English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ O ] / Olmuştur

Olmuştur tradutor Inglês

8,531 parallel translation
Eminim ki sürpriz olmuştur.
I'm sure that must have been a surprise.
İnsanlar her zaman hastalıklara konu olmuştur. Bunda yeni bir şey yok.
Humans have always been subject to illness, there's nothing new in that.
Zor olmuştur.
That must have been tough.
Eminim bu zor olmuştur.
And I'm sure that was hard.
- Askeri vurduğumda olmuştur.
It must've happened when I hit the soldier.
Ya da beni işin başına koyduğu için mutlu olmuştur. Bilemiyorum.
Or she didn't feel great about putting me out of business.
Hayat her zaman tehlikeli olmuştur.
life is always perilous.
Onun için zor olmuştur.
For him, you moron.
Sence bu nasıl olmuştur?
How do you think that happened?
Bilmem, belki de olan bitenin ne olduğuna göre belki de rahatlama olmuştur.
Or..., you know, I don't know, maybe... maybe it was a relief..., depending on what was going on?
Diyorum ki, belki kaza olmuştur sonrasında Tyler kardeşini korumak için ceketi ormandan almıştır çünkü o ailenin yaptığı şey bu... birbirlerini gizlerler.
I'm saying maybe there was an accident, and then Tyler took the jacket from the woods to cover for his brother'cause that's what this family does... they cover.
Yalnızca ama yalnızca bu gerçeklere dayanarak, davacı, müvekkilimin meşru müdafaa üzerine hareket edip etmediğini kanıtlamada başarısız olmuştur.
Based on these... and these alone, the prosecution has failed to prove beyond a reasonable doubt that my client was not acting solely in self-defense.
Bu aile, ta Kennedy'den beri bir barış ailesi olmuştur.
This family has been a peacetime family since Kennedy.
Tabii ki de seni aramaya çalıştım Elija. Ama Dahlia, Mikael ve Klaus'u aynı anda yere serebildiğinden ötürü sanıyorum ki telefon hattını yok etmek çocuk oyuncağı olmuştur.
Of course I tried to call you, Elijah, but since Dahlia was able to take down both Klaus and Mikael,
Senin de olmuştur eminim.
I'm sure you have been to.
Müzisyenlerle, keşişlerle ve gisaenglerle haşır neşir olmuştur. Bir kez olsun Joseon Hanedanlığı'na saygı duymamıştır.
He associated with shamans, Buddhist nuns and courtesans day and night, and abandoned his duties to the King.
Evet eminim en iyi kısmı, kızınla o koridorda yürürken ona onu ne kadar çok sevdiğini söylemek olmuştur.
Yeah, I'm guessing the best part was walking her down the aisle and telling her how much you love her?
İkiniz için de yıkım olmuştur.
It must have been devastating for you both.
Acı verici olmuştur.
God, that must've hurt.
Eminim olmuştur.
I'm sure it did.
Hadi ama, bir şeyler olmuştur.
Come on, something must have happened.
Kamuoyunun bu cinayete dair spekülasyon yapmasına engel olmak için makamlarımızın Los Angeles eyaletindeki Vinci belediyesinde bir suç soruşturması yürüttüğünü açıklama ihtiyacı hâsıl olmuştur.
To curb public speculation in this homicide, it's become necessary to announce that our offices are conducting a criminal probe into the incorporated city of Vinci in LA County.
Bayan Brune, hamileliği sırasında bir saldırının kurbanı olmuştur.
Mrs. Brune was the victim of an assault during the period of conception.
Chiyoh bana karşı her zaman korumacı olmuştur.
Chiyoh has always been very protective of me.
Blackway bu sabah, burada olmuştur?
Has Blackway been here this morning?
Çikolata oldum olası benim zayıf noktam olmuştur.
Chocolate was always my downfall.
Hadi ama adamım. Baya olmuştur.
Man, go ahead, man.
Hep Kraliçe'nin dostu olmuştur.
She's always been a friend to the Queen.
Umarım yardımcı olmuştur.
I hope it helped someone.
Eminim hayatında bir sürü heyecan verici şey olmuştur.
I'm sure a lot of exciting things happened in your life.
Havacılığın Vrazhite Bölüğünün imhasında ayrı bir rolü olmuştur.
Aviation had a separate role in wiping out Vrazhites troops.
Hector Morales her zaman benim ayakkabısının altındaki toprak olmuştur.
Hector Morales has always been dirt on the bottom of my shoe.
Ama o çocuk, hep baş belası olmuştur.
But that guy, he's always been such a pain in our asses.
Eminim Başpiskopos çok minnettar olmuştur.
I'm sure the Archbishop was very appreciative.
Eminim oldukça beklenmedik bir gelişme olmuştur.
I'm sure this is all very unexpected.
Eminim güzel olmuştur.
I'm sure it's fine.
Bir hata olmuştur.
I'm sorry.
Eşim nereye giderse gitsin hep bir lider olmuştur.
My husband has always been a leader, wherever he goes.
Benim de bir iki kaçamağım olmuştur.
I mean, I've had a fling or two myself.
SPIRAL haberi CDC'ye ulaşana kadar bir düzine sızıntı olmuştur.
By the time the news about SPIRAL reached the CDC, could have been a dozen leaks.
Biliyorsun, baban, o bana çok yardımcı olmuştur aslına bakarsan.
You know, your dad, he's been, uh, he's been really helpful, actually.
Kararsız nükleer parçalanma, dönüşüm sürecinde hep tehlikeli olmuştur.
Unstable nuclear fission was always a danger in the transmutation process.
Hayatının işinin, gözlerinin önünde parçalara ayrılmasını izlemek yıkıcı olmuştur.
Must have been devastating, seeing your life's work fall to pieces before your eyes.
Bir şeyler olmuştur.
Things come up.
Kederli olduğumda izlediğim bir filmin... birkaç saatliğine kafamı dağıttığı ve yeniden... canlandığım çok olmuştur.
Many times I remember being down in the dumps and then I saw a movie that took me away for a few hours and I was completely restored.
Sen aslan'den olmuştur.
You been in the lions'den.
Hep polis arkadaş olmuştur.
I've always been a friend of the police.
Ben daha önce yardımcı olmuştur.
I've helped you before.
Misjudged olmak benim sürekli çapraz ayı olmuştur.
Being misjudged has been my constant cross to bear.
Her zaman öyle olmuştur.
He always does.
- Morrisons olmuştur.
Been to Morrison's.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]