Parayı tradutor Inglês
34,226 parallel translation
Parayı çaldıysa neden hâlâ burada kalsın?
If she stole the money why would she still be here?
Her iki ayda bir, belki Sosyal Hizmetlerden aldığım parayı arttırırsam... - şu eskort hizmetlerinden birini...
Every couple of months maybe if I save enough from social security call one of those escort services...
Sana parayı getiriyorum, sen de bana anahtarları veriyorsun.
I get you the money, you give me the keys.
- Sanırım parayı ödemeliyim.
- I think I should pay.
Parayı kazanmak için bazı kötü işlere karıştım.
And I've done some pretty bad things to get it.
Parayı minibüse yükleyin.
Empty the cash into the van.
15 yaşınızda başınıza gelen bir şeyi duymuştum kardeşiniz Dante'nin bir bahisçiye borcu varmış borcunu ödeyememiş, siz de ona yardım etmek için o yaz pizza taşıyarak kazandığınız tüm parayı ona vermişsiniz.
I heard a story about how, when you were 15, your brother Dante owed a bookie and he couldn't pay back what he owed, so you gave him all the money you earned that summer delivering pizzas to help him.
Olayı kapatmak için bu parayı ödeyeceğim.
Which I will pay him in order to shut this down.
Parayı aldın mı?
You, uh... get the money?
Parayı unut gitsin.
Oh, j- - just forget the money, huh?
Parayı sormak için babanın ofisini aradım.
[Pilar] I- - I called your dad's office about the money.
Neden hoşlanıp hoşlanmadığın umurumda değil bize borçlu olduğun parayı ödediğin sürece.
You know, I don't give a damn what you enjoy, as long as you pay us the money you owe.
Bize borçlu olduğun parayı bu gece ödemezsen artık T.J.'i göremezsin.
You don't give us the money you owe us tonight, you don't see T.J. anymore.
Sadece parayı gönder.
- Just send the money.
Sana verdikleri parayı benden almıyorlar ya.
They don't take your money out of mine.
Biliyorum ama ne bileyim, seni sevdim ayrıca annem hep dostlukla parayı karıştırma derdi, yani...
I know, but... I don't know... I like you, and my mother always said don't mix money and friendship, so...
Seninle Jack'ten gelen bütün parayı aldı ve bir ay önce tanıştığı kadının tekiyle Florida'ya kaçtı.
All that money that's been coming in from you and Jack... he took it, ran off to Florida with some woman he met a month ago.
O parayı aldığım anda yoldan sapmaya başladım.
'Cause I started slipping the moment I started taking that money.
Peki bu kadar parayı ne yapacaksın?
Then what are you doing with the money?
Bekle biraz, bu yüzden mi geldik buraya? Hangi kafayla bu parayı çalmanın doğru olacağını düşündün?
In what world did you think it was okay to steal that money?
Yoksa çaldığın parayı geri mi getirdin?
Or did you just come to return the money you stole?
Asher. Bak, para harcayarak büyüdüm, ama ben bile 15 yaşındayken o miktardaki parayı, 2 ay içerisinde harcayamazdım.
- Look, I grew up spending money and even I couldn't blow through that much coin in two months when I was 15.
Eğer parayı verirsen paçayı kurtarırsın.
This all goes away if you give back the money.
Legal bir şekilde kullanabileceğin ne varsa... kullanarak bizim bu ufaklığın bütün parayı nereye sakladığını öğrenmelisin.
Do whatever legal techno mumbo jumbo you have to and figure out where our shady little liar is hiding all of his dough.
Sence bir ihtimal, Tristan çaldığı parayı, birine yardım etmek için kullanmış olabilir mi?
Do you think it's possible that Tristan stole this money to help out someone?
Frank'a parayı veren kişiymiş.
She's the one who gave Frank the money.
Parayı mı yaktınız?
You burnt the money?
Koca parayı öder.
Husband pays up.
"Parayı getir. Gece 02.00'de."
Bring the money. 2 : 00 a.m. "
Butch'a parayı vermek için en az iki saat beklemiş gibi gözüküyor.
Looks like he waited at least two hours to pay Butch off.
Yanlış numara sandım. Ama bu sabah aynı adam tekrar arayıp parayı aldığını ve dairenin hazır olduğunu söyledi.
I thought it was a wrong number, but this morning, the same guy called back, saying he received the money, and the condo was all lined up.
Görünüşe bakılırsa adam kasadaki parayı istiyormuş.
Apparently, the guy wanted the cash drawer.
Efendim, bana Minal'in Rajvir'le parayı konuşacağını söyledi.
Sir, she told me that Minal will talk to Rajvir about the money.
Evet, parayı aldık, efendim.
Yes, we took the money, sir.
Para aldık, ama parayı aldıktan sonra Minal fikrini değiştirdi.
We took money, but even after taking the money Minal changed her mind.
Parayı ondan istememe ne dersin?
How about I ask her for the money?
Aldığın onca parayı neden özel bir hemşire için harcamıyorsun?
You know, with all that money you're making... why don't you splurge for a private nurse?
Bana borçlu olduğun parayı geri ödemek için sana güvenli bir yerde tut diye verdiğim kokaini sattın.
You sold the coke I gave to you for safekeeping to pay me back the money you owe... to me.
Para kazanamazsam sana parayı geri ödeyemem ve para kazanamıyorum.
I can't pay you back until it's making money, and it's not making money.
Bir düşünsene. Bir daha asla parayı düşünmek zorunda kalmayacaksın.
Imagine : you'll never have to think about money again.
Craig, Deran'içeride yardım et de kurutucunun arkasından parayı çıkartın.
Hey, Craig, give Deran a hand inside and get the cash behind the dryer, okay?
Varsayalım ki biri bir miktar parayı bir yere taşıyıp sonrası için saklamak isteseydi, ne yapması gerekirdi?
Hypothetically... if someone wanted to move some money and save it for later, how would he do it?
Parayı akladığımız zaman yeni bir ev alacağız...
When the money's clean and we got a new house...
- Parayı Bina 15'e taşıyabilir miyiz?
Could we get the money moved to Building 15?
Eğer parayı başka adrese göndermeye başlarsam araştırdıklarında direkt bana dönecekler.
If I start redirecting the money, when they investigate, it leads right back to me.
- Siktir et parayı ya.
- Screw the money.
Parayı taşıyacak mı?
He'll move the money?
Paul parayı arabayla çıkarmayacak mı?
Paul won't drive the money out?
Adresini verirseniz size kazandığımız parayı vereceğiz on binlik hissemiz ve istihbaratınız doğru çıkarsa aracılık komisyonu.
So, for their address, we'll give you the money we earned, our ten-grand buy-in and a finder's fee if the Intel nabs the punks.
Öyleyse parayı seçeceğim.
Then I'll hold on to the money.
Daha fazla parayı ortadan kaldırabilir misin?
You could make that much money go missing?