afford to make a mistake, that's all.
Sakın yine hata yapma
Baby, don't blow it
Hata yapma.
Make no mistake.
Hata yapma, 007.
- Don't make any mistakes, 007.
Asıl mesele şu ; acele karar verip hata yapma.
The point is, you mustn't make the mistake of judging too quickly.
Ben herkese bir kez hata yapma fırsatı vermek isterim.
I like to give everybody one chance to screw up.
Hata yapma lüksümüz yok.
We can't afford to make mistakes.
Sanatçıların da, her insan gibi hata yapma hakları vardır.
I think that artist has a right to fall, like any other citizen.
Bir hata daha yapma şansım olmadığını neden anlamak istemiyorsun?
Don't you understand that this is the last mistake I could do?
Hata ettim. Lütfen, "Çatalla çorba içilmez." deme. Benim için hayatta hiçbir şey yapma.
Do not say, "You don't use a fork with soup."
Hata yapma. Patrona göz kulak ol.
Don't screw up!
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28