Okuyabilir miyim tradutor Inglês
259 parallel translation
- Bir tanesini okuyabilir miyim?
- May I read you one?
- Okuyabilir miyim?
- May I read it to you?
Size okuyabilir miyim?
May I read it to you?
- İlk önce okuyabilir miyim?
- May I read it fiirst? - Sign it.
Gözlemci memurun sonuç raporundan bir paragraf okuyabilir miyim? :
May I read the concluding paragraph of the probation officer's report :
Anne, üzüm ağacının altında oturup kitap okuyabilir miyim?
Mother, could I sit under the scuppernong arbor for a while... and read my book?
Birbirlerine ne dediklerini okuyabilir miyim?
May I read what they said to each other?
Bir ara okuyabilir miyim?
May I read it sometime?
- Sizin için okuyabilir miyim, lütfen?
- Oh, please, can I help you read them?
- Onları okuyabilir miyim? - Hayır, okuma daha iyi.
- Can I read something?
- Okuyabilir miyim?
- Can I read it? - I don't think that's appropriate.
- Okuyabilir miyim?
- Can I see it?
Sana birşey okuyabilir miyim?
Can I read you something from my book?
- Birazcık okuyabilir miyim? - Peki.
Can I read for a bit?
- Okuyabilir miyim?
- May I read it?
Nekahat dönemimde bir şey okuyabilir miyim, merak ediyordum.
Captain, I wonder if I could have something to read during my convalescence.
- Oyununu okuyabilir miyim?
- Can I read your play sometime?
- Odama geçip kitap okuyabilir miyim?
May I read in bed?
Seninle okuyabilir miyim?
Could I read with you?
Okuyabilir miyim?
May I?
- Senden sonra okuyabilir miyim?
- Let me read it after you.
- Sesli okuyabilir miyim?
- May I read aloud?
- Okuyabilir miyim?
- Can I read it ?
Arada bir sana bir şeyler okuyabilir miyim?
- Could I read to you sometime?
Okuyabilir miyim?
May I read it?
Peki gazete okuyabilir miyim?
well, how about a newspaper?
Bir şey okuyabilir miyim?
May I recite something?
- Seninkini okuyabilir miyim?
- May I read yours?
- Okuyabilir miyim?
- Can I read it? - Yeah.
Onu sana okuyabilir miyim?
May I read it to you?
Mutluluğun öncüllerine yazdığın önsözü okuyabilir miyim bir ara?
May I read your introduction to the premises of happiness some day
Şimdi okuyabilir miyim?
May I read it now?
Onun yerine Benim Şarkım'ı okuyabilir miyim?
Can I do'My song'instead?
Size bulduğum bir şiiri Okuyabilir miyim?
May I read you a poem I've found?
Onu Doktor Watson'a okuyabilir miyim?
May I read it to Doctor Watson?
Yarın gelip, sana okuyabilir miyim?
Could I come over tomorrow and read it to you?
Okuyabilir miyim?
I can read it?
- Size bir şey okuyabilir miyim?
- May I read you something?
Bitirdiğin her bölümü hemen okuyabilir miyim?
Oh, Paul, can I read each chapter when you finish?
Dışarı çıkıp bir ağacın altında kitap okuyabilir miyim?
May I go outside and read under a tree?
Anne, biraz okuyabilir miyim?
Mother, can I read for a bit?
Okuyabilir miyim.
May I read it?
Tamam, acaba... -... romanınızı okuyabilir miyim? - Romanım olduğunu nereden biliyorsun?
Okay, I was wondering if I could read your novel.
- Yazdıklarından okuyabilir miyim?
Would you let me read something of yours?
İmzalamadan önce kontratı okuyabilir miyim?
Can I peruse that contract before we sign it?
Ben dudak okuyabilir miyim acaba?
Huh.
Okuyabilir miyim?
Can I read it?
Okuyabilir miyim?
Can I sing it for you?
Okuyabilir miyim?
Yes, please.
- Okuyabilir miyim?
- May I?
Benim, ortalama bir insan ve bir biyolog olarak, basının filtrelediği bir, iki yayın okuyabilir miyim?
and leave two countries wrecked, and so on.