Korkmuyorsun tradutor Inglês
648 parallel translation
Korkmuyorsun, değil mi?
You're not scared, are you? No.
Madem korkmuyorsun o halde elbiselerini çıkart.
If you're not afraid, then get undressed.
Artık korkmuyorsun değil mi?
Not frightened anymore?
Sen korkmuyorsun.
You're not afraid.
Acayip şeyler yapmaktan korkmuyorsun.
You're not afraid of doing rather outlandish things.
Korkmuyorsun değil mi?
You're not frightened, are ya?
Demek artık korkmuyorsun, Hendrickje.
So you don't feel frightened anymore, Hendrickje?
Ondan korkmuyorsun ya?
You're not afraid of him?
Mademki hiçbir şeyden korkmuyorsun o zaman aşağı gelsene.
All right, then, come on down if you're not afraid of anything.
Korkmuyorsun, üstelik yemini verenin bir Fransız olması fark etmiyor senin için.
You don't mind ifa Frenchman feeds you.
Ben yapmam! - Korkmuyorsun, değil mi?
Look for a murderer in a spinning?
Benden korkmuyorsun ya?
You're not afraid of me, now, are you?
- Hayır korkmuyorsun...
- No, you're not afraid.
Ölmekten korkmuyorsun...
You're not afraid to die.
Korkmuyorsun ya?
You're not afraid?
Belki eskisi kadar çok korkmuyorsun ondan.
Maybe now you ain't scared of him no more.
- Tabii ki korkmuyorsun.
- Course you're not.
- Korkmuyorsun ya?
- You're not afraid, are you?
Affedersin ama benden korkmuyorsun, değil mi?
Forgive me, my dear, but you're not afraid of me, are you?
- Ama artık korkmuyorsun değil mi?
- But you're not afraid now?
Gitmekten korkmuyorsun, değil mi?
You ain't afraid to go, are you?
Benim gibi küçücük birşeyden korkmuyorsun, değil mi?
You're not really afraid of little me, are ya?
Korkmuyorsun, ha?
Not afraid, eh?
Demek gerçekten korkmuyorsun?
So you're really not afraid?
Artık korkmuyorsun, değil mi?
You're not frightened now, are you?
Bayan Richman'a bak. Ondan korkmuyorsun!
Look at Miss Richman... you're not afraid of her!
- Çalışmaktan korkmuyorsun yani?
- Not afraid of work, are you?
Korkmuyorsun bile.
You're not scared.
- Boğalardan korkmuyorsun, değil mi evlat?
- You aren't afraid of the bulls?
Sen doğduğundan beri gün yüzü görmemiş bir kadından... korkmuyorsun, değil mi?
You're not afraid of a woman who has never seen the sun since you were born?
Hayaletlerden korkmuyorsun, değil mi?
You're not frightened of ghosts?
- Benden korkmuyorsun ya?
- You're not scared of me?
Benden korkmuyorsun, değil mi?
You're not afraid of me, are you?
Daha fazla korkmuyorsun, değil mi Philip?
You aren't frightened any more, are you?
- Hala korkmuyorsun, değil mi Philip?
- You're not frightened still, are you?
- Artık korkmuyorsun değil mi? - Korkmuyorum anne.
It's still early but I might just as well walk get to work
Benden korkmuyorsun değil mi?
You're not frightened of me?
Jesse, korkmuyorsun, değil mi?
Jesse, you're not afraid, are you?
Sense korkmuyorsun.
You're not.
Artık korkmuyorsun.
Now you're not. Why?
Sen korkmuyorsun.
You are not afraid.
Şimdi korkmuyorsun, değil mi?
You're not scared now, are you?
Kolay korkmuyorsun, değil mi Prewitt?
You don't scare easy, do you, Prewitt?
- Keçi gibi inatçısın ama hiç korkmuyorsun.
- You're stubborn, but you're not afraid.
Ama ondan korkmuyorsun.
You're not afraid of him either.
Şimdi ise hayaletlerden korkmuyorsun.
But, what am I?
Hiç birşeyden korkmuyorsun değil mi?
You're not afraid of anything are you?
- Benden korkmuyorsun, ha? - Hayır.
- You ain't afraid of me?
Korkmuyorsun, değil mi?
You aren't afraid, are you?
Şimdi korkmuyorsun?
You're not afraid now? No, Phil.
Benden korkmuyorsun.
Why'd you turn me down?
korkma 1266
korkmuyorum 335
korkmak 19
korkmayın 368
korkmana gerek yok 112
korkmak mı 66
korkmadım 36
korkmanıza gerek yok 47
korkmuş 39
korkmuştum 106
korkmuyorum 335
korkmak 19
korkmayın 368
korkmana gerek yok 112
korkmak mı 66
korkmadım 36
korkmanıza gerek yok 47
korkmuş 39
korkmuştum 106