English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Y ] / Yağmur yağıyor

Yağmur yağıyor tradutor Inglês

1,170 parallel translation
Yağmur yağıyor ve insanları da kaba üzerinize atlayıp ve size saldırabiliyorlar.
if it's not raining, they're rude. If they're not being rude, they're jumping out and attacking us!
Üstüne yağmur yağıyor!
It's raining all over her!
Yağmur yağıyor.
It's raining.
Bak, Centerville'de yağmur yağıyor demedim.
Look, I didn't say it was raining in Centerville.
Belki hiç kimse gerçekten varolmadı ve dışarda sadece yağmur yağıyor.
Maybe no one really exists and it is only raining outside.
İki gündür yağmur yağıyor.
It has been raining for two days.
- Ama yağmur yağıyor.
- But it's pouring.
Dünden önceki günden beri yağmur yağıyor.
Raining since the day before yesterday.
Hadi, Carol Anne.Yağmur yağıyor!
Come on, Carol Anne. It's raining!
Hala yağmur yağıyor.
It's still raining.
Yağmur yağıyor diye alayım dedim.
I just thought because it was raining, you know.
[Yağmur yağıyor]
[Rain falling]
Yağmur yağıyor.
It's raining
Gece ve yağmur yağıyor.
It's night, it's raining.
Yağmur yağıyor ve gidecek yerleri yok.
It's rainin'out, they got nowheres to go...
Yağmur yağıyor mu?
is it raining?
Bir yağmur yağıyor bir güneş açıyor.
It suddenly rains and suddenly shines
Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Git de sığınak bul!
It's pouring, go and find a shelter!
Yağmur yağıyor, Irwin.
It's raining, Irwin.
İnanabiliyor musunuz, yağmur yağıyor?
Do you believe it's raining?
- Çok yağmur yağıyor, dikkatli olun.
It's raining all the way up I-5, so be careful. Okay.
Yağmur yağıyor.
Drip-drop, plip-plop Down the rain comes!
Yağmur yağıyor.
It's raining out here.
Dediğine göre Dallas'a geldiği ilk gece, yağmur yağıyor şimşekler çakıyormuş.
She said the first night she pulled into Dallas, it was raining... and that it was lightning.
Yolun ortasında durmayın, görmüyor musunuz yağmur yağıyor!
Don't stay out there.
Üzerimize yağmur yağıyor!
It's raining down on us!
Deli gibi yağmur yağıyor.
It's pouring rain.
Hey, hala yağmur yağıyor.
Hey, it's still raining.
Üç aydır yağmur yağıyor ve her yer çamur oldu.
It's rained for three months now and everything is mud.
- Çok yağmur yağıyor.
- It's raining a lot.
- Yağmur yağıyor, bir türlü taksi bulamadık.
It was raining so hard, we could not get a cab.
Dikkatimi çekti de, burada sık sık üzerime yağmur yağıyor ve sık sık üşüyorum...
And I find that here I often get rained on and I'm often cold...
Yağmur yağıyor. Taksi bulmak da çok zor. Ama böyle konuşmaya devam edersen, kendimi anında dışarı atarım.
Look, it's raining and cabs are really tough, especially going uptown but I will be out of this car in one second if you open your mouth.
İçeri gelin yağmur yağıyor.
Come in out of the rain.
Gündüz yağmur yağıyor.
During the day it rains.
Sağanak yağmur yağıyor.
It's raining heavily
- Yağmur yağıyor.
- It's raining.
Ama yağmur yağıyor
But it's raining
Yağmur yağıyor.
Looks like rain!
Bunu alayım.Yağmur yağıyor.
Is it raining out?
Yağmur yağıyor.
[Lanzmann] Ask them if they're glad to see Srebnik again.
Yağmur yağıyor. Ben içeri giriyorum.
It's raining!
Şu anda Pork-Chop Express'i dinliyorsunuz. Sakın aklınızdan çıkarmayın fırtınalı bir gecede, şimşekler çakıyor, gök gürlüyor ve yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyorken.
You just listen to the Pork-Chop Express and take his advice on a stormy night, when the lightning's crashing', the thunder's roaring', and the rain's comin'down in sheets thick as lead.
Yağmur yağıyor.
( thunder rumbles, rainfall begins ) it's raining.
Brandel'de yağmur yağınca ortalığı sel basıyor.
When it rains at Brandel, it sure pours, don't it?
# Yağmur yağınca içimi kaplıyor bir hüzün #
I get the blues when it's raining
Yağmur da yağıyor. " diyene kadar.
It's raining. "
- Ama yağmur yağıyor.
- It's raining. - Take her out.
Yağmur mu yağıyor?
Is it raining?
Yağmur yağıyor.
Raining.
Çatallarıyla şimşekler, yağmur gibi yağıyor.
Forked with lightening, the rains fall.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]