Kaybolduk tradutor Inglês
764 parallel translation
Kaybolduk.
We're lost.
- Hayır, kaybolduk.
- No, we're lost.
Evet, kaybolduk.
Yes, we are.
Sanırım kaybolduk.
We've lost our way.
- Sizce kaybolduk mu?
- Do you suppose we lost our way?
Hayır, kaybolduk!
No, we're lost.
Sanırım kaybolduk. Bu gece oldukça sisli.
It's pretty foggy tonight.
Ondan sonra da kaybolduk.
From then on, we were lost.
Gerçeği söylemek gerekirse, Sandy. Kaybolduk.
To tell you the truth, Sandy, I'm lost.
- Kaybolduk mu?
- Are we lost?
Hawaii'nin uzak bir adasındaki ıssız bir kampa bırakıldık ve pratik sebeplerden dolayı bir süre yeryüzünden kaybolduk.
On one of the remote islands of Hawaii we were dumped on a desolate camp and for all practical purposes, disappeared from the face of the earth.
- Sanırım kaybolduk.
- I think we're lost.
Son derece üzgünün ama korkarım kaybolduk.
I'm terribly sorry, but I'm afraid we're lost.
Kaybolduk demek.
Lost.
Kaybolduk.
Lost.
Düştük ve kaybolduk.
We're down and lost.
Sanırım kaybolduk.
I think we're lost.
Galiba kaybolduk! Sanırım haklısınız.
I think that we're lost.
- Hayır, yine kaybolduk. - Evet.
No, we're lost again.
- Saklanmadık, kaybolduk.
- We weren't hiding, we got lost.
Kaybolduk, Fritz, biliyorsun.
We're lost, Fritz, and you know it.
Teçhizatımızın bir kısmı bozuldu ve kaybolduk.
OH? ( Webber ) WE WERE ON A ROUTINE GEOLOGICAL MISSION.
Oh, Pongo, sanırım kaybolduk.
Oh, Pongo, I'm afraid we're lost.
- Galiba kaybolduk, çocuklar.
- I'm afraid we're lost, kids.
Kaybolduk!
We're lost!
Kaybolduk değil mi, Bill?
We're lost, aren't we, Bill?
Biraz temiz hava almak istemem yüzünden kaybolduk.
My breath of fresh air has resulted in us getting lost
Biz yolcuyuz, dağda kaybolduk.
We're travellers, lost on the mountains.
- Kaybolduk.
- We got lost.
Buzdağının üstünde kaybolduk, ve dalgalarla sürüklenip öleceğiz.
We're lost on an iceberg, and doomed to drift with the tide and melt.
Ama neden ortadan kaybolduk?
But why are you when disappeared?
Kaybolduk.
We got lost.
Alt tarafı birkaç saat ortadan kaybolduk.
We've only been gone a couple of hours.
Uzun çorak bir ormanda kaybolduk.
We are lost in the deserted forest.
Biz kaybolduk da.
We were lost.
- Kaybolduk.
We got lost.
- Evet? Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama kaybolduk.
I'm sorry to trouble you.
Haklısınız, kaybolduk.
You're right, we're lost.
Babamı köpeğim ile bulmaya çalışıyorduk ama kaybolduk.
Me and my dog were just trying to find my father, and we got lost.
Belki yardım edebilirsiniz, sanırım kaybolduk.
Maybe you could help us, we seem to be lost.
Galiba kaybolduk.
I think that we're lost.
Galiba kaybolduk.
Looks like we're kinda lost.
Benim yüzümden kaybolduk.
I suppose it's my fault we got lost.
Kaybolduk Bay Frodo.
We're plain lost, Mr. Frodo.
Kaybolduk mu?
Are we lost?
Kaybolduk mu?
- Are we lost?
Kaybolduk işte!
We're lost!
Kutsal babamız, karanlıklarda kaybolduk.
Heavenly Father, we are lost and in darkness.
Kutsal babamız, karanlıklarda kaybolduk.
Heavenly Father, we are lost in darkness.
Kaybolduk, değil mi?
We're lost, aren't we?
Harika, kaybolduk! Nerede bu lanet olası yer?
Great, we're lost.
kaybol 495
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolmuş 47
kayboldular 25
kaybolun 67
kaybol gözümün önünden 18
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolmuş 47
kayboldular 25
kaybolun 67
kaybol gözümün önünden 18