Yakında tradutor Inglês
44,187 parallel translation
Yakında sevgili olacaklar arasında ince düşünülmüş kareografili bir dans bu.
It's all a very choreographed dance between two soon-to-be lovers.
Yakında bir şirket yöneteceğim.
Yeah. I am going to be running a company soon.
Geri döner yakında.
- Yeah, yeah. - He'll be back.
Yakında orada olacağız, tamam mı?
We'll be there soon, okay?
Çok yakında öğreneceğiz.
We should found out pretty soon.
Yakında kahvaltı için neresi var?
What's good for breakfast around here?
Fırtına yakında sona erecek.
The storm will be over soon.
♪ ve şafak yakında gelecek ♪
♪ and soon the dawn will come ♪
♪ yakında bana yaslanabiliyorsun, seni eve götüreceğim ♪
♪ You can lean on me soon I'll take you home ♪
Yakında cinsel şiddet danışmanın arayacaktır, panik butonun da var.
You'll hear from your ISVA soon and you've got your panic alarm.
Operatörle konuşmak istiyorsanız lütfen hatta kalın, birisi yakında sizinle görüşecektir.
If you wish to speak to an operator... please stay on the line and someone will be with you as soon as possible.
Yakında barış ilan edilecek diyorlar.
But I hear peace would be so close.
Mekanik görevlilerimiz kontrollerini yapacak. Bırakalım da çocuklar işlerini yapsın. Yakında tekrar havalanacağız.
We're having our mechanics preform a maintenance check, so just let those boys do their job and... we'll have you on your way in no time.
Yakında öğrenecek,
He will soon realize it,
Yakında tüm dünya,
Soon the whole world,
Evet, bu yakında değişecek tatlım.
Yeah, not for long, baby.
- Yakında değişecek.
- Not for long.
Yakında sizi bırakacak.
He's about to cut you loose.
- Yakında maaş almaya başlar.
a fake, non-paying downtown job but... It's not gonna be non-paying for long.
Çok yakında ondan kurtulacaklar.
You know, they're gonna dump his ass any day.
Yakında burada olur, merak etme.
Don't worry, he's gonna be here soon.
Ginnie'yi yakında gördünüz mü?
Have you seen ginnie recently?
Bu yakında onu gördün mü?
You seen him lately?
Trevor, bu yakında Ginnie'yi gördün mü?
Listen, Trevor, have you seen ginnie recently?
Umarım yakında ortak olur, sadece evrak işi için bekleriz.
Uh, well, soon to be partner, just waiting for some paperwork.
- Güneş yakında kalkacak.
- Sun's gonna be up soon.
Yakında görüşürüz.
See you soon.
Beni tanımayanlar yakında hiç aklım olmadığını anlayacak.
People who do not know me soon come to understand that I do not have any sense.
Yakında gidecek.
He will leave soon.
Dediklerine göre İrlandalılar ablukaya tayın ve domuz eti tedarik ediyor. Ancak yakında barutları tükenecektir.
Now, they say that the Irish are supplying the blockade with tack and pork, but they will soon run short of powder.
Çok yakında bizden alınan bu naif ruh...
A gentle soul, taken from us all too soon.
Neyine istersen bahse girerim ki yakında pes edecekler.
Bet you anything you like they'll give up now.
- Yakında görüşürüz.
All right, see you soon.
Pekâlâ Magnus, yakında konuşuruz.
All right, Magnus, talk to you soon.
Umarım yakında seni bulucağız.
Hopefully we will have you out of there soon man.
Çok yakında yine aramızda olur.
We'll see him again soon enough.
Yakında gelmiş olur.
It won't be long now.
Yakında elimize ulaşır.
Should have something soon.
'Lord Krishna'nın şenliği yakında başlayacak...'
'Full moon night is fast approaching.'
Yoksa bu bebeğin ağlaması çok yakında sana karşı bir isyan olacak.
Or else that baby's cry will soon rebel... as a voice of inquiry against you. Cross-examine you.
Çok yakında keşfedeceğim ve sende göreceksin.
I'll discover it soon enough and so will you.
Çok yakında!
Real soon!
Hepsi de akan su sesinin yakınlarında.
All with the sound of running water nearby.
Evin yakınlarında bayıltılıp muhtemelen göle yakın bir yerde de tecavüz edildi.
She was knocked unconscious somewhere within the grounds and was raped, possibly close to the lake.
Hiçbir koşul altında yarın geceki o galanın yakınına bile gitmeyeceksin, anlaşıldı mı?
You're under no circumstances to go anywhere near that gala tomorrow night. Do you hear me?
Kimin kıçı öpülecek yakında göreceğiz.
We'll see whose butts are getting kissed, right?
Salton Denizi'nin yakınlarında silah alışerişinden falan bahsedilmiş.
Something about picking up guns near the Salton Sea.
Burnumun bu kadar yakınında gemi dolaştıran bir sürü soysuz asi varken tutmuş bana kırmızı haçları gösteriyorsun.
You sail this close to my nose, a kind of classless rebels, and you show me red crosses.
Polisler kolilerle yemek götürüyorlar kolileri ön kapının yakınında yere koydular.
Policemen have brought food in containers, which have been placed on the ground near the front door... To the embassy.
- Kim ne demiş olursa olsun, seçimler sırasında asker artışı pek yakışık almaz,... o yüzden olacağı bu.
- Whoever said what, a troop surge and an election don't sit well together, so this is the way it's gotta be. I'm sorry.
Baahubali'nin Kuntal krallığının yakınında olduğunu duymuştum.
I heard Baahubali is somewhere around Kuntal kingdom.