Kıskanıyor musun tradutor Inglês
325 parallel translation
- Kıskanıyor musun?
- Jealous?
Kıskanıyor musun yoksa?
Are you jealous?
- Kıskanıyor musun yoksa?
- Not jealous, are you?
- Kıskanıyor musun?
Jealous?
Yıllar önce Henry'yi elinden aldığım için hala kıskanıyor musun?
Are you still jealous that I took Henry away from you years ago?
- Beni kıskanıyor musun?
- Are you jealous?
- Canım, yoksa kıskanıyor musun?
- My dear marianne. Are you jealous?
Şimdiden kıskanıyor musun?
- Jealous already?
Kıskanıyor musun?
Are you jealous?
Onları kıskanıyor musun?
You envy them?
Kıskanıyor musun yoksa?
You're feeling jealous about that?
Beni kıskanıyor musun?
Are you jealous?
- Gomez sevgilim, hala kıskanıyor musun?
- Gomez, darling, you're not still jealous?
Kıskanıyor musun?
Are you being jealous?
- Bay Beagleman'ı kıskanıyor musun?
- Make Mr. Beagleman jealous?
- Kıskanıyor musun?
- Are you jealous?
- Onu kıskanıyor musun?
- Do you mind about him?
Kıskanıyor musun?
Getting jealous?
Niye, kıskanıyor musun?
Jealous?
Hey, Salomè, Kıskanıyor musun?
Hey, Salomè, are you jealous?
- Kıskanıyor musun?
But you're jealous?
- Michael'ı kıskanıyor musun?
- Are you jealous of him?
- Starbuck sen kıskanıyor musun?
- Are you jealous?
Kıskanıyor musun?
Jealous, are you?
Apollo, kıskanıyor musun?
Apollo, are you jealous?
- Kıskanıyor musun?
- Hey, you jealous?
Lady, kıskanıyor musun yoksa...
Lady, don't be jealous!
- Billy Bear burada güzel vakit geçiriyor olmalı. - Ne o mahkum, adamımızı kıskanıyor musun?
I hope we have as much fun as we had in that hillbilly bar.
- Beni kıskanıyor musun?
You gettin'jealous on me?
Neden, beni kıskanıyor musun?
- What are you, jealous of me? - No!
- Kıskanıyor musun?
You're jealous?
Thornton Melon'u kıskanıyor musun?
Are you jealous of Thornton Melon?
- Yoksa kıskanıyor musun?
Are you jealous?
Max'ı kıskanıyor musun?
Are you jealous of Max?
- Yoksa kıskanıyor musun? Ne fark eder?
Now you sound jealous.
- Kıskanıyor musun, Chester?
- Are you jealous, Chester?
Yemin ederim, Jake, kıskanıyor musun?
Jake. I swear, Jake, are you jealous?
- Yoksa biraz kıskanıyor musun?
- That's ridiculous. - Is it?
Kıskanıyor musun?
You jealous?
Kıskanıyor musun?
When did you start getting jealous?
- Sen beni kıskanıyor musun?
- You envy me?
Kıskanıyor musun?
You do?
- Bekle bakalım, kıskanıyor musun?
- Wait, are you jealous? - What?
Bruce, kıskanıyor musun?
Bruce, are you jealous?
- Sağ ol. - Kıskanıyor musun? - Village People'daki adamlara benziyor.
Jealous of this guy... with the tights and the mustache?
Kıskanıyor çünkü ben ondan daha zekiyim... ve daha yakışıklı, sen de öyle düşünmüyor musun?
He's jealous of me because I'm cleverer than he is, and ever so much more handsome, don't you think?
Mariza kıskanıyor fark etmiyor musun?
Don't you notice that Mariza is getting jealous?
Bizi kim kıskanıyor biliyor musun?
Do you know who envies us?
Kıskanıyor musun?
Jealous?
Kıskanıyor musun yoksa?
Why did you ask?
- Kıskanıyor musun?
You're jealous now?
kıskançlık 60
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20