English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Duydum ki

Duydum ki tradutor Inglês

1,536 parallel translation
Duydum ki bu klanda
I have heard, among this clan
Duydum ki belediye başkanlığı için golf oynuyorlarmış.
So, I hear they're golfing for mayor.
Duydum ki... bu çocuk ağaçları bile dans ettirebilirmiş.
I heard... that this kid can make even the trees dance.
Ama duydum ki orada etnik gruplara karşı ayrımcılık yapılıyormuş.
But I have heard that there they discriminate against members of ethnic races.
Duydum ki şu anda bir akıl hastanesindeymiş.
He was so dedicated to kung fu, he went crazy.
Duydum ki erkekler senin içinde şeytan var diyorlar.
I've heard men say that the devil is in you.
Yani ben duydum ki hepiniz çok kötü yaralanmışsınız.
I've heard that you've all been hurt. I'm listening.
Duydum ki... buradaki eski okulu alacakmışsınız.
I heard... you'd bought the old school here.
Duydum ki Charlie, Bobbie ve Sadie'yi Hinman'ı görmeye göndermiş bir para meselesi için.
I heard that Charlie sent Bobby and Sadie to go see Hinman to get some money from him.
Duydum ki Peder Fitzpatrick ile konuşmuşsun.
I heard you talked to Father Fitzpatrick.
Duydum ki kimse gelmemiş.
I heard no one went
Bu bir sır, ama duydum ki, onu görürsen duaların kabul olunurmuş.
It's a secret but I heard that your prayer would be answered if you see it.
Duydum ki düşük ücretli terapist yardımınız varmış?
I heard you can provide low-rate therapists?
Söylentiyle ne kastediyor? Ev ararken duydum ki bazı insanlar konuşuyorlarmış.
This house must be £ 30 a year, and there's not much coming in from what I've heard.
Duydum ki büyük bir imparatorluk, statü, mevki kısacası sahip olduğunuz ne varsa, bunlar size miras kalmamış.
I have heard that such.. .. A big empire, status, position.. .. Whatever you have got, it wasn't willed to you.
- Klinikte duydukların... - Ne duydum ki?
- What you heard at the clinic...
Duydum ki okuldaki en iyi dansçı senmişsin.
I heard you're the best dancer at your school.
Ama duydum ki iç kanaması varmış.
But I did overhear that he's bleeding internally.
Duydum ki kaza yapmışsın.
Heard you had an accident.
Duydum ki bekarmış.
Hey, I hear she's single again.
Bugün memuriyet süremi uzatma kurulu toplandı ve duydum ki iyi geçmiş.
My tenure review board met today, and I hear it's looking really good.
Duydum ki, bu organlar vücudun dışında birkaç saatten fazla yaşayamazmış...
I've heard these organs can't survive outside the body for more than a few hours...
Duydum ki onlar canlı performansları çok iyiymiş, ve arkadaşlığımız için en iyisinin, Güzel, canlı bir konser olacağını düşündüm.
I hear they're really good live, and I think the best thing for our friendship, is like, a good, live, band.
Sarhoş olduğunu duydum ki bu içki ruhsatını alma hevesime bir sekte daha vurdu.
I heard he'd been drinking which makes one less inspired to go after our liquor license.
Duydum ki Moses Adalet Bakanlığı'nda terfi edilmiş yine.
I heard Moses got promoted over atJustice again
Duydum ki şikayet varmış.
I hear you got some beefs.
- Duydum ki Waltherlar biraz tepiyormuş.
- Hear them Walthers like to jump some.
Ben de fazlasıyla araştırıyordum, ama duydum ki "Haydut" denenler başkentten kovulmuşlar. Korkunç değil mi?
I did some investigating of my own, and it turns out that the bandits were sent from the capital.
Duydum ki yeni bir öğrencin varmış imparator.
I hear a new apprentice you have, Emperor.
Batı hakkında öyle çok şey duydum ki, görmek için sabırsızlanıyorum.
I'D HEARD SO MUCH ABOUT THE WEST, I COULDN'T WAIT TO GIVE IT A GANDER.
Duydum ki tavşanların istilası altındasın, ben de koşa koşa o küçük şeytanları yok etmeye geldim.
Heard you had a spot of rabbit bother and toodled on over to sort the blighters out.
Duydum ki, bizi bir "tükürük festivaline" çağıracakmışsın.
I heard you want us all to give saliva samples.
Hakkında öyle çok şey duydum ki.
I've heard so much about you.
Duydum ki Blue Velvet çok ilginçmiş.
Blue Velvet is supposed to be quite interesting.
Duydum ki seninle yaşayan yetimler varmış.
I hear there are orphans living with you.
Ama öyle fazla utanç duydum ki, bağışlanmayı beklenmiyorum.
But I have shamed myself so deeply, past all forgiveness.
Duydum ki sizin çok muzip...
I've heard you had a wicked sense of...
Duydum ki, evi üzerine düşürmüş.
I hear she's really bringing down the houses.
Oh. Ah, duydum ki, ah...
Uh, I heard the, uh...
Dostum, seni konuşurken çok duydum, sürekli birşeyler söylüyorsun. Sen kimsin ki seni dinleyeceğiz?
My man, I hear you talking a lot, you're always saying something, who the fuck are you that we should listen?
"Ve mabetin dışında yüce bir ses duydum... yedi meleğe diyordu ki," Yolunuza gidin ve... "
"And I heard a great voice out of the temple... saying to the seven angels,'Go your ways and..."'
Kesinlikle Arap dünyasında daha önce asla yapılmamış bir şey yapıyor oldukları için El Cezire'ye saygı duydum, ve birçok gözlemciye ulaşıyorlardı ve birçoklarının rahatını bozuyorlardı. Ki bu gazeteciliğin çok önemli bir unsurudur.
I respected Al Jazeera in the sense that they were certainly doing something that had never been done in the Arab world, and they were reaching a lot of viewers, and they were... ruffling a lot of feathers which is a great part of journalism.
Bay Park, bu ay ki elektrik faturanızın Bayağı kabarık olduğunu duydum.
Mr. Park, I heard your electric bill was high this month
ve onu farklı kurguculara bağırırken çok duydum... şöyle diyorlardı : "uymuyor" o da derdi ki : "umurumda değil, kes"
And I would hear her really yell at different editors... who would say, "It doesn't match." She'd say, "I don't care. Cut."
Tam yukarı okumaya çıkıyordum ki bir araba sesi duydum.
I was about to go upstairs and read, and I suddenly heard a car.
Tabii ki duydum.
- Of course I did.
Biraz ileride oturuyorum patlamayı duydum ve onu taşıdığınızı gördüm, sandım ki...
'Cause I actually just live right over there and we heard the explosion and I saw her being carried away and I thought...
Eve geldim, duştan çıkıyordum ki içerden sesler geldiğini duydum.
Got home, just getting out of the shower and I heard someone in my apartment.
Biliyor ki duydum.
She knows I heard that.
Ve duydum ki o... Hey, yavaş ol, yavaş ol, Knipp!
Hey, easy, easy, Knipp!
Çok ulu ve güçlü olduğunuz duydum. O kadar yolu bunun için geldim ve umuyordum ki...
I heard that you were all-great and powerful, and I came all this way and I was kind of sort of hoping...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]