Söz vermiştin tradutor Inglês
2,843 parallel translation
- Şarkı söyleyeceğime söz vermiştin.
You promised me I can sing on a track.
Zaten söz vermiştin.
You already promised.
Böyle anlaşmamıştık Liam. Onu çıkaracağına söz vermiştin.
The deal was, you promised you'd get her off.
Haklısın ama söz vermiştin!
Exactly. And you promised.
Hayvanın teki o, çocuklara zarar veriyor. Sakin olacağına dair bana söz vermiştin Erica. Ama bu sabah geldiğinden beri millete kök söktürüyorsun.
Listen, you promised me you were going to keep your cool, Erica, and since this morning, you came in here like gas on fire.
Bana bu gece evde kalacağına söz vermiştin!
You promised me you would stay home tonight!
O esi paçavranın hayatımı değiştireceğine söz vermiştin.
You promised me that old rag would change my life.
Beni takip etmeyeceğine söz vermiştin.
You promised you wouldn't follow me.
Bana bir hikâye anlatacağına söz vermiştin sen ve Aydınlık Fae hakkında.
You promised me a bed-time story about you and the Light Fae.
Herife hiç umut vermeyeceğine söz vermiştin!
You promised you would leave the guy no hope!
Söz vermiştin.
You promised.
Lütfen Ty, babana burada kalacağına söz vermiştin.
Please, Ty, you promised your dad you'd stay here.
- Söz vermiştin.
- You promised.
Söz vermiştin... Hayalet konusunu bana anlatacaktın.
It's just... that you promised that... you would tell me about the whole ghost thing.
Evet, bir anlaşma yapmıştık. Bana bir söz vermiştin.
You promised me an interview.
Barney, yalan söylemeyeceğine söz vermiştin.
Barney, you promised you wouldn't lie.
Yeni YıIdız Savaşları'nı yapacaktık. Söz vermiştin.
You promised that we were going to build the new Star Wars.
Bana söz vermiştin!
You promised me!
Bruno, kurutma odasına bir çamaşırlık alacağına söz vermiştin.
Bruno, you promised to take the laundry to the drying room.
Dün bir söz vermiştin bana.
You made me a promise yesterday.
30 yaşına geldiğinde, bırakacağına söz vermiştin.
You promised you'd give up when you were thirty.
İkimizi de temiz tutacağına söz vermiştin.
You promised me that you could keep us both clean.
Sterling, söz vermiştin!
Sterling, you promised!
Söz vermiştin!
You promised!
Ama bu ameliyatı gerçekleştireceğine dair bize söz vermiştin.
You promised to see us through this.
- Evet. Onunla konuşacağına söz vermiştin.
You promised to talk to him.
Buna bir son vereceğine söz vermiştin.
You promised me this would stop.
Beraber çalışabileceğiz, tuhaf bir durum olmayacak diğer asistanlara davrandığın gibi bana da davranaksın diye söz vermiştin.
You promised me that we could work together, that-that it wouldn't be weird, that-that you would treat me like any other resident.
- Konuşmayacağına söz vermiştin.
- You promised you wouldn't say anything.
Bunlardan birini, gazeteci dostumuz Ruuhio'ya söz vermiştin.
You promised one of them to our journalist friend Ruuhio.
Catelyn'e bana yardım edeceğine söz vermiştin.
You promised Catelyn you would help me.
Archer, harcırah raporlarını vermeye söz vermiştin hâlâ yoklar.
Archer, I still haven't gotten those TE reports you promised me. Are you sure?
- Ama ablana söz vermiştin. - İşler şimdi farklı.
But you promised your sister- - things are different now.
Eve gidip uyuyacağına dair bana söz vermiştin.
You promised me you were going to go home and get some sleep.
- Bana söz vermiştin.
- You promised.
Ameliyathanede genç bir adam var, yanılmıyorsam ona bir söz vermiştin.
There's a young man in the O.R., and I believe you made a promise to him.
- Merhametli olacağına söz vermiştin.
- You promised to be merciful.
Amca, Söz vermiştin!
Uncle, you promised!
Bin dolarını bağışlayacağına söz vermiştin.
You pledged $ 1,000.
Bu konuda ciddi olacağına söz vermiştin.
You promised me you'd take this seriously.
Chloe, söz vermiştin.
Chloe, you promised.
E yani... Söz vermiştin hani, şu boktan kaleyi ele geçirip 1 Mayıs işçi bayramını orada kutlayacaktık.
You are right promised to prevzemesh this sucks citadel for May Day - celebration all workers.
Krieger-san, söz vermiştin.
Krieger-san, you promised.
Bana söz vermiştin.
You promised me.
Hatırla söz vermiştin.
Remember you promised me
Jenna'nın kuru temizlemelerini alacağına söz vermiştin, ve kablocu için 2 gibi evde olmaya.
You promised you'd pick up Jenna's dry-cleaning and be home by 2 : 00 for the cable guy.
- Bana bir isim söz vermiştin. - Evet...
I thought you promised me a name.
- Söz vermiştin.
- You promised me this.
Tiyatro biletimizden 50 tane alacağına söz vermiştin.
You said you'd buy 50 play tickets
- Söz vermiştin.
- No.
Söz vermiştin.
You gave your word.
söz veriyorum 1721
söz ver 128
söz verdim 82
söz verdin 108
söz veriyor musun 72
söz verdiğim gibi 30
söz ver bana 56
söz veremem 25
söz veririm 57
söz verdi 29
söz ver 128
söz verdim 82
söz verdin 108
söz veriyor musun 72
söz verdiğim gibi 30
söz ver bana 56
söz veremem 25
söz veririm 57
söz verdi 29