Hepsi öyle tradutor Inglês
726 parallel translation
Hepsi öyle der.
That's what they all say.
Evet, hepsi öyle diyor.
Yeah, that's what they all say.
Evet Bayan Kendrick, hepsi öyle.
Yes, Mrs. Kendrick, all of them.
Evet Bay Kendrick, hepsi öyle.
Yes, Mr. Kendrick, all of them.
Hepsi öyle gitti Lov.
That's the way they all went, Lov.
- Hepsi öyle der.
- That's what they all say.
Hepsi öyle.
They all are.
Benim için hepsi öyle önemli ki
How I treasure every one
- Hepsi öyle olmaz mı?
Aren't they all?
Gerçek birer içicilerdir onlar, hepsi öyle.
They're real big drinkers, all of'em.
Bir süre sonra hepsi öyle bir evcilleşir ki bir kedi gibi geceleri evden çıkarmanız gerekir.
Pretty soon every one of them gonna be so tame... you'll have to put'em out of the house at night like a cat.
- Hepsi öyle değil mi?
- Is there another kind?
Polisi aptal sanabilirsin Stanley, bazıları öyle olabilir ama hepsi öyle değil oğlum.
You may think the police are fools, Stanley, perhaps some of them are but not all, son, not all.
- Hepsi öyle.
- They all are.
Hepsi öyle.
They all will.
Hepsi öyle değil Jean-Pierre.
But not all of them, Jean-Pierre.
Hepsi öyle gürültüler çıkarıyor.
They all make those noises.
Bergamo'da bazılarıyla tanıştım, hepsi öyle değil.
Not all ofthem, I met a certain kind of people in Bergamo!
Hepsi öyle değil, bayan.
They're not all like that, ma'am.
Hepsi öyle değil.
Not always.
Hepsi de sürtük, öyle değil mi?
They're all tramps, ain't they?
İsimlerini hatırlayamıyorum bile öyle çoktular, ama hepsi de aynı şeyi yaptı.
I can't remember all their darned names there was so many, but they all done the same thing.
"Hepsi en başta öyle söyler." dedi.
He said, "They all say that at first," ma'am.
Ve şimdiye kadar gelmiş geçmiş bütün Musgrave'lerin, bazıları katildi ve bazıları daha da kötüsü ama hepsi sır nasıl saklanır bilirlerdi. ve ben de öyle.
And here's to them anyway all the Musgraves past and present, some of'em were murderers and some of'em worse but they all knew how to keep a secret and so do I.
Belki de öyle yaptı. Yada hepsi, Dr.Van Straaten gibi Thomases'dan şüpheleniyordu.
Perhaps he did, but perhaps they were all Doubting Thomases like Dr Van Straaten.
Bir parçanın hepsi bir emlakçı veya öyle bir şeyden ve sanırım içine bir havuz bile koyabiliriz.
It's all of a piece from some real estate agent or other... and I think we're even gonna be able to put in a pool.
Hepsi bu kadar yani öyle mi?
That's all, is it?
hepsi bu kadar değil.bir adam olarak öyle nazik ve sıcak kalplidir... kral için neler yaptı.
He's as gentle and warm-hearted as any man who's ever sailed for the king.
Aron'un tarif ettiği aşkın iyi bir şey olduğunu biliyorum. Ama hepsi o kadar değil, öyle olmalı.
I know love is good the way Aron says... but it's more than that, it's got to be.
Tatlım, hepsi sana göre öyle. İzlemek istediğim bir film var.
Honey, if its all the same to you, theres a movie Id like to see.
Yani hepsi o kadar yeni ve öyle büyüleyici ki!
I just mean, it's just all so new... and so fascinating!
Öyle umuyordum ama hepsi maskeliydi.
Wish I had. But they was all wearing masks.
Oh, hepsi de öyle değil mi?
Oh, don't they all?
"Kent günün bu saatinde öyle sakin ki." Hepsi bu.
"The city is so peaceful this time of day."
Hepsi onu suçluyor, öyle değil mi?
They're all blaming him for it, aren't they?
Hepsi de aynı kalıbın parçası, öyle değil mi?
It's all part of the same pattern, isn't it?
- Neredeyse depodakilerin hepsi de öyle.
So is every other barrel in the warehouse.
- Bunların hepsi öyle mi?
-?
Seni bir hiçken aldım ve adam ettim. Öyle değil mi? Ve hepsi, ne için?
So I could become a gangster's flashy moll?
Öyle biri. Toby ve ben arkadaşça davranmak istemiştik, hepsi bu.
Well, Holly ain't never been nowhere.
- Hepsi öyle değil mi gecelerin?
- Ain't they all?
- Hepsi orada. - Keşke öyle olsaydı.
- It's all up here, you know.
Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiç biri mahvolmasın hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.
For God so loved the world that He gave His only begotten Son that whosoever believeth in Him should not perish but should have everlasting life.
Öyle görünüyor ki, ona bakabiliriz, ancak hepsi bu kadar.
It seems that we may look at it, Captain, but that is all.
Sonra hepsi gazetelerde çıkacak öyle mi?
Then it'll be in all the papers?
O zamanlar İngiltere'de pek çok yabancı hükümet vardı ama hepsi hükümetti hâlbuki de Gaulle ve Özgür Fransızlar öyle değildi.
All the other powers here in London had come with their governments : The Dutch, the Belgians, the Norwegians.
Siz de öyle. Hepsi bu kadar. Dağılın!
And so will you.
- Yani hepsi benim suçum öyle mi?
- Is that also my responsibility? - What?
- Hepsi zaten aynı şey aslında. Öyle mi?
- You don't happen to have a cat?
Arkadaşlar hep merak etmişimdir... hepsi nasıl öyle yukarıda duruyorlar?
Jesus Christ, you guys! I wonder how the whole lot stays up there in place?
Hepsi senin fotoğrafların mı? Öyle. Harika.
I mean... if he was chasing somebody or somebody was chasing him... scuffle... struggle.
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleymiş 51
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleymiş 51
öyleyim 490
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle görünüyor 500
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle görünüyor 500
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119