Paranı alacaksın tradutor Inglês
426 parallel translation
Sakin ol, yakında paranı alacaksın.
Calm down, you'll soon have your money
- Dönüşte paranı alacaksın.
- You'll get it on the trip back.
Paranı alacaksın, söz veriyorum.
You'll be paid, I promise you!
Joseph, paranı alacaksın.
Joseph, you shall have money.
Paranı alacaksın ve herkes kendi yoluna gidecek.
You'll get your money and we're squared away.
Paranı alacaksın. Para mı?
You shall have your payment.
Paranı alacaksın.
You'll get it.
- Sakin ol ve sırada bekle Paranı alacaksın
Stay in line and take it easy. You'll get your dough.
Öğlen paranı alacaksın ve sonra sana güle güle.
I get paid at noon and then it's goodbye to you.
Arkansas'ta kaldığın sürece her hafta paranı alacaksın.
You'll get your money every week as long as you stay in Arkansas.
Merak etme, paranı alacaksın.
Don't worry, you'll get your money.
Tamam, teşekkür ederim. Evet, paranı alacaksın, teşekkürler.
Yes, yes, you'll get your check, thanks.
Paranı alacaksın, general.
And you hold the money up for the general to take.
- Paranı alacaksın.
- Well, you're gonna get the money.
Paranı alacaksın çünkü haklısın. Beni duyuyor musun?
You'll get the money because you're right.
Marshalltown'a bu ıstakozları teslim ettiğimizde nakit paranı alacaksın.
Cash on the barrelhead. You'll get your cash when we deliver those lobsters to Marshalltown.
Sabah paranı alacaksın.
You'll get your money in the morning.
- Paranı alacaksın.
- You'll get your money.
- Sana söyledim paranı alacaksın.
- I said that you'll get your money.
Paranı alacaksın.
You'll get your money.
Söz verildiği gibi paranı alacaksın. Ama biz hareket etmeye hazır olduğumuzda.
You'll get your money, all that we've promised, but only when we're ready to move when the job is done.
Paranı alacaksın, merak etme.
You'll get your money, don't worry.
Paranı alacaksın.
You'll get paid.
Paranı yarın alacaksın.
You'll get your money tomorrow.
Paranı geri alacaksın.
I'll see that you get it back.
Odayı terk etmeden paranızı alacaksınız.
You'll have the money before you leave this room.
Ama paranın karşılığını alacaksın.
But you'll get your money's worth.
Bayanlar ve baylar, paranızı geri alacaksınız.
Listen, ladies and gentlemen, you're going to get your money back.
Bay Verloc, paranızı gerçek anlamda hak ettiğinizde alacaksınız.
- Mr Verloc, you will be paid your money when you've earned it.
İşini bitirdiğin zaman paranı alacaksın.
You'll get your money when your job's finished,
Tamam, paranın her kuruşunu alacaksın.
Ok. You'll get your money back, every penny of it.
Bırak uyuyayım... paranı bu gece alacaksın.
Let me sleep... you'll get your money tonight.
Paranı kocandan alacaksın.
Oh, you'll get your money from your husband.
Eğer Frankie dışarı çıkarsa, paranı geri alacaksın.
You'll get it back if we get Frankie out.
- Paranızı alacaksınız, tamam... bu yüzden endişelenme, hele bir Tampico'ya dönelim de.
- You'll get your dough, all right... don't worry about that, when we get back to Tampico.
Paranızı alacaksınız.
You get your money.
Paranızı yakında alacaksınız dedi.
He says you'll get your money soon.
Paranızı yerleşkeye ulaştığımızda alacaksınız.
You'll get paid when we reach the settlement.
Paranızı alacaksınız.
You'll get your money.
Nasıl olacak bilmiyorum ama paranızı alacaksınız.
I don't know but you'll get your money.
- Paranızı yarın alacaksınız.
- You'll get your dough tomorrow.
Her şey için paranızı alacaksınız, Bayan Hunter. Kuzeyli doları olarak.
You will be paid, Miss Hunter, for everything, in Union greenbacks.
Paranı Wichtown'da alacaksın.
- We pay off in Wichita.
Paranın yarısı zarfın içinde, diğer yarısını da iş bitince alacaksın.
Half the dough is in the envelope, you get the other half when the job is finished.
- Paranı geri alacaksın!
- You'll get your money back!
Ve paranız karşılığında ne alacaksınız?
And what do you get for your money? .
Paranı nakit alacaksın ve zehirli sarmaşık falan da yok.
This is cash on the line, and no poison ivy.
Paranızı iş bitince alacaksınız. Şimdi gidin.
When the job's done
- Endişelenme paranı alacaksın.
You'll get your money.
Söz veriyorum, paranızı yarın alacaksınız.
- I promise you'll have the money tomorrow.
Paranızı yarın sorunsuz bir şekilde alacaksınız.
You'll have the money tomorrow without fail. - Look.
alacaksın 58
alacaksınız 23
paran 31
paran var 16
paran var mı 160
paranoya 20
paranın 16
paranızın üstü 16
paranı istemiyorum 32
paranız var mı 25
alacaksınız 23
paran 31
paran var 16
paran var mı 160
paranoya 20
paranın 16
paranızın üstü 16
paranı istemiyorum 32
paranız var mı 25