Kârına tradutor Inglês
453 parallel translation
Buluşmamız ikimizin de kârına olur diye düşündüm anlayacağın.
I just thought it might be profitable for both of us to meet, you see.
Yani Brewster çifliğimi ucuza alıp Medford'a kârına sattı, öyle mi?
So Brewster picked up my farm cheap, sold at a profit to Medford?
Kârına satma niyetindeyim.
I want to sell it to obtain profit.
Yanına kâr kalacağını mı sanıyordun?
How long did you think you could get away with this?
Diğer her şey, sermaye ve getireceği kâr banka tarafından oğlunuz Charles Foster Kane adına yönetilecek 25 yaşına geldiğinde de... hepsi onun olacak.
Everything else, the principal, as well as all monies earned is to be administered by the bank in trust for your son, Charles Foster Kane until he reaches his 25th birthday, at which time he is to come into complete possession.
Ama patron olduğu için yanına kâr kalacak.
But since he's the boss, he can get away with it.
Masrafları azaltıp kârı garanti altına aldığını düşün.
Supposing it reduces the cost and guarantees the profits. A man like you would be out of business, wouldn't you?
Orpheus, senin en büyük kusurun fazla ileri gittiğinde yanına kâr kalacağını bilmendir.
Orpheus, your gravest fault is knowing how to get away with going too far.
Yaptığının yanına kâr kalacağını mı sanıyorsun?
You think you can get away with this? But Maria.
Yani çocukları kaçırabilirler ve bu da yanlarına kâr mı kalır?
So they can steal kids and get away with it?
Çıkardığın karmaşayı yanına kâr say ve defol buradan.
Suppose you just shuffle along and call it a day?
Çünkü bu yaptıklarının yanlarına kâr kalmaması lazım!
Because they must not be allowed to get away with what they did!
Sonuçta yanlarına kâr kalmayacak mı?
Do you really think they won't get away with it in the end?
İnsanlığın bütün zayıflıklarına hizmet veren çok büyük kârı olan işin içinde olacağız.
We're gonna be in the big, profitable business of catering for all human weaknesses.
Bu yanına kâr kalmayacak.
Well, you're not gonna get away with it.
Hayır, güzellik bir fahişenin kariyerinde önemli bir faktör olmasına rağmen, fiziksel çekiciliğin kârın en önemli kaynağı olması pezevenginin onun üzerindeki baskısını artıracaktır.
No, although beauty is an important factor in a prostitute`s career It attracts the attention of the pimp since physical allure can be an immense source of profit
- Ettiği yanına kâr kalabilir.
He can get away with them.
B hipotezinin olasılığı az olmasına rağmen, olası kârı sonsuz oluyor.
With your hypothesis B, though the probability is slight, the possible gain is infinite.
Yaptıkları, bir şekilde yanına kâr kalıyor.
She's always managed to get away with it
Eğer yaptığı Aguirre'nin yanına kâr kalırsa, kimbilir daha neler yapacaktır?
If Aguirre gets away with this, who knows what he'll do next?
Peki kârı ülke dışına çıkarmak mümkün mü?
Repatriation of profits?
Yaptıkların yanına kâr kalır sanıyorsun.
You think you can get away with quick fixes.
Sakat değilsin sen Franz. Yaptıkları şeyin yanlarına kâr kalmasına izin veremeyiz.
- But maybe, in a dark corner, he'd shoot one of us down,
Yaptıkları şeyin yanlarına kâr kalmasına izin veremeyiz. Seni arabadan atmalarının cezasını çekmeliler.
But we can't let them get away with what they did to you, throwing you out of the car and everything.
Gezip dururken yaptıkların yanına kâr kalır.
Travelling around you can get away with anything.
Bu yanına kâr kalamaz!
He can't get away with this.
Bu, hiçbir ürünün uygun kâr ile toplanamayacağı ve bu da, çok para kaybedeceğimiz anlamına gelir Cross.
That means none of the crops here will get picked for a decent profit... and that means a lot of money lost, Cross.
Sadece deneme parfümü olduğunu biliyorum ama eğer bu yanına kâr kalırsa, diğerleri de bir şeyler almaya başlar.
Sure, it's only a perfume sample, but if he gets away with it, the others will start taking things, too.
Biri denedi ve yanına kâr kaldı.
One guy tried it. He did great for that day.
Durduk yere şiddet uyguluyorlar ve yaptıkları yanlarına kâr kalıyor.
They resort to violence at no provocation... and they get away with it.
Bu yanlarına kâr kalmaz.
- No, we're not.
Bu iş o kadının yanına kâr kalırsa mahvolurum.
I'm damned if that woman's gonna get away with it.
O akşam göze batmayacağından emin olmalıydı. Yaptığı neredeyse yanına kâr kalacaktı.
Dress rehearsal - - had to be sure of the disguise on the night.
- Ama hepsi yanlarına kâr kaldı.
- and they got away with it.
- Ve hepsi yanlarına kâr kaldı.
- And they got off.
Bu yaptığının yanına kâr kalacağını mı sanıyordun?
How - How - How did you expect to get away with this?
Yani Quinn'in yanına kâr kalacak.
So Quinn gets away with it?
Kâr etmek için kendi vücudunu sömürmekle başkasının bunu senin adına yapması arasında ne fark var?
Is there a difference between exploiting your own body for profit and having someone else exploit for you?
"Olsa da gelenin yanına kâr kalmaz nasılsa!"
Even if there was, they don't want to come for it... ... anyhow!
Bu yaptıkları yanlarına kâr kalmayacak.
They're not gonna get away with this.
Ne bu, rüzgârdan mı herkes doktoru tehdit etmenin yanına kâr kalacağını mı sanıyor?
Oh, I didn't go to Swaney. He would just have found something wrong.
- Bu yanına kâr kalmaz bilmiş ol.
- You won't get away with this.
Bu asla yanına kâr kalmayacak.
You'll pay for this.
Albuquerque yamaçlarına konuşlanmış olan... Wrenwood Merkezi, kendisini... kâr amacı gütmeyen, kişilerin iyileşmesine... adanmış bir komün sistem olarak tanımlıyor.
Nestled in the foothills of Albuquerque... the Wrenwood Center describes itself... as a nonprofit, communal settlement... dedicated to the healing individual.
Tüm o yaptıkları yanına kâr kalamaz
I can't forgive him after all he's done.
Grimley, kâr eden bir maden, madendi. Burada yazdığına göre.
Grimley is, was a profitable pit, says so in here.
Evet. Yaptığının yanına kâr kalacağını düşünmüştün, değil mi?
You thought you could get away with it, didn't you?
Bütün kâr Mackay Pine Cone... Yardım Vakfına gidecek.
Gains are for the charity fund.
Silahlı kadına büyüklük taslamak pek akıl kârı değil, Sidney.
It's not wise to patronize a woman with a gun, Sidney.
Anladığım kadarıyla onunla yüzleşmekten kaçınma arzunuza rağmen, yaptıklarının yanına kâr kalmasını da istemiyorsunuz, Kendinizi bizim ellerimize bırakın.
I sense, despite your desire to avoid confrontation you don't want him to get away with what he's done. Put yourself in our hands.
ve kârınızın yüzde % 100 civarında hakkına sahipleriyiz.
- Something in the area of 100 percent.
karina 16
karın 129
karin 119
karınız 52
karın ağrısı 18
karın var mı 18
karın nerede 32
karınız mı 21
karın nasıl 41
karıncalar 18
karın 129
karin 119
karınız 52
karın ağrısı 18
karın var mı 18
karın nerede 32
karınız mı 21
karın nasıl 41
karıncalar 18