Olanları duydum tradutor Inglês
646 parallel translation
Olanları duydum, Euphemia.
I heard about it, Euphemia.
Küçük hanım, babanıza olanları duydum.
Miss, I heard about your father.
Olanları duydum.
I heard what happened.
Bugün olanları duydum Jesse sınır hattında ödül alan sarı köpek hikayesi.
I hear you turned out to be... a prize yellow dog down at the fence line.
- Sevgilim, olanları duydum.
Wilbur darling, I heard what happened.
Bugün olanları duydum ve sana söylemeye geldim.
I heard what happened today, So I came up to tell you It can be the happiest day of your life.
Yaşlı Temple'ın oğluyla beraber İtalya'dayken olanları duydum.
I heard how you were with old man Temple's son in Italy.
Olanları duydum.
I heard it.
Grafton'un yerinde olanları duydum.
I heard about you, at Grafton's.
Sevgili Matsue... Kız kardeşine olanları duydum.
Dear Matsue I heard about your baby sister
George'a olanları duydum, Van.
I heard about George, Van.
Brandeston'da olanları duydum, Richard.
I heard about Brandeston, Richard.
Öğle yemeğinde olanları duydum.
I heard about lunch.
Şaolin tapınağında olanları duydum
I heard the news from Shaolin Temple.
Billy, olanları duydum.
Billy, I've heard all about it.
Bayan Santini'ye olanları duydum.
I heard about mrs. Santini.
Kardeşim, bugün mahkemede olanları duydum!
Brother, I heard today in the court room
Tabi ki olanları duydum.
Of course I'm aware of these things.
Dün gece olanları duydum.
I heard about last night.
Babama olanları duydum... — Nasıl oldu?
I know about Dad...
Olanları duydum ve ben...
I heard what happened and I...
Olanları duydum ve çok üzüldüm.
I heard about what happened, and I'm really sorry.
Olanları duydum ve çabucak geldim.
Andie! I heard what happened and I came as best I could.
Az önce olanları duydum.
- You mean the one... Yeah, that one.
Bayan Farmer'ın sınıfında olanları duydum.
I heard about what happened in Miss Farmer's class.
Vestiyerdeyken olanları duydum.
I heard the bells ringing when I was in the cloakroom.
Karına olanları duydum.
I heard about your wife.
Olanları duydum.
Never mind. I heard.
Demek istediğim olanları duydum.
I mean I heard he is.
Geçen gece olanları duydum.
I heard what happened there the other night.
Dün gece olanları duydum.
I heard what happened last night.
Joel'a olanları duydum ve eh, şimdi iyi görünüyor.
I heard about what happened to Joel, and, well, he looks okay now.
Olanları duydum.
I heard about what happened.
- Jesse hakkında olanları duydum.
- Heard about Jesse.
Hey, dostum, kanapene olanları duydum.
Hey, pal, I heard about the couch.
Mahkemede olanları duydum.
I heard about what happened in court.
Olanları duydum.
I heard about it.
Ve ben kapıya vardığımda da ikinci kez silah sesi duydum. Hemen dışarıya çıktım ve olanları gördüm.
And when I reached the door, I heard the second shot, and I ran outside and I saw what happened.
Bayan Susie'nın okulda olanlar yüzünden, kızgın olduğunu duydum.
Miss Susie's right upset, I hear, about school.
Dün akşam olanları yeni duydum.
Just heard about last night.
Hayır. söyleme. duydum olanları.
Tell me not, for I have heard it all.
Kuzeyde bu şeyi olanların uçabildiğini duydum.
I hear they got one of those things up north that can fly.
Orada olanları iki hafta sonra duydum.
I only heard about what happened two weeks later.
Olanları az önce duydum.
I've only just heard what's happened.
Olanları bu sabah duydum.
I only heard about it this morning.
Helena'ya olanları şimdi duydum.
I just heard about Helena.
Lymangood'a olanları şimdi duydum.
I just heard about Lymangood.
Şu zavallı hayvanların hislerini anlıyoruz, lakin, aralarında vahşi olanların bulunduğunu duydum.
We sympathize with these poor pets, but among them are violent animal, I've heard.
Bu sabah mahkemede olanları duydum.
Big like Abby Sandoval?
Olanların hepsini duydum.
I heard.
Raheem'e olanları duydum. Raheem'i gerçekten severdim.
I heard about Raheem.