Hiç değişmemiş tradutor Inglês
331 parallel translation
Hiç değişmemiş.
Hasn't changed a bit.
Öyleyse hiç değişmemiş diyebilirsiniz.
She hasn't changed as much as you would think.
Kardeşim Lloyd ise hiç değişmemiş. Ne güzel!
But you haven't, Lloyd, I'm happy to say.
Annem hiç değişmemiş.
Mama hasn't changed.
O da hiç değişmemiş sayılmaz.
He hasn't exactly been on ice, you know. Well...
Seni yeniden görmek ve hiç değişmemiş bulmak öyle acı verici ki.
It's so painful to see you again, and find you unchanged.
Hiç değişmemiş. Bir evvelki piyeste nasılsa, şimdi de öyle.
He looks just like he did in the other play.
Ama burası hiç değişmemiş.
But nothing has changed here.
Yüzüm hiç değişmemiş, değil mi?
My face hasn't changed, has it?
Hiç değişmemiş.
He hasn't changed a bit.
Hiç değişmemiş.
He didn't change at all, this boy.
- Evet, hiç değişmemiş.
- Yeah, that's some Tony.
Hiç değişmemiş.
- Haven't change even a little.
Burası hiç değişmemiş, aynen hatırladığım gibi!
It's just like I remember it. Unbelievable.
Amma tuhaf! Burası hiç değişmemiş.
How strange, it hasn't changed at all.
Amerika neredeyse hiç değişmemiş.
America's almost the same.
Hiç değişmemiş.
He hasn't changed.
Açık sözlülüğün ve acelecliğin hiç değişmemiş.
Immer still so violently and freely out?
Bunca yıla rağmen ordu kahvesi hiç değişmemiş.
Army coffee hasn't improved in all these years.
Burası hiç değişmemiş.
Here, nothing has changed :
Larissa ise hiç değişmemiş.
Larissa... remarkably the same.
Kendisine güvenmekle hata ettiğim bu gazeteci hiç değişmemiş.
This journalist, who I made the mistake of trusting, hasn't changed a bit.
Tetsu, senden ayrıldığımızdan beri bakışların hiç değişmemiş.
Tetsu, your eyes haven't changed since we last parted
Hiç değişmemiş.
He hasn't changed, not one bit.
- Hiç değişmemiş olman çok ilginç.
- It's amazing. You haven't changed a bit.
O da hiç değişmemiş.
Neither has she.
Hiç değişmemiş. 25'inde gibi.
She didn't change. She's like 25.
Hiç değişmemiş.
He ain't changed.
Sen ve karın hiç değişmemiş ama!
You and your wife look as young as ever.
Vay be! Hiç değişmemiş.
Wow, it's the same
Tanrım! Hiç değişmemiş!
Oh my, it's the same
Hiç değişmemiş.
It hasn't changed at all.
Hiç değişmemiş demek.
"He hasn't changed a bit..."
Öyle mi? Hiç değişmemiş hakikatten!
He hasn't changed at all!
En azından hiç değişmemiş.
Well, at least he hasn't changed.
12 yıldır hiç değişmemiş.
Hasn't changed in 12 years.
Anlaşılan görünüşü hiç değişmemiş.
Apparently she still looks the same.
MichaeI hiç değişmemiş.
Can't blame Chloe. She's a kid.
Eski ilişkiler birdenbire hiç değişmemiş görünüyor.
" Old, old relationships suddenly seem very much the same.
Hiç değişmemiş, tıpkı evlendiğim günkü adam gibi!
He looks just the same... as the day I married him!
Hiç değişmemiş değil mi?
Hasn't changed a jot, has it?
Sivri dilin hiç değişmemiş ha evlat?
You still got that humongous mouth, huh, kid?
Hiç değişmemiş.
He hasn't changed a lick.
40 yıldır hiç değişmemiş.
Looks almost the same as it did 40 years ago.
Hiç değişmemiş Charlie.
She hasn't changed at all, Charlie.
Tüm işçilerle birlikte çalıştı. Her şeyi kendi tamir etti. Hiç değişmemiş.
He worked with the laborers, he fixed it all himself.
Dört yıl önce onu yakaladığımdan beri hiç değişmemiş.
She hasn't changed since I busted her four years ago.
Hiç değişmemiş.
That is it until today.
Hiç bir şey değişmemiş Anais.
Nothing's changed here.
Hiç bir şey değişmemiş gibi.
Doesn't look like anything's changed, though.
Faceman hiç değişmemiş.
LIN : Faceman does not change.
hiç değişmemişsin 157
değişmemişsin 17
hiç de bile 279
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç duymadım 220
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
değişmemişsin 17
hiç de bile 279
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç duymadım 220
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97