Sabredin tradutor Inglês
223 parallel translation
Sabredin, birazdan anlayacaksınız.
- Patience. I think you'll see.
Biraz sabredin, her şey yoluna girecek.
Have patience, we'll be all right.
- Lütfen sabredin.
- Please, be patient.
- Sabredin kraliçem, aldatacak değilim sizi.
Good madam, stay a while. I will be faithful.
Sabredin, gün gelir siz kazanırsınız.
Patience, you will win on some other day.
İyileşeceksiniz, biraz daha sabredin.
Just bear with it a little longer.
- Bu arada biraz sabredin yeter.
- Meantime, have patience.
Sabredin, Efendim. Bekleyin.
Patience, Highness.
- Bir dakika sabredin lütfen.
One moment. - Alright.
Biraz daha sabredin.
Patience, please.
Yarın sabaha kadar sabredin. Ana Cadde'de.
Not till tomorrow morning, in Main Street.
Biraz daha sabredin.
A bit of patience.
Sabredin çavuşum.
Patience, sergeant.
Biraz sabredin.
A little patience.
Lütfen sabredin ve kendiniz karar verin.
Please bear with me and then decide for yourself.
- Sabredin.
- Hang on.
Köpükleri altımızda hissedinceye kadar sabredin.
Just wait until you feel that white water under you.
Her zaman dediğim gibi sabredin ve kağıtları karıştırın.
As I always say... have patience and shuffle the cards.
Sabredin.
All in good time.
"Biraz sabredin lütfen." dediğini hatırlıyorum.
I remember he said, "You need to be patient."
- Sabredin biraz.
- You must be patient.
Sabredin, geliyor!
Order whatever you like
Sabredin biraz!
Hold your damn horses!
Henüz girmediler ama sabredin.
I say, you know, just hang in there.
Sabredin.
Hold up one minute.
Sabredin!
One moment.
Sabredin!
One moment!
Madem kim olduğumuzu sadece yaptıklarımız gösteriyor, beni yaptıklarımla yargılamak için sabredin.
Then why not wait for actions if by them alone you can judge of the truthfulness of my heart?
Biraz sabredin.
A little patience, if you please.
Sabredin, komiser Frücke geliyor.
Commissioner Fricke will be here soon.
Görene kadar sabredin, cennet köşesi gibi olacak.
Wait till you see it, little piece of heaven.
- Sabredin!
- Patience!
Sabredin Bay Chiang.
Relax, Mr. Chiang.
Sabredin, bu gece küçük bir parti vereceğiz.
Patience, tonight we'll have a little party.
June bunu okuyana kadar sabredin.
Wait till June reads this.
Biraz sabredin...
JUST BEAR WITH ME.
Evinize dönün ve sabredin.
Go home and wait patiently.
Sabredin, yeni boyandı heykel daha kurumadı.
The statue is but new fixed, the color's not dry...
Tamam. Biraz sabredin.
All right, keep your pants on.
Biraz sabredin, çocuklar.
Just hang on, kids.
Bir dakikaya çıkıyorum, sabredin be!
I'll be off in a minute!
Sabredin Odo, sizi en kısa sürede çıkaracağız oradan.
Odo, we'll get you out of there soon.
Biraz daha sabredin.
Content thyself awhile.
- Pekala. Sabredin biraz.
- Keep your pants on.
Kurulu sizin bursunuzu iptal ettirmek için ikna etmeye çalışıyo. sadece sabredin biraz.
He's gonna get the board to revoke your scholarships.just you wait.
Biraz sabredin.
Wait.
Sabredin biraz!
Oh, dry up!
Her yere telefon ettim cevap veren olmadı. Biraz daha sabredin.
A little more patience.
Sabredin.
- Really? My God!
Sabredin.
Patience.
Biraz sabredin bayan.
Just a minute, ma'am. Wait a minute, man.