English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ H ] / Hissetmiyor musun

Hissetmiyor musun tradutor Inglês

955 parallel translation
Kendini iyi hissetmiyor musun?
Are you upset by it?
Hayaletler gitti mi gitmedi mi diye kontrol ediyormuş gibi hissetmiyor musun?
It's not that you were hesitating whether or not you want a drink. You hesitated because you wondered if it's okay for you to be drinking, right?
Solmuşsun, iyi hissetmiyor musun? "
You look pale, don't you feel good? "
Büyüyü hissetmiyor musun?
Don't you feel the magic?
Hissetmiyor musun?
Don't you feel it?
Benim için bir şeyler hissetmiyor musun?
Have you nothing... for me?
Kendini iyi hissetmiyor musun?
Don't you feel good?
Kendini iyi hissetmiyor musun?
Not feeling well?
Söylesene tatlım... kendini iyi hissetmiyor musun?
Say, honey you ain't feeling so well, are you?
- İyi hissetmiyor musun, evlat?
- Don't you feel right, son?
Kendini iyi hissetmiyor musun?
Don't you feel well?
Bunu bilmiyor ve hissetmiyor musun?
Don't you know that? Don't you feel it?
Kendini iyi hissetmiyor musun, evlat?
Ain't you feeling good, Kid?
" Sevdiklerinin senin için endişelendiğini, dua ettiğini hissetmiyor musun?
" Don't you feel your loved ones worrying about you, praying for you?
- İyi hissetmiyor musun?
- Do you feel unwell?
Artık onun için daha fazla bir şey hissetmiyor musun?
Don't you... Don't you feel nothin for him no more at all?
- Sen de böyle hissetmiyor musun?
- Don't you feel like that?
- Kendini iyi hissetmiyor musun?
- Don't you feel good, honey?
İyi hissetmiyor musun?
Don't you feel well?
Babamın hatırasına karşı hiçbir sorumluluk hissetmiyor musun?
Haven't you any sense of obligation to Father's memory?
İyi hissetmiyor musun?
Dont you feel well?
Gaz kokusunu hissetmiyor musun?
Don't you smell that gas?
Kendini yalnız hissetmiyor musun?
Don't you feel a bit lonely?
Hissetmiyor musun?
You don't?
- Kendini iyi hissetmiyor musun?
- Don't you feel well?
Kendini iyi hissetmiyor musun, tatlım?
Aren't you feeling well, dear?
İyi hissetmiyor musun, Minnie?
Aren't you feeling well, Minnie?
Sen de kendini yapayalnız hissetmiyor musun?
Don't you ever feel lonely?
Ailenden bu kadar uzakta kendini yalnız hissetmiyor musun?
Don't you feel lonely, so far from your family?
- Şimdi hissetmiyor musun?
- But now it's all gone?
- İyi hissetmiyor musun?
- Don'tyou feel well?
- İyi hissetmiyor musun?
- Don't you feel well?
Bunun yaşamayı düşündüğümüz yaşam tarzı olduğunu bazen hissetmiyor musun?
Don't you sometimes feel that this is the kind of life we were meant to live on this earth?
Kendini iyi hissetmiyor musun?
Aren't you feeling well?
İyi hissetmiyor musun?
Don't you feel very well?
Garip bir şeyler hissetmiyor musun?
Don't you feel it?
- Kendini iyi hissetmiyor musun?
- Are you in a bad mood?
İyi hissetmiyor musun?
Aren't you feeling well?
- Kendini iyi hissetmiyor musun?
Héy? Aren't you feeling well?
Sen hissetmiyor musun?
Well, don't you feel it?
- Hissetmiyor musun?
- Can't you feel it?
Hissetmiyor musun?
Can't you feel it?
Hissetmiyor musun?
You don't feel it?
- Kendini iyi hissetmiyor musun?
Aren't you feeling well?
- Hissetmiyor musun?
Well, surely you can feel it?
- Hissetmiyor musun?
- Sympathy?
Anne, yalnızlık hissetmiyor musun?
Mom, you do not feel alone?
Hiç bir şey hissetmiyor musun? Sesler, görüntüler?
Do you feel nothing, hear nothing, see nothing?
Keiko'yu kurban ettiğin için hiç suçluluk hissetmiyor musun?
Don't you feel guilty about the way you've sacrificed Keiko?
İyi hissetmiyor musun?
Don't you feel good?
Neler olduğunu hissetmiyor musun?
EVE, IT'S TOO LATE FOR SUBTERFUGE NOW.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]