O benim annem tradutor Inglês
763 parallel translation
O benim annem değil.
She's not my mother.
O benim annem.
She's my mother.
O benim annem değil!
She's not my mother!
Ama o benim annem.
But she's my mother.
Ama o benim annem!
But it's my mother!
Sana söylüyorum, o benim annem!
I'm telling you, it's my mother!
O benim annem.
It's my mother.
Benim ona baktığımı tahmin edemeyebilirsiniz, ama o benim annem.
You might not think it to look at her, but she is my mother.
- O benim annem!
- She's my mother!
Yine de, o benim annem, ona aynı şekilde davranmaya devam edeceğim.
Even so, she is my mother, and I will treat her as such.
Ne olursa olsun, o benim annem ve tartışsam bile en sonunda pes etmek zorunda kalıyorum.
Whatever happens, she's my mother, and if I argue, I eventually have to give in.
O benim annem!
It's my mother!
O benim annem Tom.
It's my mother, Tom.
O benim annem değil, sadece onun kalıntıları.
It's not my mother, just what remains of her.
- O benim annem, annemi mi ispiyonlasaydım?
- Would you have me inform on my mother?
O benim annem değildi.
She wasn't my mother.
Sizi eğlendiriyor olabilir, ama o benim annem.
Mr Ferguson, my mother may be a figure of fun for you, but she still happens to be my mother.
O benim annem.
That's my mother.
- O benim annem değil.
- She's not my mother.
O benim annem gibidir.
So was my mother.
O benim annem.
This is my mother.
O benim annem değil.
She ain't my mammy.
O benim annem değil!
She's not my mom!
O benim annem.
That's no woman, that's my mother.
O benim annem be.
That's my mother, man.
- O benim annem.
- It's my mother.
- Evet. O benim annem.
That's my mom.
O benim annem.
She's my mother...
Sonra bu adam gelip "Hey, O benim annem." dedi.
And this guy comes over and goes, "Hey, that's my mother."
Hey, o benim annem oluyor, Benny.
Hey, that's my mother, Benny.
O benim annem, biliyorsun.
It's my ma it is, you know.
O kadın nasıl benim annem olabilir?
How can that lady be my mom? how can that lady be my mom!
Hey, Karamela benim vaftiz annem o yüzden geldim.
Hey, don't start thinking things! I only came because she's my godmother.
İşte o anda, Anna benim annem değil dedi.
That's when he said Anna wasn't his mother.
O sırada babam ölüydü ve annem ondan sonra uzun süre yaşamadı, ve sonra benim gerçek kızkardeşim Joanna'yı alıp götürdüler, ve ben bundan mutlu değildim.
Papa was dead then and mama didn't live long afterwards, and then they took my real sister, Joanna, away, and I was very unhappy about it.
O artık benim annem değildi.
She wasn't my mother any more.
O benim ölmüş annem, burada yaşıyor.
This is my dead mother who lives here.
Annem seni sokaklardan çekip almasaydı hala o kaldırım senin bu kaldırım benim geziyor olurdun kaltak!
If my mama hadn't taken you off the street, you'd still be peddling, you jive-ass bitch!
- O, benim annem.
- It's my mother. - My God.
Ajanlarımızdan biri onun Hunger'ın yaratıkları tarafından dağlarda esir olarak tutulduğunu öğrendi. O benim annem! Hunger'ın yaratıklarının esiri olarak kalmasına izin veremem.
, I can't let her remain slave at the monster hunger of course you can't, and we will rescue her but I think you should let Adam and me handle it right brother?
Charlotte ile benim pansiyonda karşılaştığımız o insanlar oldukça sıradışıydı. Annem haklı.
Mother's right.
Annem : " Ernie, o benim oğlum.
MOM SAID, " THAT'S MY SON.
O, benim annem değil senin karın ve beni etrafta istediğini sanmıyorum.
She's not my mother, she's your wife... and I don't get the feeling she wants me around.
Annem ben henüz küçük bir çocukken öldü o da beni eve göndermeye zorlandı, fakat benim burada hiç akrabam yoktu.
My mother died when I was still quite a child and he was forced to send me home, despite the fact that I had no relatives here.
O benim gerçek annem değil.
That's not my real mother.
Kilerdeki o şey benim annem değil.
That thing in the cellar is not my mother.
Ama o benim süt annem değildi.
But she is not my wet nurse
- Annem değil o benim!
- She's not my mother.
O sepetteki benim, ve beni taşıyan da annem.
That's me in the basket and that's my mother carrying me.
Benim sevgili annem, değil mi? Bütün bunların arkasında o var.
It's my lovely mother, isn't it?
Benim annem bu okulda... ve o da senden çok daha iyi.
My mom's a teacher in this school, and she's a lot better than you, too.
o benim 717
o benim kocam 58
o benim arkadaşım 110
o benim babam 72
o benim kuzenim 20
o benim kız kardeşim 28
o benim karım 97
o benim kardeşim 80
o benim en iyi arkadaşım 29
o benimle 34
o benim kocam 58
o benim arkadaşım 110
o benim babam 72
o benim kuzenim 20
o benim kız kardeşim 28
o benim karım 97
o benim kardeşim 80
o benim en iyi arkadaşım 29
o benimle 34
o benim dostum 56
o benim bebeğim 25
o benim kızım 63
o benim param 27
o benim çocuğum 22
o benim oğlum 84
o benim değil 26
o benim arkadaşım değil 21
o benim arabam 45
o benim babam değil 20
o benim bebeğim 25
o benim kızım 63
o benim param 27
o benim çocuğum 22
o benim oğlum 84
o benim değil 26
o benim arkadaşım değil 21
o benim arabam 45
o benim babam değil 20
o benimdi 25
o benim arkadaşımdı 19
benim annem 32
annem 830
annem hasta 26
annemin 46
annem ve babam 43
annemi 40
annem nerede 136
anneme 47
o benim arkadaşımdı 19
benim annem 32
annem 830
annem hasta 26
annemin 46
annem ve babam 43
annemi 40
annem nerede 136
anneme 47
annem geldi 21
annemle 28
annemle babam 17
annem mi 79
annem öldü 65
annemden 22
annem nasıl 49
annemi istiyorum 82
annem söyledi 16
anneme söyleyeceğim 20
annemle 28
annemle babam 17
annem mi 79
annem öldü 65
annemden 22
annem nasıl 49
annemi istiyorum 82
annem söyledi 16
anneme söyleyeceğim 20