Kristine tradutor Inglês
101 parallel translation
- Kristine.
Kristine.
Biliyorum Kristine.
I know, Kristine.
- Kristine, ne güzel bir sürpriz!
- Kristine, what a pleasant surprise!
Kristine, yine A.B.D. Başkanı ile bir röportaj rica ediyor.
Kristine was requesting an interview with the U.S. president again.
Kristine Walsh.
Kristine Walsh.
Kristine inancını kaybediyor.
Kristine is losing faith.
Kristine.
Kristine.
Kristine Walsh, bu ne zevk.
Kristine Walsh, what a pleasure.
- Kristine?
- Kristine?
Bu plan, Kristine'i Bölüm 34'e göndermek kadar delice.
That plan's as nuts as sending Kristine to Section 34.
- Kristine Walsh'ın haberini izledim.
- I saw Kristine Walsh's report.
Ben Kristine Walsh. L.A. Tıp Merkezi'nden bildiriyorum.
This is Kristine Walsh at the L.A. Medical Center.
- Kristine'e güvendi.
- She trusted Kristine.
Kristine Walsh'ın talihsiz ölümünden beri dünya sözcülüğü görevi boş kaldı.
Since IKristine Walsh's unfortunate demise the position of world spokesperson has been vacant.
Peki ya Kristine Kochanski?
What about Kristine Kochanski?
Kristine'i geri getirebilirdin.
You could have brought Kristine back.
Rimmer, Kristine Kochanski'yi hatırlıyor musun?
Rimmer, do you remember Kristine Kochanski?
Kristine biraz daha kalmamı istedi.
Kristine wants me to stay
Tamam. Kristine nasıl?
How's Kristine?
İkinizin ayrıldığı günden sonra kumsalda Kristine'le karşılaştım.
Two days after you left, I went to the beach to see Kristine
Mükemmel hissediyordum. Yalnız Kristine ve ben...
It felt so good just me and Kristine
Bu asık suratla daha ne kadar dolaşacaksın etrafta. Gel.
How long will you mourn over Kristine?
- Kristine Marie Hopkins.
kristine Marie Hopkins.
Kristine Parker?
Kristine Parker?
Bunlar benim en sevdiklerimden, Kristine!
That's one of my favorites, Kristine!
Kristine!
Oh, Kristin.
Kristine Johnson'a "James Bond" filmi için teklifte bulundu ve kadının canlı olarak görüldüğü son yer orası oldu.
He told kristine johnson For a james bond movie. And that was the last time she was ever seen alive.
Anne doktor, Kristine ise polis olduğunu söyledi.
Anne spoke about a doctor and Kristine about a police officer.
- Selam, Kristine.
- Hi, Kristine.
Sen benim kızkadeşimsin Kristine, seni çok seviyorum.
You're my sister, Kristine. I love you.
Kristine, ben, ee bir şeyler yaptım.
Kristine, I've, uh... done things...
- Yaptığım şeyler, Kristine...
The things I've done, Kristine...
- Kristine!
- Kristine!
- Kristine, binmem.
- Kristine, I am not.
Odam şahane Kristine.
The room is gorgeous, Kristine.
Hepsini Kristine'e borçluyum.
You know, and I owe it all to Kristine.
Kristine, ben iyiyim.
Kristine, I'm fine.
Neler olduğunu anlamıyorum Kristine.
I don't know what's going on, Kristine.
Kristine bekleme listesinin yaklaşık 6 ay gibi bir süre olduğunu söyledi.
Kristina said that his waiting list is, like, six-month long.
Neden Kristine'yla onun hakkında konuştun?
Why were you talking to Kristina about him?
Christine?
Kristine!
Christine.. benim kızım
I'm kristine. This is my daughter, Dillon.
Bu çok fazla
Oh. What am I going to tell kristine?
Kristine tanıyor musun?
You know Kristine?
Tund ve Kristine.
Turid and Kristine.
Kristine?
Kristine?
Onunla çıkmalıydım. Merhaba, Ben yeni asistanım. Christin.
Hello, I'm your new P.A. Kristine.
Hemen dönerim.
Kristine, can you please escort our contestants to the holding room?
Kristine Armstrong!
- Kristin Armstrong...
Christine?
Hey, kristine.
Christine arkada, ölebilir
Kristine's back there. She could die.